Dünya mü’minin hapishanesi, kâfirin cenneti
Şoför, uzun yolda radara yakalanıp da ceza vermemek için dikkat eder. Alnı terlemeden para kazananların radara da dikkat etmediklerini, yakalandığı zaman “üstü kalsın” diyerek yine aynı hızla terbiyesizlik yaptığını duyarız.
Rabbimiz, Casiye suresinde 28-29’uncu ayetlerinde yaptığımız her şeyin kayda geçildiğini ve ileride amel defterlerimizin elimize verileceğini haber verir.
Melekler, yemezler, içmezler, uyumazlar, erkeklik ve dişilikleri olmadığından hiçbir yolla rüşvet kabul etmezler.
Bu dünyada, gece yarılarında belgeleri yok etmek için ülkenin en saygın gibi görülenlerini kullananlar o dünyada hiçbir belgeyi imha edemeyecekler. Hayırdan ve şerden zerre kadar dahi olsa önüne çıkacaktır.
Sevgili peygamberimiz, “Dünya mü’minin hapishanesi, kâfirin cenneti” buyurmuş.(Müslim, Zühd, hadis 2956, Tirmizi, Zühd, 2324)
Şair,
“Neyleyim sarayı, neyleyim köşkü.
İçinde salınıp gezenim yoktur.” demiş.
Dünyanın en güzel yerinde en güzel saraylarda, en güzel sevdiklerimizle beraber olsak işte bu dünyanın en güzel yeri, cennetin bir gülüne değmez.
Mü’minin cennetteki yerine göre bu dünyada sahip oldukları yanyana getirilse burasının hapishane olduğunu anlar.
Kâfirin de cehennemdeki yeriyle bu dünyadaki yeri yanyana getirilse burası kafire göre cennet gibi bir yerdir.
Kâfir müebbet hapis olsa ve Bizans zindanlarında cezasını çeker olsa bu zindan cehennemde ki yerine göre cennet gibidir.
Sonra dünyanın bütün köşkleri sizin olsa, günleriniz sayılı.
Bütün yiyecekler önünüzde olsa midenin hacmi belli.
Bütün yün ve ipekli kumaşlar sizin olsa vücut ölçünüz ve giyeceğiniz günler sınırlı.
Bütün güzeller sizin olsa günler sayılı gücünüz sınırlı.
öyle olunca gelin bu dünyadan yararlanırken Rabbimizin kurallarına uyalım. Rabbimiz “Dünyayı kazanmayın” demiyor. “Helalından kazanın, bizim size verdiğimizden siz de ihtiyaç sahiplerine dağıtın” diyor. Bu dünyanın üstü olduğu gibi bir de altı var.
Allah’ın ayetleriyle dalga geçenler, “çağımıza uygun değildir” diyenler kendi koydukları kurallarla yetiştirdikleri insanların ne doymaz canavar olduğunu görüyorlar.
Kana doymuyorlar, haram mala doymuyorlar, dikta rejimi için gizli görev alıyorlar ve kendini yetiştireni de yiyorlar.
Onları yetiştirenler aval aval bakarak “Biz böyle planlamamıştık” deyiveriyorlar.
Biz insanca yaşamakla görevliyiz. Bir başkasını kendimize benzetmekle görevli değiliz.
Bir başkasının nereden gelip nereye gittiğini, yarın ne yapacağını bilemiyoruz ve onu da kendimize kıyaslayarak onun planını da yapmaya çalışıyoruz.
Kendimiz hakkında verdiğimiz kararların bir çoğunun yanlış çıktığını görüp dururken başkalarının hayatına karışıyoruz ve sonunda faturayı ağır öderken yeni yanlışlara doğru dümen kırıyoruz.
Gökleri ve yeri yaratan, trilyonlarca yıldızı yörüngesinde döndüren, her şeyi her an gören, duyan ve yardım eden Allah’a hamd ederek O’nun koyduğu kurallara uymaya devam edelim.