Ekmek
Herkesin ilgisi, merakı kendine... Kimi BM'nin insani gelişme endeksini önemser... Kimi "Freedom House"ın özgürlük ve demokrasi barometresini... Kimi "Transparency International"ın rüşvet-yolsuzluk ölçümlerini...
Kimi için her gün inip-çıkan borsa endeksleri, çapraz kur oranları önemlidir, kimi için gecelik faiz oranları, Türkiye'de ve diğer ülkelerde hazine bonolarının faizleri...
Ben ise "FAO Endeksi"ni çok ama çok önemserim. Her ayın başında yenilenen verileri göğsüm sıkışarak incelerim.
FAO (Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü) 10 yıldır temel besin maddelerinin endeksini tutuyor. Üretimine değil, fiyatına göre. Kiminde borsalardaki fiyat esas alınıyor, kiminde ihraç fiyatı, kiminde ise söz konusu ürünle ilgili uluslararası meslek örgütünün raporları...
FAO'nun belli başlı endeksleri şu ürünlerle ilgili: Et (Sığır ve koyun eti, domuz, kümes hayvanları) süt ürünleri (Süt, süttozu, peynir), tahıl (Buğday, mısır, pirinç), yağ ve yağlı maddeler (Bitkisel yağlar ve balıkyağı dahil hayvansal yağlar), şeker. Bir de tüm bunları kapsayan temel besin maddeleri endeksi var.
Bakın, bu endekslerde son durum nasıl, yani geçen ay sonunda nereye geldiler:
Temel besin maddeleri endeksi 231, et 166, süt ürünleri 221, tahıl 245, yağ ve yağlı maddeler 278, şeker 420 puandalar.
Bu rakamların anlamını, önemini kavrayabilmek, yorumlayabilmek için "Mukayese verileri" olması gerekir, değil mi? Onu da aktaralım. Aynı endekslerin 2008 yılında hangi düzeyde, kaç puanda olduklarını sıralayalım.
Neden 2008 yılı? Cevabı basit: Çünkü o yıl temel besin maddelerinin fiyatlarındaki artışlar, yani pahalılık yüzünden 30 ülkede açlık isyanları patlak verdi.
Buyurun endekslerin 2008 rakamları: Temel besin maddeleri 200, et 133, süt ürünleri 220, tahıl 238, yağ ve yağlı maddeler 225, şeker 182.
Teker teker vurgulayalım:
2008 isyanları patlak verdiğinde temel besin maddeleri endeksi 200 puandı, bugün 231 puan.
2008 isyanları patlak verdiğinde et endeksi 133 puandı, bugün 166 puan.
2008 isyanları patlak verdiğinde süt ürünleri endeksi 220 puandı, bugün 221 puan.
2008 isyanları patlak verdiğinde tahıl endeksi 238 puandı, bugün 245 puan.
2008 isyanları patlak verdiğinde yağ ve yağlı maddeler endeksi 225 puandı, bugün 278 puan.
2008 isyanları patlak verdiğinde şeker endeksi 182 puandı, bugün 420 puan.
Özetle tüm temel besin maddelerinin fiyatları 2008'de 30 ülkede isyana yol açtığı düzeyin üstünde. Hele şeker, yağ ve yağlı maddeler et gibi ürünlerde epey üstünde.
Açıkçası, açlık isyanlarının patlak vermesi riski bugün 2008'den daha fazla, daha yakın. Zaten veriyor da.
Evet, Tunus'ta "Demokrasi devrimi" yapıldı ama halk sokağa döküldüğünde ilk talebi "Aş ve iş" idi.
Evet, Mısır'da Hüsnü Mübarek'in otoriter rejimine karşı başkaldırıldı ama halkın ilk şikâyeti "Hayat pahalılığı" idi.
Cezayir'de birçok kent ve kasabada yapılan ve yapılmakta olan protestoların, kendini yakmaların ana nedeni et, buğday, yağ ve şeker fiyatlarının halkın satın alma gücünün üstüne çıkmasıydı.
Ürdün'de de öyle, Yemen'de de...
O yüzden Cezayir'de Abdülaziz Buteflika yönetiminin ilk önlemi, temel besin maddelerinin fiyatlarını aşağı çekip dondurmak, bunun için de bütçeden 13 milyar dolar kaynak aktarmak oldu.
O yüzden Tunus'ta yeni yönetimin ilk işi temel ihtiyaç maddelerine devlet sübvansiyonu getirmek oldu.
O yüzden Mübarek yönetiminin olaylar biraz yatışınca attığı ilk adımlardan biri memurların, askerlerin ve emeklilerin satın alma güçlerini artırmak için maaşlarına yüzde 15 zam yapmak oldu.
New York'taki Cornell Üniversitesi profesörlerinden tarihçi Steven Laurence Kaplan iki gün önce "Le Monde"da yayınlanan yazısında "1789'daki Fransız İhtilali'nden Mısır'daki intifadaya kadar tüm sosyal patlamaların tek simgesi var: Ekmek" diyordu. Yerden göğe haklı.
Çünkü ekmek önemli. Çünkü, Oktay Akbal'ın ünlü öyküsünde dediği gibi, her şey "Önce ekmeğin bozulması" ile başlıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.