D.Mehmet Doğan

D.Mehmet Doğan

90. yılında İstiklâl Marşı

90. yılında İstiklâl Marşı

1920 yılının 23 Nisan cuma günü açılan Büyük Millet Meclisi’nin 12 Mart 1921 günkü toplantısının ikinci celsesi (oturumu) bizim için asla unutulmayacak tarihî değerdedir. Çünkü o gün millî aidiyet sembollerimizden birisi Meclis tarafından kabul edilerek milletimize armağan edilmiştir.
Büyük şairimiz Mehmed Âkif’in şiiri olan İstiklâl Marşı muhtevasıyla, şiir kudretiyle benzerine rastlanmayan müstesna bir milli marştır.
İstiklâl Marşı güçlü muhtevasıyla 90 yıldır değişmeyen bir millî mutabakat metnimizdir. 90 yıl içinde milletin ruhundan doğmayan anayasalar değişmiş, kanunlar değişmiş fakat İstiklâl Marşı milletimizin millî mutabakat metni olarak var olmaya devam etmiştir. Çünkü halkımız kendini sentetik anayasalarda, kanunlarda değil, bin yıllık tarih perspektifinde ifade edilmiş olan İstiklâl Marşı’nda bulmuştur.
İstiklâl Marşı metninin olağanüstülüğünü metin dışı olağanüstülükler güçlendirmektedir.
Millî marş için yarışma açılmış, mükafat (ödül) konulmuş, o zamanın haberleşme ve ulaştırma şartlarında, bilhassa yurdun bir kısmının da işgal altında olduğu düşünülürse, yüksek sayıda katılım sağlanmıştır.
Yarışmaya 724 şair katılmıştır. Eğer Mehmet Âkif de katılsa idi 725 olacak idi. Seçilen 6 şiire bakarak şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Mehmet Âkif’in şiiri hiç tereddütsüz birinci olurdu.
Mehmet Âkif yarışmaya katılsa, şiiri birinci seçilse, ödülü alsa ve kendisi ve ailesi için harcasa idi bu gayet olağan karşılanırdı. Kimsenin söyleyecek sözü olmazdı.
İstiklâl Marşı şiir olarak olağanüstüdür. Şiirin olağanüstülüğünü, Mehmet Âkif gibi gerçekten büyük bir şair tarafından yazılması ziyadeleştirmektedir. Şiir ve isim (şahsiyet) millî marşı önemli, hatta çok önemli kılmaktadır.
Millî marşımızın olağanüstülüğünü güçlendiren bir unsur da Mehmet Âkif’in şahsiyetinin olağanüstülüğüdür.
Mehmet Âkif yarışmaya girmemiştir. Soranlara yaşı itibarıyla yarışmaya girmesinin doğru olmayacağını söylemiştir.
Onun yarışmaya girmeme sebeplerinden biri de, ortaya konulan mükafattır. Böyle milli bir konuda mükafat, ödül alınmasını doğru bulmamıştır.
İstiklâl Marşı yarışmasına giren şairler hiç şüphesiz bir milletin milli marşının müellifi olmak şerefini kazanmak istemiştir. Bunu hangi şair istemez? Nitekim yarışmaya çok sayıda şair katılmıştır. Millî marşın yazarı olmak şöhreti ile birlikte o zamana göre çok iyi bir meblağ olan ödülü elde etmek için de yarışmaya girenler olmuştur. Bu da tabiidir.
Mehmet Âkif’in olağanüstü şahsiyeti, millî marşımızı metni dışında da olağanüstü kılmaktadır.
Mehmet Âkif millî marşı yazmak şerefine talip olmamıştır. Ödül için yazmayı kesin olarak reddetmiştir.
Âkif talip (talepte bulunan) olmamıştır, matlup (talepte bulunulan) olmuştur. Hatta taleplere olumlu cevap vermemiştir.
En yakın arkadaşı, Taceddin Dergâhında birlikte kaldığı kendisinden genç dostu, Balıkesir milletvekili Hasan Basri (Çantay)’nin Hamdullah Suphi Bey’e kendi adına söz vermesi üzerine şiiri yazmayı kabul etmiş ve zaten zihninde taşıdığı şiiri kısa süre içinde yazıp teslim etmiştir.
Bugün İstiklâl Marşı’ndan söz ederken onun sadece olağanüstü metninden değil, idealist bir şahsiyet olan şairinin olağanüstülüklerinden de bahsetmek ihtiyacını hissediyoruz. (devam edeceğiz)
Haber hattı:
Ankara’da 3 günlük Mehmet Akif bilgi şöleni. Türkiye Yazarlar Birliği, İlim Yayma Cemiyeti Ankara Şubesi’nin desteği ile Mehmet Akif’le ilgili üç günlük bir bilgi şöleni düzenledi. TYB’nin Kızılay Sümer 1 sokağı 11’deki kültür merkezinde yapılacak bilgi şölenine yurtiçinde ve dışında 35 ilim ve fikir adamı katılacak. Açılış 11 Mart Cuma sabahı 10.30’da


Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
D.Mehmet Doğan Arşivi