Dersim belgelerinde ne yazıyor?
CHP lideri Kılıçdaroğlu ile Başbakan arasında devam eden 'Dersim polemiği' üst üste atılmış ve yıllardır çözülemeyen birçok düğümü çözme potansiyeli taşıyor.
Birçok düğümden birkaçını sıralayalım: Önce, CHP'nin faşist geçmişinden arınması, devleti halkın önüne yerleştirip yüceltmekten vazgeçmesi için bu tartışma mutlaka aşılması gereken bir eşik. İkincisi, bugünün en hayati konusu olan Kürt sorunu hakkında CHP 'delikanlı gibi' davranan bir parti haline gelebilir. CHP lideri Kılıçdaroğlu 'Kürt-Alevi dedesi' olarak eğreti durduğu CHP genel başkanlığı koltuğunda sahici ve inandırıcı bir lidere dönüşebilir. Hatta ve hatta bu tartışmadan alnının akıyla çıkmış bir CHP, gerçekten sol ve sosyal demokrat bir parti hüviyeti kazanabilir.
Sahiden sosyal demokrat, sahiden değişimden yana, sahiden devletin değil halkın partisi, inancını ve etnik kökenini devşirmeler gibi görmekten vazgeçen bir lideri olan CHP, Türkiye için bir kazanç olmaz mı?
Başbakan haklı. Dersim olayları 1930'ların Ergenekon'unun marifeti. 1990'lı yıllarda Güneydoğu'da uygulanan teknikler 1930'un Dersim'inden alınma. Devlet otoritesini göstermediği yerde önce isyan çıkartıyor. Sonra bu isyanı bastırmak için gönderdiği güçle otorite tesis ediyor. Dersim, devlet eliyle çıkartılan bir isyanın ve akabinde bu isyanın kanlı bir şekilde bastırılmasının hikâyesi. 1980'den sonra askerî diktanın Kürtleri tahrik edip dağa çıkartmak için uyguladığı tekniğin aynısı. Diyarbakır Cezaevi'nde yapılan işkenceler ve akabinde Kürtçenin yasaklanması Kürtleri isyan ettirip dağa çıkartmak, sonra onların peşine salınacak silahlı güçle Türkiye çapında otorite tesis etmek için değil miydi?
1937 tarihi çok eski bir tarih değil. Kılıçdaroğlu'nun babası muhtemelen Seyyid Rıza'yı görmüş, dedesi ise onun sofrasında yemek yemiştir. İki kuşak öncesinin tarihi sır değildir. Arşivlerden çıkacak belgeler bilinenleri sadece teyit eder.
Başbakan, 'arşivler açık' derken de haklı. Cumhuriyet arşivlerinde, araştırmacıların kullanımına açık Dersim belgeleri var. CHP'den hiç kimsenin bu belgelerden haberdar olmadığına eminim. Meselâ Arşiv'de 96A184 numara ile kayıtlı (Yer No:111.750.3) ve 17.08.1938 tarihli 'Dersim'de sürdürülen askerî harekâtla ilgili 19 sayılı rapor'u, CHP kendi web sitesinde yayımlamalı. Cumhuriyet Arşivleri'nde bu belgeye benzer çok sayıda belge var. Yine 29.4.1937 tarihli 96A73 dosyasında (Yer No: 111.744.3) bulunan 'Dersim Aşiretlerinin Dennan bölgesinde yaptıkları toplantı ve Sor karakolunu kuşatması' hakkındaki rapor bunlardan bir başkası. 28.4.1937 tarih ve 96A72 No'lu dosyada (Yer No: 111.744.2) yer alan 'Dersim olaylarına dair rapor' da, CHP'nin web sitesinde yer verilmesi gereken bir belge. Bu belgeler, Dersim'de o tarihlerde neler olup bittiği konusunda yeterli fikir verebilir. Belge kritiğini bilen, dönemin tarihine ve arkaplana hâkim araştırmacılar bu belgelerden bugünün tartışma konularına dair önemli sonuçlar çıkartabilir.
Askerî arşivlerin açılmasına gelince. Dersim harekâtı bir askerî harekât. Elbette o belgelerin de açıklanması gerekir. Bir devletin kendi halkına reva gördüğü muameleyi, üzerini örterek değil hesaplaşarak düzeltebilirsiniz. Dersim tartışması Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin 'zanlı', Dersimlilerin de 'mağdur' olarak yer aldıkları bir maşerî mahkeme. Devletin kirlerinden arınması, hukukla otoritesini tesis edebilmesi için bu davanın kamu vicdanında bitirilmesi lâzım.
Dersim belgeleri açıklanırsa ne CHP bugünkü CHP olur, ne de Kılıçdaroğlu liderliğini bu kadar zorlanarak yürütür. Gerçeklerden kimse korkmasın. Hatalar, üstü örtülerek değil yüzleşerek düzeltilir. Altın değerinde olan sermayemiz, toplumun yekdiğerine ve çatısı altında yer aldıkları devlete güven duyması. Gerçekler toplumu sağlam bağlarla birbirine kaynaştırır. Çünkü aynı Ergenekon teknikleri her kesimde yaralar açtı. Karşılıklı yaralar sarılır.
Görev CHP'nin. Olan belgeleri değerlendirin. Eksikleri askerî arşivden hep birlikte talep edelim.