Ne kadar -Co- varsa saldırıya geçti
Ellerinde bir Defne Joy Foster bayrağı vardı.. Sallayıp sallayıp saldırdılar..
Şimdi bir de Soner Yalçın bayrağı buldular..
Bu arada iki yazar tehditten, küfürden bol bol nasiplendi.. Birisi Hıncal Uluç, diğeri Sevilay Yükselir..
Ben Sevilay Yükselir’in yazılarını beğenerek okurum.. Değme yiğitte bulunmayan cesarete ve hoşgörüye sahiptir..
Hıncal Uluç’u pek sevmem.. Amma ne var ki bekar evinde gece yatısına giden ve orada ölen Defne Joy Foster hakkında dosdoğru iki söz etti ve bilumum ayyaşların, dişili-erkekli hovardaların taarruzuna uğradı. Eğer güçleri kafi gelseydi şu anda Hıncal Uluç diye bir kimse yoktu.. Çünkü linç saldırısı başlamıştı..
Aynı durum siyasette de sürüyor..
Cumhuriyet döneminin seçilmiş ailelerinin son cücükleri gazete köşelerinde hem feryad-ü figan ediyorlar, hem de ceket altından silah gösteriyorlar..
Aydın Doğan medya imparatorluğunun yüreği yanmış yazar çizer takımı alenen, resmen hüngür hüngür ağlamakta..
“Mahlede ölen yok bu ne figandır” demeyiniz.. Ölüsü olanlar menfaat oyuncakları ellerinden alınanlar kadar dertli değiller..
Ah ODA tv. ah!..
Halk Tv çar-çur hareketiyle kapandı.. Kılıçdaroğlu abileri ise “benim adım Kemal” hiçbir varlık göstermediği söylenemez..
Yedekte bekleyen Odatv de yandaşlık kazasına uğradı..
Ne umutlar besliyordu Soner Yalçın için.. Tuncay Özkan gitti ise Soner Yalçın’ımız var havası tuz-buz oluverdi..
Soner Yalçın ki bir zamanlar İşçi Partisi namına yazıp çiziyordu ve Doğu Perinçek civcivlerinin gözdesiydi.. Sonra yıldızları söndü.. Esasen sönmedi amma başka galaksilerin arkasına gidiverdi..
Zaman fena çarptı fena..
Baksanıza eski tüfeklerden birisi “bundan kötüsü olmaz” diye içten içe yanıyor.. Ne var ki bundan kötüsü olmasın?
Ne yok ki?
Halkın refah seviyesi yükselmiş-düşmüş umurlarında bile değil.. İktidarı kaybettiler iktidarı!..
Adamın derdi yeğin.. “Eski günler daha güzeldi.. O günlerde tüm sorunlara rağmen insanımız daha canlı, daha neşeliydi.. Yüzler gülüyordu.. Artık gülmeyi bile unuttuk.. Çünkü içimizi ısıtacak bir umut ışığı bile yok.. Güzel günler mazide kaldı..”
Adam haksız değil!.
Ne kadar gayrimeşru umut varsa hepsini kaybettiler..
Hukuku sert bir hareket zanneden asker abileri yok artık.. Hem de yargı önünde hesap veriyorlar..
Salim Başol, Ömer Egesel kalitesinde yargıçları da kalmadı.. Var olanları birer birer temizleniyor.. Laiklik diyorlardı, irtica diyorlardı, Cumhuriyeti biz kurduk biz koruyacağız diyorlardı..
Bataklıklarında boğuluyorlar şimdi..
Bir şikayetleri de “Cezaevlerinde 50 kadar gazeteci yatmaktadır” palavrası..
O gazeteciler gazeteci değil, saldırgan CO’lardı ve hak ettikleri cezaları buldular..
Sonra siz hangi gazeteciden bahsediyorsunuz utanmadan..
Ben yıllar yılı hep mahkemelere gidip gelmekten yoruldum.. Sizin hiç haberiniz oldu mu? Bir “hurdaya çıktı” sözümden dolayı önümüzdeki ay da yine mahkemeye çıkacağım.. “Cumhuriyet kadını” olduklarını iddia eden saldırgan kadınlar fırsat buldukça beni mahkemeye verirler.. Yine bu yazımdan dolayı şikayette bulunacaklarına eminim..
Öte taraftan meşhur bulaşık oğlan üfürüyor durmadan..
“Muhalifler içeri tıkılıyor” yalanını uçuruyor..
Sen ki “Taraf’ın Kemal bey düşmanlığı” başlığı altında CHP genel başkanına yağcılık yapıyorsun.. Amma hiç kimse seni içeri tıkmıyor..
Acaba içeriyi kirletirsin diye mi?
Ne olursa olsun, ben sizleri anlıyorum.. Aydın Doğan medyasının kuluçkadan çıkmış horozlarını, tavuklarını, her cins civcivlerini damar numaralarına kadar tanımayan yoktur..
İnşallah daha kötü olacaksınız.. Nefsinizden, sakat ideolojinizden başka hiçbir şey düşünmemenin cezasıdır çektikleriniz..
===============================
Soldaş-yoldaş kederde, darbeciler kodeste
Kime ne kazandırdı bu güfte ve bu beste?
Candaşlar kayırmada, yandaşlar isyandalar
Ölmez denen dayılık çok şükür son nefeste..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.