Abdullatif Şener Başoğlan mı Yoksa Figüran mı?
Ben daima içten pazarlıklı,sinsi ve kinci olduğuna inandığım insanlara karşı daima şüpheyle yaklaşmışımdır.
çünkü neyi,ne zaman yapacaklarını bilemezsiniz.
Düşmanlıkları ebedidir.
Bir de bakmışsınız ki dost bildiğiniz, en büyük düşmanınız olmuş…
Onun için bu karakterde olduğunu düşündüğünüz insanlarla muhattab olurken “dikkat “derim.
Ak Parti kurulduğundan beri izlemeye,partideki “akıl kabinesini “gözlemlemeye,kafalardaki bin tilkiyle atılan adımları sezmeye çalışıyorum.
Doğrusunu söylemek gerekirse bazıları bana itici,sevimsiz ve içten pazarlıklı geldi.
Samimiyetlerinden şüphe etmediğim sayın Recep Tayyip Erdoğan,Abdullah Gül ve Bülent Arınç muhteşem üçlüsünün bu tür insanları niye yanlarında taşıdıklarını,onlara niye makam ve mevki verdiklerini hep merak etmişimdir.
Ama mutlaka bildikleri bir şey var deyip es geçmişimdir.
Bu fikirlerimi destekleyen isimlerden biri son günlerin popüler(!) ismi sayın Abdullatif Şener…
İçerden ve dışardan Ak Parti üzerinden Türkiye’yi bölmeye,istikrarsızlaştırmaya,oluşan barış ve huzur ortamını kaotik bir havaya dönüştürüp başbakanların ayağa çağrıldığı hatta küfredildiği,faizlerin tavan yaptığı,enflasyonun canavarlaştırıldığı,halkın inim inim inlerken belirli bir zümrenin rantiyeden para kazanıp saltanatlar sürdüğü bir Türkiye hesapları yapılırken birilerinin bundan nasıl kendime makam ve mevki çıkarabilirim hesabı içine girmesi siyasi acıların en büyüğü olsa gerek…
Cumhurbaşkanlığı seçimlerini hatırlayın…
Başbakan bile kendisiyle birkaç kez görüşmesine rağmen “hocalığı siyasete tercih ederim”diyerek Ak Parti’de siyaset yapmayı red eden bu muhterem zat, hoca olduğundan beri siyasetten elini çekmemiş,listeye giremeyen küskünleri örgütlemiş ve gerçek mecrasında akan siyaset ırmağını bulandırmak için verilen rolü oynamaya devam etmiştir.
“Cumhurbaşkanını halk seçsin”önerisiyle meclis dışında kalacak, sözüm ona Deniz Baykal’ın da desteğiyle cumhurbaşkanı olacaktı!
Hesabı buydu ama tutmadı!
Şimdi de Ak Parti’yi yıkma hesapları yapan derin ve alçak gurühla birlikte hareket edip adeta kendini cumhurbaşkanı adayı göstermeyen başbakandan sözüm ona intikam alıyor.
Bu gün kendini baş tacı edenler,ekranlara çıkarıp allayıp pullayanlar eminim ki onu günahları kadar sevmiyorlar.
Günü geldiği zaman klozetin pistonunu çektikleri gibi onun da ipini çekeceklerdir.
Ama şu belli ki ikinci Ak Parti iktidarıyla birlikte gizli kapılar ardında çok şey konuşulmuş,plan ve projeler çizilmiş,ABD ve İsrail’den yetki alınmış ve film adım adım sahneye konulmuştur.
Teklif götürdükleri Sayın Şener de bu rolü seve seve kabul etmiştir.
çıkarlarımıza karşılık başbakanlık!
Tutarsa tabi!
Keşke diyorum keşke Abdullatif Şener ve saz arkadaşları yeni bir parti kurup halkın önüne çıksalar!
O zaman boyları kaç santim, ölçme imkanı bulurlardı!
Ben parti kuracaklarına da ihtimal vermiyorum ya haydi hayırlısı!
çünkü yürüdükleri bu yolda milletin atacağı tokadın sesi şimdiden her yeri inletmekte.
Ondandır ki cesaret edemiyorlar!
Bakalım önümüzdeki günler bize neyi gösterecek?
Abdullatif Şener her şeyini bildiği ama tadını bilmediği şarabın tadına bu vesileyle bakacak mı???
“örtünmesini istemezdim” dediği eşinin başını bu vesileyle açacak mı???
Arada bir başörtüsünü takar,çıkarır dediği kızı bu takmatikten kurtaracak mı???
Yoksa “her mülkiyeli biraz komünisttir” deyip yeni bir komünist parti kuracak mı???
Bütün bu soruların cevapları azzz sonra!!!
GüNüN SöZü
Menfaat her türlü dili konuşur, her kılığa girer, hatta menfaatlere karşı kayıtsız biri gibi görünmesini de bilir.
LA ROCHEFOUCAULD