Abdurrahim Karakoç

Abdurrahim Karakoç

Silivri meclisine doğru

Silivri meclisine doğru

İktidar yolunun darbelerden, darbecilerden geçtiğine inanan siyasi partiler gözlerini Ergenekon zanlılarına diktiler..
Karpuz alır gibi “seçmece” ayırma telaşına düştüler..
Önce CHP seçti, isim isim duyurdu..
Bir baktık ki MHP de katılmış seçmece kervanına..
BDP zaten açandır kapıyı..
Gidiş iyiye alamet değil..
Anlı/şanlı iri iri partilerimiz cezaevlerinden münasip gördüklerini seçecekler, milletvekili adayı yapacaklar, böylece iktidar kuşunu yakalama imkanı bulacaklar..
TBMM “zanlılar” veya “hükümlüler” meclisi olacak.. Partiler seçmece adamlarını kurtaracaklar, seçmece bahadırlar da partileri..
MHP fazla beklemeye dayanamadı, tutuklu general Engin Alan’ı seçti ilk adımda.. Alan Paşa herhalde gizli bir ÜLKÜCÜ imiş.. Devlet Bahçeli son anda keşfetti.. Helal olsun MHP kurmaylarına..
CHP tâ baştan tavrını koydu..
Aydın Doğan medyası çalışanlarının dikkatle seçip CHP’ye tavsiye ettikleri, gazeteci, tiyatrocu, emekli asker zannımca sivilleri kat be kat geçecektir..
BDP ise, İmralı’dan alınan talimatlara göre seçmece yapacaktır..
Türkiye başka türlü kurtulmaz(!).
Tecrübeyle sabit olmuştur “Saraydan kız kaçırma” şeklinde, cezaevinden tutuklu kaçırmak.
Hayret.. Mesut Yılmaz gibi bir büyük siyasetçinin esamesi okunmaz oldu.. Yaşar Okuyan hangi kovuğa girdi, hiç gözükmüyor..
Bu arada “dedi-demedi” laf salatası çok insanımızı doyurdu..
Sayın Kemal Kılıçdaroğlu, Van Gölü’ne “Van Denizi” dedi, komedi kemerlerini çatlattı..
Dil sürçmesi desek değil.. Çünkü medya imparatoru Aydın Doğan’ın ücretli birlikleri içinde çalışan bilumum zeka sahipleri daha aşağılara kadar indiler.. Kimi Bafa Gölü’nün, kimi Meke Gölü’nün, kimi Hz. Ali’nin at izi sanılan çukurların bile DENİZ olduğunu isbat için gülünç duruma düştüler..
İktidar olurlarsa ne kadar su birikmiş çukur varsa hepsini DENİZ ilan ederler muhakkak.
Ben Kaddafi’yi ve oğlu Seyfülislam “İslam kılıncı”nı düşünürken Türkiye’nin “birinci hergelesi” akıllara ziyan iddialarda bulundu...
Ahkam kesmede, kesin yargılarda bulunmada üstüne adam bulunmayan “hergele” lakaplı, birinci hergele şöyle bir mukayese yaptı:
“AKP iktidarı % 92 oyla kabul edilen Anayasa’yı % 58 ile değiştirdi. Bu bariz hatayı halkımız görmüyor” mealinde 12 Eylül Anayasası üzerine seranatlar yaptı..
Darbeci bir diktatörün halka silah zoruyla kabul ettirdiği Anayasa hergele’ye göre meşru ve yüksek oy ile kabul edilmiş bir Anayasa’dır..
O zaman % 58 oyla kabul edilen Anayasa değişikliği % 58 tarafından gaspedilmiştir/Hür.. 22-2-2011
Aynen Muammer Kaddafi’nin oğlu Seyfülislam (İslam’ın kılıncı) mantığı caridir kartel medyasının eski başkaptanı tarafından..
Çadırlının oğlu babasından daha şedit..
Allah göstermesin ya bir de babası vefat eder ve Seyfülislam tahta ya da çadıra oturursa, ne olur Libya’nın hali..
Babası gitmeyeceğim diyor..
Elbette gitmez..
Giderse biriktirdiği kıymetli kağıt ve ziynet eşyalarını taşımak imkansız..
Tedbiren yürüyenin vurulmasına..
Ulusalcı tavrın herkese gösterilmesine..
Amma ne var ki “Ölmeden terk etmem.. Burası benim ülkem” dediği ülke insanlarını Libyalı olmayan, paralı/Fransızca konuşan askerlere öldürtüyor..
Orada da hergelelik caridir herhalde..
Kaddafi, Libya’yı bırakmayacak.. Eğer ayaklarına ip bağlayıp sürüklemezseniz daha çok insan katleder canavarımız..
Gelişi de enteresandı.. Yüzbaşı olarak ihtilale katılan ve ihtilal başarılı olunca hemen ipleri eline geçirip derhal kendisini ALBAY yapması hırsının delilidir..
Tıpkı bizim Enver Paşa gibi..



Diyorlar; bundan böyle yokuşa aksın sular
Memleketin haline yukardan baksın sular
Gördüğü manzaraya yüreği dayanmazsa
Atsın deri fırınına, kendini yaksın sular.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Abdurrahim Karakoç Arşivi