Lüks ve israf bir Bela ve Afet halini Aldı
İsraf ve lüks Müslüman toplumun büyük bir baş belası, korkunç bir afet haline gelmiş bulunuyor. İsraf kesin olarak haramdır. İsraf yapıp da ben israf yapmıyorum diyen kişi; Kur'anın, Sünnetin, Şeriatın hükmünü dolaylı şekilde inkar etmiş olur ve maazallah küfre düşer.
İsraf ve lüks büyük bir azgınlıktır. Müslüman halkın bu konuda uyarılması gerekmektedir. Bu uyarıyı hangi kurumlar ve şahıslar yapacaktır?
Bunların birincisi Diyanet İşleri Başkanlığı'dır. Diyanet çok açık, çok seçik, çok tesirli bir şekilde bu konuyu işlemelidir.
Bu vazifeyi, birer özel Diyanet olan birtakım cemaat ve tarikatlar da etkili bir şekilde yapmalıdır.
Bütün icazetli din alimleri ve icazetli fakihler; bütün icazetli şeyhler de Ümmet'i bu konuda uyarmalıdır.
Bana "Sen kim oluyorsun da cemaat başkanlarına, tarikat şeyhlerine akıl vermeye yelteniyorsun" diyenler çıkabilir... Bendeniz akıl vermiyorum hatırlatıyorum. Bu Ümmet Hz. Ömerü'l-Faruk gibi raşid bir halifeye bile hatırlatmıştır. Hani Hz. Ömer hutbede "Ben Allaha itaat edersem, siz de bana itaat ediniz, eğer etmezsem..." derken, cemaatten biri kalkmış, "Biz seni kılıçlarımızla doğru yola sokarız" demişti ya...
Zengin, varlıklı, köşeyi dönmüş Müslümanlar müzeyyen ve lüks evler, lüks otomobiller, lüks yazlıklar, lüks giysiler, lüks mobilyalar, lüks yeme içme, lüks seyahatler, lüks umreler, lüks hayat konusunda maalesef sınırları çoktan aşmış bulunmaktadır.
Şehvet sadece cinsellik konusunda olmaz. Her şeyin şehveti vardır: Para şehveti, mal şehveti, zenginleşmek şehveti, lüks hayat şehveti, israf şehveti ve şehvetlerin en öldürücüsü ve rezil edicisi benlik şehveti.
Serveti aileden gelen, yahut kendisi tarafından helal şekilde kazanılmış olan hiçbir soylu (ruh soyluluğu) Müslüman zengin israf yapmaz, Şeriatin sınırlarını zorlayan bir lükse sapmaz.
Müslüman, Allah ile ezelde Bezm-i Elest gününde ahd ü misak yapmış, Resul-i Kibriya aleyhi ekmelüttahaya Efendimize de biat ve itaat etmiş kişidir.
Allah müsrifleri (israf edenleri, savurganları) sevmez.
Peygamber israf etmemişti, mütevazı bir hayat sürmüştü.
Hiçbir Allah dostu, hiçbir rabbani alim israfa ve lükse kaçmamıştır.
Bu memlekette milyonlarca vatandaş sıkıntı içinde yaşarken hiçbir zengin Müslümanın Nemrud ve Firavun gibi lüks bir hayat sürmeye hakkı yoktur.
Sıradan Müslümanlar elbette Peygamber (Salat ve selam olsun ona), Ashab-ı Güzin, evliyaullah gibi yaşayamazlar ama İslami hayatın meşru sınırları vardır. O sınırları zorlamamak gerekir.
Açık konuşuyorum: Beş yıldızlı otellerde ihtişamlı iftar ziyafetleri vermek lükstür, israftır.
Yüz elli bin dolarlık şaşaalı otomobillere binmek lükstür, israftır.
Efendi, beni dinle!.. İtalya'dan getirttiğin yakası kürklü paltoya dört bir dolar vermişsin. Bu bir israftır.
Bir Müslümün eviyle, otomobiliyle, paltosuyla, sofrasıyla keramet, prestij, itibar kazanmaz.
Müslümanın derecesini arttıran ilimdir, irfandır, ahlaktır, fazilettir, ibadettir, hayır ve hasenattır, hikmettir.
Müslüman kibre ve gurura düştükçe alçalır, alçak gönüllü oldukça yükselir. Senin bundan haberin yok mu?
Efendi!.. Sen Hz. Ali efendimizle (radiyallahu anh ve kerremallahu vecheh) Hz. Fatıma annemizin (radiyallahu anha) düğünlerini, ev eşyalarını biliyor musun. Bilmiyorsan oku, öğren ve utan biraz...
Kafirler, müşrikler, inkarcılar, İslam düşmanları israf edebilirler ama gerçek Müslümanlar asla bu günahı devamlı olarak işleyemezler.
Bu memleketteki lüks otomobillerin parasının yarısı ile işyerleri, atölyeler, fabrikalar, işletmeler açılsa bir milyon işsize iş ve aş temin edilebilir.
Yüz bin liralık otoya bineceğine elli bin liralığa binsen incilerin, pırlantaların mı dökülür, haysiyetine darbe mi vurulmuş olur?
Ey sonradan görme türedi zengin!.. Lüks lokantada kaç çeşit yemek yediğini bana anlattılar. Yemekleri bitirmiyormuşsun, tabakta bir kısmını artıyormuşsun. Onlar da çöpe gidiyormuş. Bu yaptığın israftır, günahtır, küfran-ı nimettir.
Uçağa binerken VİP kapısında geçiyor, VİP salonunda kahve içiyor, lüks mevkide seyahat ediyormuşsun. Fani beyinsizlikler!..
Bu yazıyı yazmak bana düşmezdi. Bizzarure kaleme almış bulunuyorum.
Yarın Mahkeme-i Kübra'da hesap var, kitap var. İsraftan, lüksten uzak duralım. Artacak paralarla mali ibadetler yapalım. Bizim için hayırlı olan budur...
*ikinci yazı
Kaddafi Yahudi mi?
Kaddafi'nin Yahudi olup olmadığı konusunda lütfen Google'dan/Kaddafi Yahudi midir/ ve /Jewish Gaddafi/ kelimeleriyle bir arama yapınız. Karşınıza hadsiz hesapsız referans ve kaynak çıkacaktır.
Kimse darılmasın ama biz Müslümanların büyük kısmı hem yatakta uyuyoruz hem de ayakta uyuyoruz. Şu internet çıktıktan sonra uzak yakın, gizli açık kalmadı gibi. İnsan boyutlarını aştı ama yine de internetten dehşetli bilgiler elde etmemiz mümkündür. Çok rica ediyorum, günde en az bir saatinizi internete harcayınız. Ararken anahtar kelimeler çok mühimdir. Diyelim ki, bir İslam ülkesinin diktatörünün Yahudi olup olmadığını öğrenmek istiyorsunuz. Yazın meretin ismini, yanına Yahudi mi kelimesini koyun, karşınıza akıl almaz bilgiler ve belgeler çıkacaktır.
İlk Müslümanlar çok uyanık, çok firasetli, çok zeki ve çok akıllı imişler. Leb demeden leblebiyi anlarlarmış. Şimdi İslam dünyasında genel ve yoğun bir kalın kafalılık, bir eblehlik, bir salaklık hakim. Herkes böyle değil elbette. İstisna teşkil edenlerin ellerinden öperim...
Türkiye'nin son yüz yıllık tarihinde dehşetli Kripto Yahudiler vardır.
Müslümanları aldatmak ne kadar kolay!.. Herif su katılmadık Yahudi. Adını değiştiriyor, Tekin Alp ismini alıyor... Oh, buram buram, burcu burcu Türk kokan iki isim değil mi? Tekin ve Alp... Kimdir bu Tekin Alp?.. Kaldırın üzerindeki örtüyü, altından karşınıza cascavlak Moiz Kohen Efendi çıkacaktır.
Yakın tarihimizin meşhur bir generali de Yahudidir.
Şu anda içimizde Türk ve Türkçü, Müslüman ve İslamcı görünen Yahudiler var mıdır?.. Olmaz olur mu hiç. Hem de tonlarca vardır.
Onlar her boyaya girerler, her kimliğe bürünürler.
Lütfen şu kitabı alınız ve hepsini okumasanız bile "Ben Rubi'nin İtirafları" bölümünü mutlaka birkaç defa dikkatlice okuyunuz. Kitabın adı: Gog... Yazarı: Giovanni Papini... Yayıncısı: İş Bankası yayınları.
Yirminci asırda Yahudiler iki devlet kurmuşlar... Biri İsrail de ötekisi hangisi acaba?.. Tasmanya Cumhuriyeti mi, yoksa Zanzibar krallığı mı?