Batı'nın öteki yüzü
Batı çirkin yüzünü yine gösterdi.
ABD, İngiltere ve Fransa.
İki yüzlülüğün bu kadarına pes doğrusu.
Kaddafi'nin kendi halkına karşı sürdürdüğü şiddeti durdurmak için BM'nin uçuş yasağı kararına kimsenin itirazı yok. Ama bu uçuş yasağının hukuka aykırı bir şekilde kullanılması ve alelacele Libya'ya bomba yağdırılmasının da anlaşılır bir yanı yok.
Önceleri Fransa'nın aceleciliği diye düşünüldü ancak sonra anlaşıldı ki bu hukuksuz operasyon ABD komutasında yürütülen bir gizli koalisyonun işiymiş.
Obama kendisini gizlemeye çalıştı ama mızrak çuvala sığmadı. Bush'un politikalarını eleştirerek iktidara gelen Obama Libya saldırılarına komuta eden bir ülkenin başkanı olarak ikinci Bush olmaktan kurtulmak için de komutayı devredebileceğini söylüyor.
Obama'nın popülaritesi de buraya kadarmış.
Sarkozi'yi anmaya bile gerek yok.
Sadece bir günde (8 Mayıs 1948) 45 bin Cezayirliyi katleden ve daha sonra bir buçuk milyon Cezayirlinin ölümünden sorumlu olan Fransa'nın cumhurbaşkanı değil mi?
İngiltere çok mu farklı. İslam dünyasındaki hemen her hak ihlalinin arkasında sinsice duran İngiltere'nin eli zaten kanlı değil mi?
Bunlar sözde Libya halkını korumak için hareket geçmişler. Sormazlar mı insana Libya'nın ki halk da Gazze'ninki halk değil mi? Canlı yayında Gazze bombalanırken hayatını kaybedenler insan değil miydi? Onların kendi memleketlerinde yaşama hakları yok muydu?
Evet Batı çirkin yüzünü bir kez daha gösterdi, hem de uluslar arası hukuku çiğneyerek, gizli koalisyon kurarak.
BM kararı üzerine adamlar ateşkes ilan ettiler, tamam gözlemci gönderin dediler, Türkiye'den Malta'dan gözlemci istediler. Onlar gözlemci beklerken Batı füze gönderdi.
Tamam Kaddafi'nin yaptığını kimse tasvip etmiyor, çünkü kendi halkını katleden bir yönetici pozisyonunda ve hukuku çiğniyor. Ama Batı'nın füzelerle verdiği cevap da Kaddafi'ninki kadar hukuka aykırı değil mi?
Türkiye'yi dışlayarak giriştikleri bu müdahale ile koalisyon güçleri şimdi cürümlerine ortak arıyorlar.
Batı'nın bu anlayışıyla hareket edilirse Libya'nın ikinci Irak olması ihtimal dahilinde.
Batı, Libya petrolünün hesabını yaptığı için dökülen kan umurunda değil.
Tarihleri de bu umursamazlıklarla dolu.
Türkiye bu cürüme asla ortak olmamalıdır.
Başbakanı'nın ağzıyla açıkça ilan etmiştir ki Türkiye hiçbir ülkenin yer altı yerüstü zenginliklerinde gözü yoktur ve o istikamette politika geliştirmez, halkın istekleri önemlidir, kulak verilmelidir.
Başbakan'ın Libya konusunda müdahaleye karşı çıkan beyanatlarının diplomasi diline aykırı olduğunu kendisini bağladığını ve zor duruma düşürdüğünü ve de Türkiye'nin bu yüzden devre dışı bırakıldığını söyleyerek eleştirenler hâlâ onu anlayabilmiş değiller.
Hukuksuzluğa karşı dururken diplomasi dilinin dışına çıkmak belki birilerince ayıplanabilir ama asla cürüm değildir. Aksine "One minute"de olduğu gibi sahibine ve ülkesine milyar dolarlarla milyonluk ordularla elde edemeyeceği güç ve itibar katabilir.
Libya konusunda da evet Türkiye devre dışı bırakılmıştır ama bu Türkiye'nin kusuru değildir, Batı'nın kusurudur, Batı'nın cürümüdür ve hatta iki yüzlülüğüdür.
Batı menfaat görünce hukuku tatile çıkarmaktadır.
Kaddafi'yi asla savunmuyoruz ama Batı'nın müdahalesi de Kaddafi'ninki kadar hukuk dışıdır.
Önce bunun altını kalın çizgilerle çizmeliyiz. Sonra da varsa söyleyecek sözümüz onu söylemeliyiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.