Mehmed Akif Bilgi Şöleni
Türkiye Yazarlar Birliği, Mehmed Akif bilgi şölenlerinin beşincisini gerçekleştirdi. Geçtiğimiz cuma günü başlayan şölene, 33 ilim adamı ve yazar bildiri ile katıldı.
Şölenin bu yıl ki teması; “Millî Mücadele ve İstiklâl Marşı”ydı. Şölen dolayısıyla TYB’nin Mehmed Akif Eserleri Kütüphanesi’nin açılışı da yapıldı.
Bir Mehmed Akif Kütüphanesi de Kültür Bakanlığı tarafından Taceddin Dergahı’nın bulunduğu mahalde hizmete girdi.
Bilgi şöleni ve Taceddin Dergâhı’ndaki merasime katıldım. Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay başta olmak üzere, TYB yöneticileri ile Akif’i seven gönül erleri oradaydı.
Eli ayağı düzgün bir program icra edildi. Eli ayağı düzgün olduğunu, TYB Mehmed Akif Ersoy Araştırmaları Merkezi Başkanı D. Mehmet Doğan’ın hal dili anlatıyordu.
Önceki merasimlerde hal dilini sözüne, sözünü de hal diline rapteder, Akif gibi; “Sözüm doğru olsun, özüm bozulmasın” diye söyleyeceklerinden geri kalmazdı.
Demek ki uzun yıllar verdikleri mücadelede Mehmed Akif’in hak ettiği ilgi, mecrasına doğru akmaya başlamıştı. Gönüller coştu, gözler hoştu, tebessümler yerindeydi.
Türkiye Yazarlar Birliği’nde üç gün süren bilgi şöleni ise küller altından “bir Akif çıkarması” gibiydi. Kaybolmuş mirasların buluşma bayramıydı.
¥
Dünkü yazımda sitem içeren cümleler vardı. Sitemimin sebeplerini bugüne bıraktım.
“İstiklal Marşı kabul ama yazan Akif olmasaydı.” Bu düşünce, mevcut iktidara kadar devletin resmi söylemi halindeydi.
Mesela 27 Mayıs darbesinden sonra Mehmed Akif, Milli Eğitimin kitaplarından külliyen çıkarılmış.
1976 yılındaki MC hükümeti zamanında, Mehmet Kaplan’a ders kitabı olarak Mehmet Akif yazdırılmış fakat kısa bir süre sonra kitap müfredattan uçurulmuş.
2007 yılına kadar üniversite sınavlarında Mehmet Akif ile ilgili bir tek soru varmış. 2007’den sonra soruların sayısı artmış.
Mevcut iktidara kadar iş başına gelen hükümetler; “iktidar olup muktedir olamadıkları” için, Mehmed Akif’e karşı hep itidalli yaklaşmış.
90 yıllık bir kabul devrinde, ilk defa bu hükümet, milletin ve istiklalin şairine sahip çıktı.
¥
Mehmed Akif Ersoy, Kurtuluş Savaşı’nın maddi ve manevi mimarıdır. Bundan kimsenin şüphesi yoktur, inkâr edilemez.
O zaman soru şu:
“Mehmed Akif, milletimizin istiklalinde ve devletimizin kuruluşunda, böylesine büyük bir emek verdiyse ve bu emeğini de bila ücret bir marşla mühürlediyse, bu marş, kanunla kabul edildiyse, 90 yıldır Akif’e karşı bu ilgisizliğin ve nemelazımcılığın sebebi ne olabilir?”
Cevap çok basit.
Akif sadece “İstiklal Şairi” değil, aynı zamanda bu milletin ruhunu temsil eden bir “İslam Şairi’dir.” İşte bu özelliği, resmi ideolojiden nemalananların işine gelmemiştir.
Nihayet devletimizin ve milletimizin değerlerine sahip çıkan bir hükümet iş başında olduğu için, bugün Akif’imiz devlet ve millet bütünleşmesiyle anılmaktadır.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.