Ey 28 Şubatçılar! Değdi mi?
28 Şubat kararları ve uygulamalarının üzerinden 14 yıl geçti. 28 Şubat’ta rol alan ve destekleyenlere basit üç soru:
“Ne oldu, elinize ne geçti, yaptıklarınızı destekleyenlerle birlikte milletin ve devletin hakkı olan paralar dışında ne kazandınız? Değdi mi?”
“Hangi biriniz, ülkemize ve değer yargılarına sahip çıkan sağduyu sahibi halkımız tarafından hayırla ve iyiliklerinizle anılıyorsunuz?”
“İrtica diye diye milletin burnundan getirdiniz, o neidüğü belirsiz irtica nasıl bir şey ise bir tek bile örnek göstermeden, ülkenin 50 yıl geriye gitmesini sağladınız, değdi mi?”
¥
İttihat ve Terakkicilerin de ellerindeki tek propaganda aracı irticaydı. Osmanlı’yı paramparça etmişler, devleti yağmalamışlar, 700 yıl dünyaya huzur, barış ve kardeşlik sağlamış bir devleti perişan etmişlerdi.
“Devletin malı deniz yemeyen keriz” sözünü kim ne zaman neye göre söyledi bilemiyoruz ama “altı harften” oluşan ve herhangi bir varlığı olmayan “irtica” belası, yüzyıllarca; “Devletin malı deniz yemeyen keriz” diyenleri kazandırdı.
İrticaın tarihi boyunca, kimler devletin malını yemek istediyse irticaya sahip çıkmıştı. 28 Şubat 1997 tarihi de bu hortumlamanın ve hortumlatmanın zirvesiydi.
Sadece bu dönemde hortumlanan bankalar bile her şeyi anlatmaya yeter. Özellikle bir kısım medya, belki kuruluşlarından itibaren hiç bu kadar havadan kazanç sağlamamışlardı.
Türkiye yıllarca her sabah irtica ile uyandı. Hele MGK toplantılarının birinci maddesi irtica değilse bile medya hep irtica ile mücadele olarak belirledi.
Toplantılar bitmeden malum hortumcu medyanın elemanları savaş cephesinden haber sunar gibi irtica yaygaraları ile haberleri ördü ve milletin moralini bozdu.
İnsanların ne gecesi ne gündüzü kalmıştı. Herkeste bir korku ve endişe hâkimdi. Ülkenin o yıllarda en mesut kesimi ise yalnızca 28 Şubatçılardı.
İrtica çuvalını tutup kasalarını dolduranlar; ısrarla ve inatla, milletimizin kendilerine inanmadıklarını görmüyor ve kabullenmiyorlardı.
¥
Mesela iş dünyası ile ilgili bir liste yayınlamışlar ve bu listedeki firmaları “irticacı” diye yaftalamışlardı. Güya hepsini ekonomik olarak çökerteceklerdi.
Sonuç ne oldu? Halkımız irticacı diye damgalanan bu listedeki firmalarla yakından ilgilendi ve güçlerine güç kattı. Batırmak istenilen firmalar, kâra geçti.
Darbeciler bu gerçeği de göremedi ve idrak edemediler. Demek ki millet onlara onay vermiyordu. Ama onlar direniyordu.
Çünkü kasaları ve keseleri henüz dolmamıştı. “Hırs ve kibirleri” yüzünden koca bir ülkeyi mahvediyorlardı.
Bunlar daha ne ki! Hele bir de işinden gücünden, ekmeğinden edilmiş binlerce “namuslu, haysiyetli, şerefli, dürüst ailenin” hayatı karartıldı.
Sadece bu insanlar bile 28 Şubatçılara haklarını helal etmeseler yeter. Tabii şu denilebilir:
“28 Şubatçıların ülkeye ve millete zerre bağlılıkları olsa böyle yaparlar mıydı?”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.