İbrahim Tatlıses’e yönelik menfur saldırı, “memleketi” Şanlıurfa’da infiale yol açtı.
Bu normal de...
Bir görüntü ziyadesiyle rahatsız edici...
Belediye önünde toplanan gruptan yükselen bir slogan:
“İstanbul şaşırma, sabrımızı taşırma!..”
Bu nasıl bir mesaj, zihni arka plânında ne var?..
Tatlıses’in İstanbul’da vurulmuş olmasından ne çıkar?
Şanlıurfa’da da vuku bulabilirdi veya bir başka yerde.
Cinayet teşebbüsü her yerde lanetli eylemdir!..
¥
Tatlıses’e yönelik saldırının ardından “PKK kıvamlı” sloganların atılması üzerine Şanlıurfa’daki “resmi” kaynaklarımla görüştüm...
Tespitleri varmış...
Diyorlar ki,
“Saldırı bizleri de derinden yaraladı. Bizde İbrahim Tatlıses hayranları zannedildiğinden de çoktur. Yalnız...Tatlıses eylemlerine içlerindeki yangını haykırmak için yani haklı olarak katılanlar olduğu gibi, ‘örgüt’ bağlantıları bilinen isimler de var. Bunları tespit ettik. Zaman zaman gösterileri provoke etmeye, 10 bin kişinin kanının akıtılacağı gibi provokatif söylemlerle tahrikte bulunmaya çalışanlara karşı bütün vatandaşlarımızı dikkatli olmaya davet ediyoruz.”
KİM VURDU; DAHA DOĞRUSU
VURDURTTU?!..
Tatlıses’in vurulmasının ardından, fâilin “PKK terör örgütünün” olduğuna dair iddialar gündeme gelmişti.
Bir PKK itirafçısının kitabında, Tatlıses’in “örgüt” tarafından “bağışta bulunmaya” zorlandığına dair iddialar yer almakta.
Tatlıses, bu zorlamalara pabuç bırakmamış.
¥
Buradan “PKK yaptı” gibi bir sonuç çıkmıyor elbette.
Öte yandan,
İbrahim Tatlıses’in “ekonomik ilişkilerinin” veya “güç mücadelesinin” ötesine geçen bir “suikaste” maruz kaldığını düşünmek için de çok sebep var.
Onun gibi sembol bir ismin, “AK Parti vekil adayı” olmaya gayret sarf etmesi, seçime doğru eylemselliğini arttırma tehdidinde bulunan ve en az 30 vekil çıkartmayı kafasına koymuş olan örgüte bir “darbe.”
Böyle bir durumdan örgütü yöneten “Balyozcuların” da rahatsız olacağı aşikar...
Mahir Kaynak’lık yapsak ve “Bir saldırı en çok kime yarıyorsa oradan gelmiştir”den yola çıksak...
“Tatlıses’in AK Parti’den aday olması en fazla, devlet-güneydoğulu çelişkisinden beslenmeye çalışan PKK’ya zarar verirdi... Seçime girememesi de en fazla PKK’ya yarardı!..”
EMNİYET’TEN SON DAKİKA!..
Biz böyle düşünürken, akşam saatlerinde Emniyet’ten bir haber geldi;
Zanlılar yakalanmış, saldırıda kullanılan otomobil ve silah da bulunmuş...
“Eskiden kalma husûmet” deniyor!..
İlk bakışta bir “çete” işi gibi görünüyor da...
Saldırının zamanlamasını “tesadüf”e mi bağlamak lazım acaba?..
“Çete” yaptıysa, kim yaptırttı...
Bakalım orası çıkacak mı ortaya?..
GÜZEL GÜZEL DUA EDİN!..
İlginçtir, böylesine menfur bir saldırının geleceğini hissetmişçesine “tehlikeye dikkat çeken” bir yazı kaleme almıştık...
Tatlıses’in vurulmasından çok kısa bir süre önce “Derin Devlet Koalisyonu, 21 Mart ve sonrası” başlığı altında, “Yeni faili meçhullerin” olabileceğini ima etmiştik...
Diyarbakır Söz ve Türkiyem televizyonları ile bazı internet sitelerinden arayıp dayanaklarımı sordular...
Ne diyelim ki...
Biraz duyum, biraz sezgi...
Ve çokça da uyarı:
İbrahim Tatlıses, sadece Urfa’nın değeri değil, bizim de değerimizdir.
Bu ne İstanbul’un ne Ankara’nın ne de Urfa’nın işidir!..
Saldırı hepimizedir.
Kimse tezgaha gelmesin!..
Ve bir de Şanlıurfa “Peygamberler Şehri.”
Tatlıses’i seven Şanlıurfalılar Hastane’nin önünde “Şifa niyetiyle” Kur’an-ı Kerim okusun, dualar etsin.
Ve o dualar da lütfen;
“Tanrım, lütfen O’nu yeniden sahnelere döndür” kıvamında olmasın.
Allah’tan şifa dileyin siz...
Ötesine gitmeyin!..