Japonya’da “küçük”, Türkiye’de “büyük̶
Profesör Nevzat Yalçıntaş Hocam’la “Savunma alanındaki dışa bağımlılığımız” üzerine konuşuyoruz...
Diyor ki;
“Elin adamı, tank denilen vasıtayı taaa 1915’te piyasaya sürmüş... Taaaa o zaman kendi ‘milli tankını’ üretmiş...
Biz ise şimdi şimdi...
Yüz sene sonra, yerli tankı yapacağız diye seviniyoruz!..
Bunca yıl ne yaptık, nelerle oyalandık!..”
¥
Hocam söylemedi...
Ben tamamladım:
“Nelerle mi oyalandık... Efendim, malûmlarınız, laikçilikle oyalandık, darbelerle, muhtıralarla oyalandık... Bir tank tamiri için bile üç milyonluk İsrail’e diz çöken adamların haberleriyle oyalandık... Yasaklarla oyalandık!..”
¥
“Ve efendim; hâlâ bu adamların ‘pisliklerini’ temizlemekle meşgulüz..
Yarayı deştik, cerahati akıttık... Şu sıralar yaranın tekrar iltihaplanmasını engellemeye çalışmakla meşgulüz!..”
¥
Yalçıntaş Hocam’la konuşmamıza denk düşen bir gelişme...
Japonya’da müthiş bir deprem oldu; 8 nokta 9’luk bir deprem...
Hiroşima’yı yıkan nükleer bombanın üç-dördüne denk bir güç...
Bizdeki Marmara Depremi’nde onbinleri yitirdik.
Son depremin 324 kilometre ötedeki Tokyo’ya etkisi, bizim Marmara depremine denk...
Neredeyse yıkılan bina yok!..
Tokyo’daki binalar, 8 şiddetindeki depreme göre ayarlanmış ve bu depremde hiçbiri ciddi hasar görmemiş...
Kayıplar, Tsunami’nin vurduğu bölgelerde...
Sadece depremin etkisi olsa neredeyse sıfır kayıpla atlatacak adamlar...
Bizim depremcilerin tespitlerine göre, 6’lık bir deprem İstanbul’u yerle bir etmeye yetecek de artacak...
¥
İster Şeriatçı ol ister laik, “orta şiddette” bir deprem yetiyor hepimize...
Geri kalmışlığın daniskası!..
¥
Demem o ki, “Kemalizm”miş, “Laikçilik”miş, “İrtica”ymış, böylesine içi boş tartışmaları bir an evvel geride bırakıp yeni bir seferberlik ilan etmemiz gerekiyor...
Ak Parti hükümeti, geçtiğimiz sekiz yıllık süre içinde bu seferberliğin alt yapısını hazırladı...
Yarayı deşti, cerahati akıttı...
Yeni Anayasa ile yaranın tekrar iltihaplanması gibi bir ihtimal kalmayacak kısmetse...
¥
“Statüko Partisi”nin “irin” bağlamış bir yapı olduğunu ortaya koyan son “uçkur tartışmaları” son derece faydalı oldu.
Oralarda nasıl bir zihniyetin hakim olduğu, ayak kaydırma operasyonlarında “beyaz kadın servisi” dahil her türlü iğrençliğin “mubah” görüldüğü gözler önüne serilince...
Vatandaşın “kararı” biraz daha netleşmiş oldu.
Önümüzdeki dönem, iyice zayıflamış bir “Statüko Partisi” göreceğiz...
Statüko’nun diğer uzantısı da en fazla “pozisyonunu koruma” iddiasında...
¥
Demek oluyor ki, Genel Seçim’den “Statüko” çıkmayacak...
Ve bu millet “AK Parti”ye bir “altın fırsat” daha sunmuş olacak...
Darbelerin, muhtıraların tarih olduğu Türkiye,
depremin yıkamadığı şehirler...
¥
Merhum Necmettin Erbakan Hoca’nın açtığı yoldan, gösterdiği hedefe hiç durmadan ilerleyen bir Ülke!..
ERGENEKON MECLİS’TE
Ha bu arada;
ne kadar Ergenekoncu varsa, Meclis’e kaçıyor...
Ancak ve sadece milletin bozabileceği bir oyun bu!..
Ergenekonculara kucak açan partileri “fişle” ve asla “geçit verme!..”
Bu hem Dinî hem de Millî bir vazife!..