Gözden kaçan bir ayrıntı
Tunus ve Mısır'daki "Devrimler"i göremeyen, hatta son ana kadar Zeynel Abidin Bin Ali'nin ve Hüsnü Mübarek'in otoriter rejimlerine destek veren Sarkozy'nin Fransa'sı, bu diplomatik ve stratejik körlüğünü unutturmak için Libya krizinde öncülüğe soyundu.
Hem öncülüğe, hem de şahinliğe.
ABD'nin bile iki-üç gün öncesine kadar çekingen davrandığı Kaddafi güçlerine karşı askeri operasyon düzenlenmesinin ilk ve en ateşli savunucusu Fransa oldu.
Peki, Libya'da uçuşa yasak bölge ilan etmek ve başkaldıranlara (İster "Asiler" deyin, ister "Muhalifler") el vermek için Kaddafi'ye bağlı güçlere bomba yağdırmanın meşruiyeti var mı?
Uluslararası hukukçular bu sorunun yanıtını ararken üç kriteri göz önüne aldılar:
Müdahalenin gerçekten kaçınılmaz duruma gelmesi.
Birleşmiş Milletler'in onay vermesi.
Komşu ülkelerin çağrı yapması.
İlk kriter ya da koşul, Libyalı muhaliflerin neredeyse yalvarma noktasına varan çağrılarıyla gerçekleşti.
15 üyeli BM Güvenlik Konseyi'nin hem uçuşa yasak bölge ilanına, hem de Kaddafi birliklerine kara harekâtına "Yeşil ışık" yakan bir karar tasarısını 10 oyla kabul etmesiyle ikinci kriter tamamlandı.
Ve nihayet Arap Birliği'nin Libya'ya askeri müdahale çağrısıyla da üçüncü kriter tamamlandı.
Güvenlik Konseyi'ndeki oylamada bir ayrıntının pek üstünde durulmadı. Oysa yarınların, Arap isyanları sonrası dönemin tohumları o ayrıntıda gizli:
15 üyeli Güvenlik Konseyi'nin Libya'ya müdahale kararını 10 oyla aldığını belirttik. Karara destek vermeyen, çekimser kalan ülkeler hangileriydi?
Sayalım: Rusya (Daimi üye), Çin (Daimi üye), Hindistan, Brezilya ve Almanya.
Şimdi... Birkaç yıldır moda olan bir kısaltmaya göre bu ülkeleri yeniden sıralayalım: Brezilya'nın B'si, Rusya'nın R'si, Hindistan'ın (India) I'sı, Çin'in (China) C'si. Ortaya ne çıktı? Cevap: BRIC!
Yani, yeni küresel güç grubu. Yani, dünya ekonomisinin yeni lokomotifleri...
Kaddafi, Batı'yı Libya'ya askeri operasyon için alabildiğine tahrik ediyor. Çünkü, ABD-İngiltere-Fransa gibi güçlerin başını çekeceği bu operasyonun Arap coğrafyasında "Sömürgeci Batı"nın mazlum halklara karşı emperyalist bir müdahalesi olarak değerlendirileceğini çok iyi biliyor.
Ve sadece Kaddafi değil, BRIC ülkeleri de bunu kolayca kestirebiliyor.
Bombalar bittiğinde, silahlar sustuğunda, sisler dağıldığında nasıl bir tablo ortaya çıkarsa çıksın, sonucun kesinlikte Batı'nın aleyhine olacağını yakın geçmişin ve günümüzün deneyleriyle görebiliyor. Irak'ta, Afganistan'da, Pakistan'da...
Özetle; ateşteki kestaneleri "Batılı emperyalistler" alacak, nar gibi kızarmış kestaneleri yemek de BRIC ülkelerine nasip olacak.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.