Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Hiç takdir etmediler

Hiç takdir etmediler

Fatma Hanım ben yirmi altı yaşında bir genç kızım. Altı kardeşiz ve ben kardeşlerin en büyüğü olduğum için ailenin bütün yükünü sırtımda taşıdım. Annem beni ilkokuldan sonra okutmadı, konfeksiyonda çalıştım. Çünkü kardeşlerim okuyorlardı onların ihtiyaçları karşılanmalıydı. Babam bir iş yerinde bekçiydi, aldığı maaşla geçinemiyorduk. Aileme destek verdiğim için mutluyum ama onlar beni hep küçük gördüler. Annem hâlâ bana boş kafa diye hitap eder. Babam, zaten bundan adam olmaz, şunu bir evlendirsek de kurtulsak, evlense iki gün sonra geri döner... türünden aşağılayıcı yakıştırmalar yapardı. Annem de öyle, hatta halalarım bile beni küçük görürler. Bu yaşıma kadar ne annemden ne de babamdan iyi bir şey duymadım, beni hiç takdir etmediler. Bundan mı bilmiyorum ama kendimi çok güçsüz hissediyorum. Bu konuda neler yapabilirim? M. A

Kendimizi korumak gibi bir sorumluluğumuz var

Biz insanlar, bazı ihtiyaçlar dahilinde yaşıyoruz. İhtiyaçlarımız yerinde ve zamanında giderilmediği zamanlarda ise, bir arayış içinde oluyor ve kendimizi boşlukta hissediyoruz. İfadenizden anladığıma göre küçük yaştan itibaren, ailede hatalarınızın yüzünüze vurulması ve olumsuz cümlelerle hitap etmeleri kendinize olan inancınızı kaybetmenize neden olmuş. Ve bir zaman sonra insanların ifadelerine siz de inanmaya ve kendinizi bu şekilde algılamaya başlamışsınız. Cevremizden gelen tepkiler bizler için önemlidir. Ancak, buradan üzerimize yıkıcı taşlar düşmeye başlamışsa bunun bir taş olduğunu fark etmeliyiz. Bu nedenle üzerinize gelen taşları fark edin ve öncelikle siz kendinize inanın ve kendinizle ilgili olumlu düşünceler geliştirmeye çalışın. Dışarıdan gelen olumsuz tepkileri de bu şekilde değerlendirin. Sizin kendinize olan inancınızı fark ettiklerinde zaten çevrenizdeki kimseler de olaya daha farklı bakacaklardır. Çevremizdeki insanlar yapıcı eleştirilerde bulunabilirler ve bizler bunu dikkate alırız. Ancak diğer taraftan da kimsenin üstümüze sözden bombalar atmalarına izin vermemeliyiz. Çünkü bizim kendimizi korumak gibi bir sorumluluğumuz da var.
Sizce bu bir sorun mu?

Fatma abla ben 18 yaşında bir öğrenciyim. Bu yıl üniversite sınavlarına gireceğim. İnşallah edebiyat öğretmeni olmak istiyorum. Benim sorunum annemle ilgili. Annem benden her zaman yüksek şeyler bekliyor ve beni hiç anlamıyor, yaptığım iyi şeyleri görmüyor. Artık ondan bir şey beklemiyorum. Ama bu durum bende farklı sorunlara neden oldu. Arkadaşlarım arasında her zaman takdir edilen beğenilen biri olmak istiyorum dikkatleri üzerimde toplamaktan hoşlanıyorum. Bulunduğum toplumda ilgi çekemediğimde kendimi kötü hissediyorum... Sizce bu bir sorun mu? F. E.

Buna mahkûm değilsiniz

Ailemiz ve çevremizdeki kimseler tarafından takdir edilmeyi, başarılı biri olarak görülmeyi ve sevilmeye değer biri olduğumuzu hissetmeyi isteriz. Bu her birimiz için bir ihtiyaçtır. Ancak ne yazık ki, bu isteklerimiz her zaman karşılık bulmayabilir. Takdir edilmediğimiz gibi çevremizdeki kimseler tarafından eleştiriye tabi tutuluyor, eksik ve dışlanmış biri olarak tanımlanıyorsak kendimizi çökkün ve bitkin hissederiz. Böyle durumlarda yaramızı iyileştirebilmek için çevremizdeki kimselerden onay almak isteriz. Ancak bütün bu çabalarımız iç dünyamızdaki yaraları onarmaz ve bizi rahatlatmaz.

Eğer ailemizden yeterince ilgi görmemişsek, dışlanmış, hor görülmüş ve küçük düşürülmüşsek ruh ve duygu dünyamızda bazı örselenmeler ortaya çıkabilir. Peki hayat boyu bu örselenmeyle mi yaşayacağız? Her şeyden önce Rabbimiz bizi insan olarak evrende üst bir konumda yaratmış ve bizlere sorumluluklar yüklemiştir. Bu bizim zaten değerli ve önemli olduğumuzu gösterir. Dolayısıyla olaya buradan bakabilir ve insanların sizden esirgediği takdir ve onayı bu şekilde sağlayabilirsiniz...

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi