Sevgililer Günü
Bugün “Sevgililer Günü” diyorlar... Aslında eskiden demiyorlardı da bir süredir diyorlar.
¥
Bizim için aslında bugün hakikaten sevgililer günü... Bugün en sevgilinin doğum gününü aşkla muhabbetle kutluyoruz. Dualar gönderiyoruz. Bugün iki cihan serveri Allah Resûlü Peygamber Efendimizin (sas), kainatı şereflendirdiği günün yıldönümü... Yüce Allah, mevlid-i şerif vesileyle, bizleri, sevgili Resûlü’nün şefaatine nail eylesin...
¥
Gazetenizde Mevlid-i Şerif ile ilgili, hiçbir gazetede bulamayacağınız kadar haber ve yorum okuyacaksınız zaten. Ben ise size, kültürümüze eklemlendirilmeye çalışılan “sevgililer günü”nden bahsedeceğim bugün biraz...
¥
Sevgililer Günü... Birbirini seven insanların, birbirlerini kutladıkları bir gün. Tamamen masum. Hatta çok da iyi niyetli. Sevgiyi pekiştirir. Güçlendirir. Diri tutar. Herhangi bir sakıncası yok. Eşinize, annenize, oğlunuza, kızınıza gidin ve ona onu sevdiğinizi gösterin. İnsan sevgisinde seviyesine erişemeyeceğimiz Peygamber Efendimiz (sas) ne diyor; “İman etmedikçe cennete giremezsiniz, birbirinizi sevmedikçe de kâmil mü’min olamazsınız...” İslâm’ı referans alarak insanı anlatan Yunus Emre ne diyor peki? “Yaratılanı severiz yaratandan ötürü...” Nereden bakarsanız bakın, hiçbir inanç sistemi yok ki; dinimiz İslâm, Peygamberimiz Hz. Muhammed (sas) kadar insanı sevmeyi özendirsin, teşvik etsin...
Fakat!..
Sevgililer Günü meselesinin durumu özel... Bu gün, aslında tarihî bir hadisenin yıldönümü... Putperest imparatorun, aşka saygı duyan papazı idam ettirdiği hadisenin... Bu hikâyenin gerçek olup olmadığını kimse tam olarak bilmiyor. Ama en yaygın olarak kabul gören tarihsel hadise bu... Anlatılana göre; İmparator 2. Claudius, savaş zamanı askerlerine evlenmeyi yasaklıyor... Ancak Papaz Valentine, bu yasağa rağmen, birbirlerine âşık gençleri, gizli gizli evlendirmeye devam ediyor. Bu suçundan dolayı zindana atılan papaza yaşamak için bir şans daha veriyor putperest imparator. Roma’nın tanrılarını kabul eder ve Allah’a olan inancından vazgeçerse, affedilecektir. Bunu kabul etmeyen papaz, miladi 270 yılında 14 Şubat’ta idam edilir. 496 yılında ise Papa Gelasius, St. Valentine’i onurlandırmak adına bu günü, Valentine Günü ilan eder.
¥
Sevgililer günü bu...
1969 yılına kadar Vatikan bu günü dinî bayram olarak kutluyordu... O tarihten bu yana, sosyal içeriğini bıraktı, ancak dinî bayram olarak kutlamaktan vazgeçti... Daha doğrusu kilise eliyle kutlamayı bıraktı, ama geleneksel olarak (hatta belki daha da yaygın şekilde) kutlanmasını el altından hep destekledi...
¥
Bu hikâye tabi, 14 Şubat’ın önemine ilişkin olarak anlatılanlar içinde, tarihsel olaylarla en çok kesişen ve dolayısıyla da akla en yatkın hikâye... ama başka hikâyeler de var kuşkusuz... Özellikle bereketine inanılan Şubat ayıyla ilgili... Bu hikâyelerden ise sevgililer günü ile ilişkilendirilen en bilinen hikâye, Lupercalia Bayramı’nın hikâyesi...
Antik Roma’da, 15 Şubat, Bereket Tanrısı Lupercus’un onuruna, Lupercalia Günü olarak kutlanıyordu. Bu günde, tanrıya “keçi” kurban edilirdi... Kurban edilen keçilerin derilerini ise, kafalarının üzerine koyarak Roma sokaklarında gezerlerdi... Burada kafasında keçi derisi olan adamlara dokunan genç kadınların doğurganlığının artacağına inanılırdı... İşte bu bayramın ya da kutlamanın arefesi olan 14 Şubat’ta bir kura çekilir ve bayram boyunca birbirlerine partnerlik edecek genç kadınlarla genç erkekler eşleştirilirdi... Kilise, bu din dışı bayramı yasaklamış, ancak kısmen geleneklerinin yaşanmasına göz yummuştu...
¥
İşte hadise bundan ibaret. Şimdi din, belki de bu günün kutlanmasında baskın etkiye sahip değil. Fakat serbest piyasa, aralarında bizim de olduğumuz gelişmekte olan ülkelere böyle günler pazarlayarak varlığını sürdürüyor. Haberiniz olsun.
Mevlid-i Şerif’iniz mübarek olsun...
Kalın sağlıcakla...