Hayaller, gerçekler ve bahar
Bu memlekette kriz bitmez!
Bu memlekette kavga bitmez!
Bu memlekette siyasete endeksli tartışmalar bitmez!
Hemen her zaman, hemen herkes son derece asık suratlı konular üzerine ahkâm keserken, ben kendi gündemimi oluşturup kendi gündemimin merkezine kendimi çekiyorum…
Bu da güncelin dışına çıkmak şeklinde yorumlanıyor: Tuzum kuru olduğu için siyasete girmiyormuşum.
Girmeye giriyorum da, ahkâm kesmeyi sevmiyorum. Olup bitenlerin tarihle ilişkisini kurmaya ve o zeminde çözüm üretmeye çalışıyorum. Direkt siyaset yazan öyle çok meslekdaşım var ki, bana ihtiyaç hissettirmiyorlar.
Herkes politika yazarsa, baharı kim yazacak sevgili dostlarım? Bırakın bendeniz de baharı yazayım. Lâlezara dönen şu “Şehr-i Stanbul”u Şair Nedim’le birlikte kucaklayayım:
“Bu şehri Stanbul kî, bî misl ü behâdır;
“Bir sengine yekpare Acem mülki fedadır.
“Bazari hüner madeni ilm ü ulemadır.
“Hurşîd-i cihan-tâb ile tartılsa sezâdır,
“Altında mı üstünde midir cenneti â'lâ?..
“Elhak bu ne hâlet bu ne hoş âb u hevadır.”
Kavgalardan, tartışmalardan, çatışmalardan dolayı baharı ıskalayacaksak, İstanbul’un lâle bahçesine dönmüş halini kaçıracaksak, hayatımız olumsuzluklar içinde tükenip gidecek demektir.
Hiçbir güzelliğe dikkat etmiyoruz, hiçbir değişimi yakalamaya çalışmıyoruz…
Varsa yoksa kriz, varsa yoksa para, varsa yoksa siyaset! Hayatımızda hayal yok, şiir yok, şarkı yok, enstrüman yok, estetik yok.
Sonuç: Yoklar arasından varlık çıkmaz!
“Zevk-ı gam dilde midir, dağda mı, tende midir;
“Neşve bülbülde midir, gülde mi, gülşende midir?
“Oldu bâzîçe-i aşkında nihân hâtem-i dil
“çîn-i zülfünde midir, sende midir, bende midir?
“Gül hem açıldı hem ârâyiş-i destâr oldu,
“Bülbül-i bî-haber, âyâ dahi şivende midir?
“O tevazu anı mümtâz-ı cihan etmişdir,
“Nahl-i gül bağda bihûde, seref gende midir?
“Dür ü mercan bulunurmuş tutalım deryada
“Bu kadar çîn-i cebin satmağa erzende midir?
“Hâh ü na-hâh olur âvîze-i gûş-i ahbâb,
“Nâbiyâ her gazelin böyle hoş-âyende midir?”
-
Böyle diyor Şair Nabi: Anlıyorum ki, şiiri ıskalamak baharı, baharı ıskalamak şükrü ıskalamaktır!
Ağaçlar çiçek çiçek, tomurcuklar pütür pütür, lâleler cenneti anımsatacak kadar alımlı…
Bu görüntüyü görmezden gelmek, tabiatla birlikte hayata ihanet etmektir!
Unutulmamalıdır ki, mevsimler bizim için değişiyor, çiçekler, yapraklar, güller bizim için açıyor, kuşlar, kelebekler bizim için uçuyor; hayata güzellik katan her şey, insanoğlunun eliyle inşa edilen ve hayatı yaşanmaz yapan olumsuzlukları dengeleyip hayatı bir düzene sokmak içindir.
Onları fark etmemek onlara haksızlık, Yaradan’a yüzsüzlük olur!
“Kul”un yüzsüzlük yapmaya hakkı yoktur.
Güncel siyasetin kargaşasından çıkıp bunları da yazıyorum ya, kimilerine göre, tuzum kuru, kimilerine göre fazla duygusal, kimilerine göre ise iflah olmaz bir “romantik”im…
“Gereksiz” konular arasında bu yüzden fink atıyorum.
Bana sorarsanız baharı fark etmek, en az siyasette olup bitenleri fark etmek kadar gereklidir. Duygular baharı fark edemeyecek kadar körelmişse, siyasetteki oluşumlarla oluşumların temelindeki olgular fark edilemez.
Aslında hayatı keşfetmenin teorisyenleri (ya da yaşam koçları -her ne demekse-) hayat üzerine envai çeşit gevezelikler ederken, ben sadece en büyük ikram-ı İlâhî olarak gördüğüm hayatı doğru düzgün yaşamaya çalışıyorum.
Ve sadece yaşadıklarımı, (yaşarken okuyup öğrendiklerimle birlikte) paylaşıyorum. Bir gün belki hayallerimi de paylaşırım.
İnsan herkese yetecek kadar bol hayal biriktirmeli. çocuklarımıza da hayal kurmayı öğretmeliyiz. Hayal olmadan hayat olmuyor!
Annesi Hayme Ana ile Ertuğrul Gazi, henüz küçücük bir aşireti yönetirlerken İstanbul’u fethetmeyi hayal etmeseydiler, torunları Fatih Sultan Mehmed’e fetih nasip olmazdı.
önce umutlarımızı diriltmeli, sonra umutlarımızı hayallerimize destek yapmalıyız.
NOT: Sevgili dostlarım. Bugün saat 13.00'ten itibaren, İzmir Uluslararası Fuar Merkezi’ndeki kitap fuarında, Nesil Yayınları standında kuracağımız muhabbet sofrasında kitaplarımı imzalayacağım. Hepinizi bekliyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.