AK Parti'nin rakibi kendisi
Seçimlere az bir süre kalmışken dokuz yıldır iktidarda olan AK Parti'ye karşı hâlâ bir alternatif görülmüyor.
Memleketin muhalefet sorunu derinleşerek devam ediyor. Metropoll'ün son yaptığı araştırmaya göre AK Parti'nin oyları % 48. CHP ise Kılıçdaroğlu'nun liderliğinde yakaladığı havayı hızla kaybediyor ve düşüyor; oyu % 27. MHP'nin durumu tam kritik bir noktada, % 11'le barajın biraz üzerinde. Son üç ayın trendine baktığımızda AK Parti'nin oylarını az da olsa yukarı doğru çektiğini, CHP ve özellikle de MHP'nin ciddi düşüşler yaşadığını anlıyoruz.
AK Parti hakkında söylenecek fazla bir şey yok. İki dönemin ardından seçimlere açık ara önde girmesi Türkiye siyasetinde başlı başına bir olay. Muhalefet için söylenecek laf ise çok. Bu tablo AK Parti'nin başarısı olduğu kadar muhalefetin de sefaletinin neticesi. Vatandaşın kanaati de bu yönde. Metropoll araştırmasına göre halkın % 69'u AK Parti'ye karşı 'güçlü ve etkin bir muhalefet' yapılmadığını düşünüyor. Sadece % 21 muhalefetin 'iyi' yapıldığı kanısında. Tabii böyle bir durumda muhalefetten iktidar alternatifi yaratmak imkânsız.
Nasıl olsun ki? CHP'de şimdiden adeta bir iç savaş ortamı var. 13 Haziran sabahı başlayacak 'CHP içi iktidar kavgası' için mevzi tutmakla meşguller. İktidar hedefleri de vizyonları da bu kadar. Deniz Baykal'a yönelik son operasyon, Fikri Sağlar gibi isimlerin partiye alınmaması ve Gürsel Tekin'in 'Baykal'ın yeri garanti değil' tarzında yaptığı açıklamalar iç savaş öncesi hazırlıkların işaretleri. Böyle bir CHP iktidar alternatifi değil tabii ki.
Sonuç ortada; Metropoll'ün araştırmasına göre Kılıçdaroğlu'nun partiyi iktidara taşıyabileceğini düşünenlerin oranı sadece % 19. Bu oran Aralık 2010'da çok daha yüksekti ve 38'e çıkmıştı. CHP, daha doğrusu Kılıçdaroğlu ve ekibi keskin bir düşüş yaşıyor. Oylar yeniden Baykal dönemindeki seviyesine iniyor ve böylece Baykal'ı göndermenin de bir işe yaramadığı anlaşılıyor.
Başbakan Erdoğan'ın 'en güvenilir lider' skalasında yeri % 44'e ulaşırken Kılıçdaroğlu % 16'ya çakılmış durumda. Bu, Baykal'ın liderlikten gönderilmeden önceki 'güvenilirlik' düzeyinden yüksek de değil. Olan Baykal'a olmuş görünüyor ve onun saygınlığına...
Durum böyleyken CHP'li köşeyazarları 'CHP neden yükseliyor?' türü yazılarla hâlâ gaz vermeye çalışmıyorlar mı? Hayret ediyorum onların bu kararlılığına. Kafalarını kuma gömmenin âlemi yok. Üstelik CHP yönetimini ve tabanını yanıltmak da doğru değil, çünkü bu insanlar seçimlerin ardından yine büyük bir travma yaşayacaklar. 2007'de de böyle yaptılar. Sonra hep beraber hayal kırıklığı... Lütfen CHP'lilerin umutlarını şişirip sonra da onların travma yaşamalarına, travmaya bağlı 'demokrasiden umut kesme' moduna geçmelerine vesile olmasınlar. Hem kendileri hem CHP gerçeklerle yüzleşsin. 2011'i bırakıp asıl 2015 seçimlerini nasıl kazanacaklarının araştırmasına başlasınlar.
MHP'de de kazan kaynıyor. Parti barajın sınırında dolaşıyor. Ergenekon sanıklarının aday gösterilmesi durumunda hem iç kırılmalar artacak hem de barajı aşmada iyice zorlanacaklar. MHP'de Mansur Yavaş'ın Ergenekon sanığı Engin Alan'ın adaylığına itirazı tabanda dalgalanmalar yaratmış durumda. Tepkinin zeminini Metropoll anketi tespit etmiş. Halkın % 64'ü Ergenekon sanıklarının milletvekili adayı gösterilmesine karşı çıkıyor. Bu oran MHP seçmeni arasında da % 64. Mansur Yavaş gibilerin itirazına rağmen Ergenekon sanıkları ve onların dışarıdaki dostları aday gösterilirse ve de parti baraja takılırsa hiçbir şey eskisi gibi olmaz MHP için.
Vedat Bilgin gibi demokrat milliyetçileri gönderen, yerine de Ümit Özdağ gibi 'sokakta vuruşmak'tan, 'kan, kan akacak' diye televizyonlarda bağrışanları getiren bir MHP'nin genetik bir değişimden geçmekte olduğu kuşkusuz.
Velhasıl bu muhalefet halkı ikna edemiyor; seçimlerde AK Parti'nin rakibi kendisi... .