Hüseyin Öztürk

Hüseyin Öztürk

Büyük uğurlamaya büyük vefa

Büyük uğurlamaya büyük vefa

Zor bir gündü dün. Zor olduğu kadar da vefa ve rahmet doluydu.
Türkiye’den ve dünyadan Müslümanların şahitliğinde uğurlanan Prof. Dr. Necmettin Erbakan hocamız, dünyevi unvanlarıyla birlikte bir “derviş” olarak vefa gördü.
Devlet töreni yerine sade bir merasim olsun istemişti. İstediği gibi de oldu.
Uğurlanması, devletin tepesinden toplumun bütün kesimlerine kadar herkesin gönüllü birer fert olarak katılımıyla gerçekleşti.
Fatih Camii böyle muhteşem bir Türkiye fotoğrafına ikinci kez şahitlik etti. Birincisi Rahmetli Özal’ın vefatıydı. İkincisi de Rahmetli Erbakan hocamızın vedası oldu.
Vefa vicdanın kapılarından birisidir. Bu kapı, dünyevi hasletlere değil, uhrevi hasletlere göre harekete geçer.
Kişilerin dünyevi düşünceleri ahirete dair bir kıymet ifade ediyorsa, o zaman vicdanın kapılarından olan vefa duygusu devreye girer.
İşte Fatih Camii’ndeki manzara, bu vefanın bir fotoğrafıydı. Hocamıza vefa duygusu insanları oraya çekmişti.
¥
Kimse merasime zorla gelmedi, kimse emirle getirilmedi, devletin zirvesindeki fertlerden halkımıza kadar herkes vicdanın vefa kapısından çıkıp gelmişti.
Belki de siyasi bir lider, ilk defa siyasi geleneğe göre uğurlanmadı. Erbakan hocamız sadece siyasi kişiliğiyle değil, tüm insani değerleriyle toplumun her kesimince uğurlandı.
Erbakan hocamız, son yolculuğunda yine dünyaya ve Türkiye’ye büyük mesajlar vererek veda etti.
Bütün ömrünce yapmak istediği, sevdası, derdi, davası, inancı, görmek ve göstermek istediği tablo, işte uğurlanışındaki fotoğraftı.
Kendisini vesayet rejimine feda etmesindeki esas sebep; böylesine birlik ve beraberliğin bozulmasına müsaade etmediği içindi.
Devleti ve milleti çok yakından tanıyan, ömrünü devlet-millet bütünleşmesi uğruna harcayan ve bu yoldan asla dönmeyen inancı, gayreti ve enerjisiyle bir destan yazdı.
Devlet-millet bütünlüğü olmadan, ülkemizde insan hak ve hürriyetlerinin gerçekleşmeyeceğine, kalkınmanın, refahın ve huzurun tesis edilemeyeceğine inanması ve bu gerçeği her platformda dile getirmesi, onun Türkiye ve millet sevdasının bir tarifiydi.
İşte bu tarifini dün Fatih Camii’nde bir kere daha deklare etmiş oldu. Uğurlamaya katılanlar da onun bu vedasına dualarla, Fatihalarla cevap verdi.
Cevaplar sadece bu kadar değildi elbet. Türkiye’nin hemen her yerinden vedaya gelenler, memleketlerinden birer avuç da olsa toprak getirip, mezarının üzerine serptiler.
¥
Ülkemizin en fırtınalı dönemlerine damgasını vuran Erbakan hocamız, milletin başına açılabilecek bütün belaları baştan savmayı bilmiş nadir bir devlet adamıdır.
Hiçbir dönemde memleket ve millet için asla fedakârlıktan vazgeçmemiş; bildiklerinden, yolundan ve inandıklarından geri adım atmamıştır.
İnsan odur ki, içindeki yaşadığı toplum tarafından bin yıl anılsın. Erbakan hocamız bin yıl hatırlanacaktır.
Mekânı cennet olsun. Fatiha okumak, vicdanın kapılarından olan vefanın gereğidir. Ruhu için el Fatiha.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Hüseyin Öztürk Arşivi