Osmanlı Padişahlarında Peygamber Sevgisi
Bu haftaki kitabımız, Efendiler Efendisi (sav)’in dünyaya teşriflerinin 1440’ıncı yılı münasebetiyle hazırlanmış mükemmel bir eser.
Peygamber yolu “izcilerinden” ve Peygamberî iyiliklerin takipçisi Cemalnur Sargut Hanımefendi’nin başında bulunduğu, TÜRKKAD (Türk Kadınları Kültür Derneği) tarafından hazırlanan kitapta, Osmanlı padişahlarının Efendimiz adına hizmetleri anlatılmış.
Geniş çaplı bir araştırmanın meyvesi olan eserde, Osmanlı Devleti’nin kurucusu Ertuğrul Gazi’den başlayıp, son Osmanlı Sultanı Vahdettin’e kadar, Peygamberimizin sevgisi ile Mekke ve Medine’ye yapılan fiili icraatlar dile getirilmiş.
Osmanlı padişahlarının Peygamber (sav) sevgisi ve dine bağlılıkları, elbet sadece Mekke ve Medine’ye hizmetlerden ibaret değildir.
Öyle bir sistem kurulmuş ki, yılın 12 ayı, tüm dünyadan Mekke ve Medine’ye gelecek Müslümanların can güvenliği, barınma ve beslenmeleri ve hatta hediyelerine kadar her türlü ayrıntı düşünülmüş ve ona göre uygulamalar yapılmış.
...
Osmanlı sultanları, kendilerini din-i İslam’ın müdafii, Resul-i Ekrem Efendimizin fedakâr bir hadimi olarak addetmiş, her işlerinde Peygamberimizin (sav) izinden ve sünnetinden ayrılmamışlardır.
Osmanlı sultanları bu Peygamber sevgisini sınırları içerisinde olsun olmasın, yeryüzünün her karesinde yaşayan tüm insanlığa götürmüş ve sevdirmişlerdir.
Bu hizmete önce kendisinden başlamıştır. Mesela Osmanlı, devlet olduktan sonra kurduğu askeri birliği; “Peygamber Ocağı” payesiyle onurlandırmış, askerine de “Mehmetçik” demiştir.
Osmanlı ordusuna verdiği isimlerden birisi de “Asâkir-i Mansure-i Muhammediye”dir (Hz. Muhammed (sav)’in askerleri). Yine Osmanlı Devleti’nin bir diğer adı da; “Devlet-i Aliyye-i Muhammediye”dir.
Osmanlı sultanları, Kabe’yi sinesinde taşıyan Mekke-i Mükerreme’de yaşayanları Allah’ın davetlileri, Resûlullah’ın medfun bulunduğu Medine-i Münevvere’de yaşayanları ise Efendimizin komşuları telakki etmişlerdir.
Mekke-i Mükerreme’nin ve Medine-i Münevvere’nin korunup gözetilmesini, en önde gelen vazifelerinden biri addetmişlerdir. Bu anlayışın neticesi Yemen’i fethetmiş, Kızıldeniz’i de daimi olarak murakebe altında tutmuşlardır.
...
Haremeyn hizmetlerinin en mühimlerinden biri de şüphesiz hac ibadeti ile ilgili düzenlemelerdir. 1565 tarihli bir ferman, Osmanlı sultanlarının hac ile alakalı anlayışlarını ortaya koymaktadır.
Fermanda yer alan, “Hiçbir Müslüman ve Allah’ın birliğine inanan hiçbir mü’min, Haremeyn-i Şerifeyn’i ziyaret ve Kâbe-i Muazzama’yı tavaf etmek istediğinde asla engellenmeyecektir” ifadeleri, günümüz şartları dikkate alındığında daha fazla önem arz etmektedir.
Bu ferman sayesinde dünyanın dört bir tarafından hac için yola çıkanlar, büyük bir güven ve rahatlık içerisinde ibadetlerini yapmışlardır. Bu durum hac için gelip orada ikamet etmek isteyenler için de geçerli olmuştur.
Bir örnek daha. IV. Mehmed’in 30 Eylül 1648 tarihinde Şam ve çevresinde bulunan kahvehanelerin; hacıları ibadetten men ettiği ve onlardan haksız yere kazanç sağladıkları gerekçesiyle kapatılmasını istediği fermandır.
Eser hakkında bilgi için: 0216 359 10 20
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.