Bana çok düşkün
İki çocuk annesi bir bayanım. Altı yaşında bir oğlum, üç yaşında bir kızım var. Bu yıl ikisini de anaokuluna verdim. Oğlum uyumlu ama kızım çok içine kapanık ve pasif. Okuldan geldiğinde hep yanımda olmak istiyor, okulda her gün ağlıyor, öğretmeni beni arıyor ve durumu bildiriyor. Son bir haftadan beri biraz daha uyumlu ama bana çok düşkün, "Anne okula birlikte gidelim, seni çok özlüyorum" diyor. Biraz daha kendine güvensin diye babaannesine gönderiyorum ama olmuyor. Dışarıda kendine güveni yok, pasif ve sessiz. Bu konuda ona nasıl yardımcı olabilirim? E. İ.
Çocuğun penceresinden bakmalı
Anneler çocuklarıyla ilgili özel bir donanıma sahipler. Yani çocuğunu dünyaya getiren anne çocuğunu anlayabilir, onu tanıyabilir ve sorunlarına pratik çözümler getirebilir. Bunun için sadece doğru yerden doğru çıkarımı yapmak yeterlidir. Bu konuda çocuğunuzu tanımaya ve onun sorununu tanımlamaya çalışın.
İfadenizden anladığıma göre kızınız yaş olarak biraz küçük olduğundan anaokulunda kendini güvensiz hissediyor. Sizden güç alıyor ve sizin yanınızda kendini daha güvende hissediyor. O yüzden okulda zaman zaman sorunlar yaşıyor. Bu konuda onu anlamaya ve ihtiyaç duyduğu ilgiyi ona vermeye çalışın. Çocuk yaş olarak biraz küçük olduğundan eğer istemiyorsa okula göndermeyebilirsiniz. Ama anladığıma göre son günlerde okulu istiyor ancak yakından ya da uzaktan sizin ilginizi hissetmeye çalışıyor. Çocuk sizinle kendini daha güvende hissediyor. Bu durumda okuldan geldiğinde onunla ilgilenebilirsiniz, onunla arkadaşlık yapabilir, iyi ilişkiler kurabilirsiniz. Bazı noktalarda uyarabilir bazı noktalarda teşvik edebilirsiniz. İlişkilerinizde tatlı ve yumuşak geçişlerle hem çocuğa ihtiyacı olan disiplini verebilir hem de destek sağlayabilirsiniz. Bunun için çocuğa onun penceresinden bakmanız gerekir.
Çok fedakar bir insandı
İki yıl önce büyük ablamı kaybettim. Bu benim için büyük bir yıkım oldu. Çünkü ablam benim hayattaki her şeyimdi. Ablamın bana çok yardımı olmuştur. Kocamla, çocuklarımla, sağlığımla ilgili sorunlarımda ondan her zaman güç aldım. Ablam çok fedakar bir insandı, hayatını bizlere adamıştı. İki ablam daha var ama onun yerini tutmuyor. Sabahları ağlayarak kalkıyorum, onu çok özlüyorum, mezarına gidemiyorum ve öldüğünü hiçbir şekilde kabullenemiyorum. Son günlerde bu sorunlarım daha da arttı. Hayattan hiç keyif alamıyorum, bitkin kalkıyorum, kendime özen göstermiyorum, hep uyumak istiyorum. Bana neler tavsiye edersiniz? M. E.
Yasınızla barışmalısınız
Aramızdan ayrılan yakınlarımız giderken yoğun acılar bırakırlar. Bizler ise, acılarımızı yas sürecine sığdırır ve durumu kabulleniriz. Çünkü yapacak başka şeyimiz yoktur. Anladığıma göre, ablanızın hayatınızdaki önemi sadece kardeşlik ilişkileriyle sınırlı değil. Aksine onu; bir anne gibi, arkadaş gibi, sırdaş gibi, kardeş gibi gördünüz ve hayatla mücadelenizde ondan her zaman destek aldınız. Ama ne yazık ki hayatın içinde ölüm denen bir gerçek var. Ablanız da her insan gibi bu hayattan ayrıldı. Bu gerçekten acı bir olay ancak yas süreci, altı ayla on bir ay arasında yaşanmış olmalıydı diye düşünüyorum. Artık toparlanıp hayatınıza geri dönmeli ve yasınızla barışmalısınız. Ama psikolojik olarak sıkıntı içinde olmanız devam ediyor. Bu konuda yaşadığınız sorunları uzatmaya yatkın biri olabilirsiniz ama bir uzman yardımıyla bu süreci atlatabilirsiniz. Bu durumda bir psikiyatriste giderek yardım almalı ve doktorunuzun tavsiyeleri doğrultusunda kendinize yardımcı olmalısınız. Unutmayın sorunlarımızı ancak kendi çabalarımızla iyileştirebiliriz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.