Asker kaçağı bir paşa
Gülmeyen arkadaşlar...
Paşadan asker kaçağı olup olmayacağını ya bir mason bilir ya da bir Morrison...
Altı defa gidip yedi defa gelmek saf vatandaşın işi olabilir mi?
Yedi iklim dört köşenin MASON diye tanımladığı, ancak gidip Mason derneklerinden “Süleyman bey mason değildir” belgesi alan sayın Demirel, ilk büyük yalanını söylemişti...
Bilahare Adalet Partisi ile Cumhuriyet Halk Partisi arasında “benlik” kavgası baş gösterince İsmet İnönü’yü “Asker kaçağı” diye itham eyledi...
İkinci en büyük yalanı idi... Amma bendeleri inandılar...
“Elinde Kur’an, göğsünde iman, geliyor Nurlu Süleyman” naralarıyla meydanları inletenler neye inanmazlar ki...
Zaman her şeyi elekten geçirir...
Çok sevgili, çok sayın büyüğümüz Süleyman Demirel Cumhurbaşkanı seçildikten sonra bayağı renk ve fikir değişikliğine uğradı...
Beethoven’ın 9. Senfonisi çalındığı sırada ayağa kalkarak, “İşte çağdaşlık budur” demesi apayrı bir ruh fotoğrafıdır...
O günden sonra özel bir ekip peydahladı ve spor karşılaşmalarına gittiğinde bile “Türkiye laiktir, laik kalacak” bestesini haykırttı...
Ve solcu CHP’nin sevgisine mazhar oldu...
Baktı ki bu yol kazançlı bir yoldur...
Başörtülü kızlara “Suudi Arabistan’a gitsinler” tavsiyesinde bulundu.
Asker kaçağı(!) İnönü’nün solcu müridleri Demirel’i canü gönülden sevmeye, saymaya başladılar...
Siyaset bu kadar derin bir yalan/dolan bataklığıdır...
CHP malum bir parti...
Kim kurmuş olursa olsun “istemezük” kelimesi amentüleri oldu...
Aklı başında insanlardan kime sorsanız “İstemezükçü parti hangisidir” diye, istisnasız hepsi CHP der...
Sevgili CHP istemezükçülükle maruf olsa da, sırf “darbe” konusunda çok iştahlıdır... İstediği tek şey bir darbedir...
Bence haklılar...
İktidar hırsı basiretlerini bağladığı gibi, öfkelerini akıllarının önüne geçirmiş...
“Yar bana bir eğlence” makamında, aman bize bir iktidar moduna girdi...
20-30 sene çalmadık kara bırakmadılar şapkalı siyasetçiye...
Tıpkı büyük mürşidlerinin aniden “Öyleyse biz de ortanın solundayız” sallamasıyla solculuğa geçivermeleri ne ise, Demirel aşkları da benzer bir şeydir...
Yani körolasıca menfaat...
Çağımızın en muhteşem siyasetçisi K.K. /Kemal Kılıçdaroğlu/ acaba üçyüzon yıl başkanlık yapsa, Türk halkı onu tek başına iktidara getirir mi?
Onlar da bilir bunun böyle olduğunu...
Bildikleri içindir ki bir yandan “istemezük” nakaratını tekrarlarlar, bir yandan da nerede hırs küpü bulurlarsa kendi bahçelerine taşırlar...
Baksanıza,
Şunun şurasında seçime kalmış 4 ay gibi kısa bir süre...
“Mahalle mahalle, sokak sokak direneceklermiş”...
Acaba seçimlerin neticesini mi gördüler?
CHP’nin yine iki/seksen yere serildiğini...
Akıllı insan, kendine güvenen pehlivan meydana girer, hasmını güzel bir şekilde yener...
Bunlar korkuyorlar...
Demirel, Cindoruk, Kanadoğlu, Savaş, Mesut, Ergenekon teşkilatı, barolar, bir kısım yargı mensupları... Kuzey Kıbrıs, Azerbaycan destek çıksalar da tatmin olmuyorlar...
Evet, Azerbaycan yönetimi Firavun yönetiminden bir kertik daha küçük amma, istikametleri aynı...
Çünkü İlham Aliyev babasının oğludur... Zaten babasının oğlu olmasaydı onu oraya Demirel bile getiremezdi...
Yürü bre ayarı bozuk dünya!..
Ne olacak akıbet? Kim kimi yiyecek, kim kimden tarafa sıçrayacak, biz seyredeceğiz... Göreceğiz acayiplikleri...
=================
O eski ibibikler acep nereye göçtü
O eski cins kargalar acep nereye uçtu?
Sık sık hayallerimde hatıralar canlanır
O eski kahramanlar acep nereye göçtü?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.