Evvelki akşam Mübarek'ten umulan açıklama gelmedi. Aksine Mübarek bir çoğunu ters köşeye yatırdı.

Hem hepimizin aklıyla hem de Mısırlılarla alay etti Mübarek.

Bir yığın alışılagelmiş tanıdık sözlerden sonra yetkilerinin çoğunu yardımcısına devrettiğini açıkladı. Daha doğrusu devretmediğini ve görev süresini dolduracağını söyledi.

Eh bunu bazı safdillerin dışında kimse yemedi.

Çünkü cumhurbaşkanı olarak kaldığı sürece yetki devrinin hiçbir anlamı yoktu. Ömer Süleyman isimli şahıs zaten Mübarek'in sağ koluydu şimdi yardımcısı oldu. Değişen sadece isim. Yine mübarek'in emrinde ve Mübarek'in izni olmadan nefes bile almayacak bir adam.

Yetki devrettiği isim halkın en azından tanımadığı biri olsaydı belki bir değişim umudu sayılabilirdi. Mısır halkı Ömer Süleyman'ın kim olduğunu gayet iyi biliyor. ABD ile İsrail ile ilişkilerini ve Mısır halkına karşı tutumunu çok iyi biliyor. O yüzden de Mübarek'in yetkilerini ona devretmesi Mısır halkının ateşini söndürmek şöyle dursun, üzerine benzin döktü.

Amerika'nın halk hareketini destekliyor görüntüsü kimseyi aldatmasın. ABD ve İsrail bu gösterilerin sonunda değişim olmasını kerhen destekliyorlar. Hedeflerinde yine kendi emellerine hizmet edecek en azından karşı çıkmayacak bir yönetim var. Ömer Süleyman onların beklentilerine en uygun isimdi.

Mübarek çekilecek ama düzenini Süleyman yürütecekti.

Mısır halkı gözüne sokulurcasına sürdürülen bu senaryoya karşı direnişini artırarak sürdürdü ve sonunda mübarek pes etmek zorunda kaldı.

Yönetimin ordunun eline geçmiş olması bana pek öyle sevinilecek bir durum gibi görünmüyor. Mübarek gitti ama Ömer Süleyman iş başında görülüyor!

Değişim Ömer Süleyman gibi birinin elinde gerçekleşirse aşırı uçlara(!) fırsat vermeden ABD'nin istediği yumuşak geçiş tahakkuk etmiş olacak. Öyle hesap ediyorlar anlaşılan.

İsrail Başbakanı Netenyahu on gün önce, "Mısır'daki değişim bizi çok ilgilendirmez yeter ki uluslar arası güçler yeni yönetimi Kamp David anlaşmasına bağlı kalmaya ikna etsin." açıklaması yaptı.

İsrail Savunma Bakanı Ehud Barak başbakanının beyanatına biraz daha açıklık getirdi ve "Mısır'daki değişim zamana yayılmalıdır. Kısa sürede mesela 90 gün içinde seçim yapılırsa İhvanı Müslimin iktidara gelir." diyerek endişelerini dile getirdi.

Değişimin zamana yayılmasının manası yapılacak anayasa değişikliği ve seçim yasasıyla İhvanın iktidara yürümesinin engellenmesidir.

Gösterilere boyun eğilmiş şimdi de İhvan'ın iktidara yürüyüşünü engelleme süreci başlamıştır.

Bakmayın değişik muhalefet partilerinin varlığına Mısır'da şehirlerin kılcal damarlarına kadar en ücra köye ve yerleşim birimine kadar ulaşabilen en örgütlü teşkilat şu anda sadece İhvanı Müslimin'de var.

İhvan 1954 yılından beri siyasi yasaklı, seçimlere başka partilerin listesinden giriyorlar ama seçim sistemi öyle tanzim edilmiş ki ne kadar güçlü olursanız olun Mübarek'in partisi ezici çoğunlukla her zaman iktidar oluyor..

İhvan'a uygulanan siyasi yasak kaldırıldığında ilk serbest ve adil seçimde büyük bir başarı elde edeceğini İsrail Savunma Bakanı bile biliyor, aşırı uç olarak gördüğü için de ilgili çevreleri uyarıyor.

İhvan'da kendilerine karşı oluşan ve oluşturulmaya çalışılan bu önyargıyı yıkmak için acele etmiyor, kendisinden korkulmaması gerektiğini vurguluyor. Ve, " İslami değerlerin de mihveri olan evrensel özgürlük ve adalet ilkeleri üzeni kurulu sivil ve demokratik devlet istiyoruz." diyerek demokrasiyi esas aldığını açıklıyor. Demokrasiyi yabancı bir sistem olarak algılamadıklarını aksine demokrasiyi İslami değerlerle uyuşan bir ilkeler ve amaçlar bütünü olarak gördüklerini deklare ediyorlar.

Hülasa, Hüsnü mübarek devri sona erdi, ancak kurulacak yeni sistemde ya da hükümetlerde dindarların bulunması ihtimali hesapları alt üst ediyor. Çünkü Mısır Arap dünyasının en önemli ve en büyük devleti. Mısır'daki değişim, orta doğudaki dengelerin değişmesi ve tek adam sistemlerinin sallanması anlamına geliyor.

Telaş sadece Mısır'ın değil bölgenin telaşı.