Bir yazarın okuyucularına önem vermesi ve zaman zaman onların görüşlerini sütunlarına taşıması gerektiğine inanırım.

Her köşe yazısının akabinde yapılan yorumlar ve gönderilen elektronik postalar, yazarlara yön verirler ve ne yönde yazılar yazılması lazım geldiğine işaret ederler.

Sonuçta, muhatabımız okuyucularımızdır, onların düşünce ve önerileri bizim için önemli ve değerlidir.

Şüphesiz, her bize yazan okuyucumuza cevap verme imkan ve fırsatımız yok!

Ama, bazılarını sizinle paylaşmamızda da sakınca yok!

İşte o mektuplardan birini aşağıda göreceksiniz.

Avustralya Sydney'den bir bayan okuyucumuzun yazdıkları, sanırım benim gibi sizin de dikkatinizi çekecek nitelikte önemli tespitler içeriyor.

Ülkesinden çok uzaklarda olmasına rağmen bu okuyucumuz, en az Türkiye'deki insanlar kadar Ülkesini yakından takip ediyor.

Bilinçli bir iman sahibi olarak da, dünya Müslümanlarının dikkatini bir konuya çekmeye çalışıyor.

Bazı bölümlerini atladığım mektubun önemli cümlelerini aynen aktarıyorum:

***

"Assalamualaikum Mehmet Bey,

.....

Elhamdulillah iyi şeyler oluyor Ortadoğu'da, inşaallah bu bölge halkları gerçek özgürlüğe Allah'in izniyle kavuşacak.

Mısır'daki insanlar zor günler yaşadılar; Munafik Hosni gitti ama Süleyman hala ortada; ikisinin de yargılanması gerek!

Gerçi onların kanlı ellerinin hesabını Rabbimiz soracaktır; ne kötü bir sondur bu!...

.....

Eşim ve Oğlum'la birlikte Allah kısmet etti; geçen Kasım'da Hacca gittik.

Mansur henüz bebek oldugu için pek grupla birlikte tavafa, dua vs katılamadım, mümkün olduğunca dua edip, kutsal vazifelerimizi yerine getirmeye çalıştık....

Anlamlandıramadığım birkaç nokta hep aklımda kalmış.

Clock Tower diye ucube (Sn. Erdogan da heykel'e böyle demis ya iyi etmiş) bir yapı yapmışlar.

Kabenin etrafı gökdelenlerle dolu. Ne biçim bir şeydir bu!

Hiç anlamadım.

Osmanlı zamanında asla Kabe'nin etrafında ondan yüksek yapı yapılmamış.

Biz ZemZem tower diye bir otel'de kaldık.

Otel'in katlarından inince aşağıya olmadık bir alışveriş merkezi, cartier saatler satan lüks dükkanlar vs.

Bence bu materyalistik şeyler çok kötü!.

Sanki, Batı Batı dedikleri kokuşmuş kültürü bu binalarla kopyalamak istemişler.

Ama feci bir görüntü ortaya cıkmış ki, bu Suudiler için utanç kaynağı olmalı....

.....

Türkiye'de de değişim iyi yönde gibi.

Elbette değişim çok zor, sancılı bir olay.

İnsanlar dünyadaki laiklik anlayışı ile kemalizm denen ideolojiyi karıştırıyorlar ki; ortaya vahim bir durum cıkıyor.

Kendini laik beyaz türk görenler (Buna benim ailemdeki bazı üyeler de dahil-Allah selamet versin-; halbuki bizim anne babamız köyden gelip Istanbul'a yerleşmişler...

Bu beyaz türk palavrası ile belki kendini üstün görme çabasındalar bilemedim...

Ülkenin geri kalanlarına hükmetmeye çalısıyorlar.

Bakan Hüseyin Çelik çıkmış, başörtülü milletvekili düşünmüyoruz demiş.

Bu beyaz türk tabakası hala güçlü ki, hükümet böyle bir ifadede bulunup; seçim öncesi balans ayarı yapmak istiyor belki.

Allah Sn. Erdoğan'a iman gücü, kuvvet versin ki, düzgün bir anayasa ile herkesin hakları güvence altına alınsın.

Burada (Avustralya/Sydney'de) başörtülü doktor da var, hemşire de, devlet dairesinde görevli memurlar da var.

Burası da seküler bir ülke; kimse kimsenin legal ve kişisel haklarını çiğneyemez.

İnsallah Türkiye'de de yakında daha güzel şeyler olacak.

Haklar anayasa ile güvence altına alınacaktır...

Çok dua edelim ki, Allah Türkiye'mizi doğru yola iletsin inşallah...

Allah'a emanet olunuz.

Selam ve dua ile....

Hatice"

***

Yoruma gerek var mı?

Bu kardeşimim tespitlerine benim ilave edeceğim bir şey yok.

Duyarlılığından dolayı kendisine teşekkür ediyorum.

Değerlendirmeyi de tamamen siz değerli okuyucularıma bırakıyorum.