2010’un ardından bankalarımız…
Ülkemizde faaliyet gösteren tüm bankaların patronu olan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, faaliyette olan 49 bankanın 2010 yılı genel verilerini derleyerek Türk Bankacılık Sektörü’nün genel görünümünü yayınladı.
Bu yazımızda bu değerlendirmelerden öne çıkan başlıklara göz atıp Türk Bankacılık Sektörü hakkındaki bilgilerimizi güncelleyeceğiz, bu verileri kısaca değerlendireceğiz.
Ülkemizde 32 Mevduat Bankası, 4 Katılım Bankası ile 13 Kalkınma ve Yatırım Bankası mevcut. Toplam bu 49 adet bankanın toplam aktif büyüklüğü ilk defa 1 Trilyon TL’yi aştı.
Bankaların hepsinin aktiflerinin toplamının 1 trilyon TL’yi aşması büyük bir eşik olarak görülüyor sektörde, önümüzdeki günlerde buna sık sık vurgu yapılacaktır.
Çok çok büyük bir rakam gibi görünen bu 1 trilyon TL aktif, Ziraat Bankası ile aynı tarihlerde kurulmuş bir Deutsche Bank’ın aktiflerinin yalnızca 4’te 1’ine tekabül ediyor aslında. Ziraat Bankamız ile aynı tarihlerde kurulmuş bir Alman bankası (ki bugün 70’ten fazla ülkede faaliyet gösterir hale geldi) bugün bizim bütün bankalarımızın aktiflerinin 4 katı büyüklüğe ulaştı.
Gerçek başarı ve profesyonellik müşteri, çalışan ve hissedar memnuniyetiyle birlikte bu seviyelere ulaşmak olsa gerek bir banka için. Aynı şeyi kârlılıkta söylemek mümkün değil. Bankalarımız 2010’da 22 milyar TL kâr ederlerken, bizim bankaların tam 4 katı aktif büyüklüğe sahip meşhur Deutsche Bank’ın kârı ise geçen yıla göre yarı yarıya düşerek “sadece” 5 milyar TL oldu. Ülkemizdeki ekonomik durumun nispeten iyi olması, bankalarımızın dilediği müşteriden kendi belirlediği her hangi bir isim altında ve nispeten kendi istediği kadar parayı alabilmesi, müşterileri yanıltıcı reklamlarına dur diyen olmaması gibi yabancı bankaları imrendiren bir sektör Türk Bankacılık Sektörü. ..
Diğer verilere kısaca bakmak gerekirse, 2010 yılında banka sayısı değişmedi, 49 banka ile başlanan yıl 49 banka ile bitti. Yaklaşık 500 yeni şube açıldı, 7 bin personel istihdamı sağlandı geçtiğimiz yıl. Böylece 2011’e 10 bin şube ve 191 bin çalışan ile girdiler bankalar. Bu yılda da şubeleşme ve dolayısıyla yeni personel istihdamı, her şey yolunda giderse, artmaya devam edecektir. Neredeyse artık her ilde en az 1 adet bulunan İktisadi ve İdari Bilimler fakültelerinin mezunlarının en büyük iş kapısı olmaya devam edecekler bankalar…
Kredilerin kısılarak talebin dizginlenme çabalarının başladığı da bir yıl olan 2010’da kredileri en çok arttıran bankaların Kamu Bankaları olması da dikkat çekici. Özel bankalar kredilerini %33 arttırırken kamu bankaları ise kredilerini %42 arttırdılar. Bankalardaki mevduat %20 artarak 617 milyar TL’ye ulaşırken bankaların verdiği kredilerin toplamı 526 milyar TL’ye ulaştı geçtiğimi yıl.
Müşterilerin kredi kartı borçları ise korkutucu bir şekilde 44 milyar TL’ye dayanmış durumda… 2009’da verilen her 100 TL’lik kredinin 5,3 TL’si takibe düşerken bu oran 2010’da 3,7’ye düştü. Kredilerin daha rahat ödenebildiğini gösteren bu oranın düşmesi güzel bir gösterge.
Umarız bankalarımız 2011 yılını da güzel rakamlarla bitirirler. Yine umarız ki bunu sadece hissedarların-patronların memnuniyetini göz önüne alarak değil, müşteri ve çalışan memnuniyetini de dikkate alarak yaparlar…
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.