Doğru adam Mehmed Akif
Yunus; “Tabtuk Emre’nin dergâhına eğri odun girmez, doğru odun girmeli” diye aylarca ormandan doğru odunlar taşıdı.
Tabtuk Emre’yi Yunus gibi anlayamayanlar, Yunus’u da anlayamadıkları için; nefislerindeki fitneye yenildi ve Yunus’u dergâhtan uzaklaştırdılar.
Yunus bu durumun bir sevki ilahi olduğunu bilerek, çeşitli coğrafyaları dolaştı. Ayağını bastığı her yere; “Hak ve halk sevgisini” götürdü.
Yunus bu çileli yola baş koyarken felsefesi şuydu:
“Aynı ormanda hem eğri hem doğru odunlar var. Elbet insanlar arasında da eğriler ve doğrular olacaktır. Ben doğruluktan yanayım” deyip yürüdü.
¥
Mehmed Akif’i, Mehmed Akif yapan da “belki” bu felsefeydi. “Belki” kelimesini, “Belki bu sözüme itiraz edenler olur” diye tırnak içine koydum. Ya da Akif’in şu dizelerinden cesaret aldım.
Hayır, hayal ile yoktur benim alışverişim,
İnan ki; her ne demişsem görüp de söylemişim.
Budur benim en beğendiğim meslek,
Sözüm odun gibi olsun, hakikat olsun tek.”
Merhumun zamanında da bugün de sözü odun gibi olan ve hakikati söyleyenler, maalesef pek makbul sayılmıyorlar.
Oysa Mehmed Akif’in kişiliğini bilen, eserlerini okuyan ve anlayan herkesin, itirazsız ve ihtilafsız ittifak ettiği görüşü, Akif’in öncelikle bir “ahlak abidesi” olduğudur.
Akif böyle olduğu için; “Kur’an Şairi,” “İslam Şairi” ve “İstiklal Şairi” olarak bilinmektedir. Yalnız artık bilinmekten anlamaya geçilmelidir.
¥
Malum, İstiklal Marşı’nın 90. yılını idrak ediyoruz. 90 yıldır Mehmed Akif’i sadece İstiklal Marşı’nı yazan adam olarak öğrendik ve öğrettiler.
Ne yazık ki, İstiklal Marşı ve Akif, resmi ideolojinin kanunla belirlediği sınırlı ve sorumlu törenlerin saygı duruşu sonrası okunmasından öte geçemedi.
Mehmed Akif’i; “Kur’an Şairi,” “İslam Şairi” ve “İstiklal Şairi” olarak bilen, anlayan, anladığını idrak edenler yok değil elbet.
Onların varlığı sayesindedir ki İstiklal Marşı ve Akif, yan yana anılmıştır. Yoksa “İstiklal Marşı tamam ama Mehmed Akif olmasa” denilen seneler yaşadı bu millet.
İşte Akif’in “hakkını” “Hak” için arayan ve anlayan sivil toplum kuruluşlarımızdan birisi de “Türkiye Yazarlar Birliği” dir.
Kuruluşundan bu yana, Akif’in ne kendisini ne eserlerini hiç ihmal etmediler ve Akif’in yalnızlığı gibi onlar da yıllarca yalnız kalarak Akif’e sahip çıktılar.
Yazarlar Birliği 35 yılı aşkındır, Mehmed Akif’in hem vefat hem de İstiklal Marşı’nın kabul yıldönümlerinde, Taceddin Dergâhı’nda toplantılar yaptı.
Bu yıl devletin de sahip çıkmasıyla, İstiklal Marşı’nın 90. kabul yılı, marşın yazıldığı Taceddin Dergâhı’nda devlet millet kaynaşmasıyla gerçekleşti.
Katılım azdı ama olsun. Birinci Mecliste zaten o kadar samimi insan vardı. Ve Kurtuluş Savaşı’nın yükü; Akif gibi sessiz, doğru ve yalnız adamların omzundaydı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.