İsrail’i tanımadan Libya’da neler olup bittiğini anlayamayız
ABD Elçiliği Direktörü Diplomat Ben Ziff, “Amerika İsrail İlişkileri” adlı konuşmasında şöyle diyordu:
“İsrail Amerika’nın çıkarları için bir araç ve doğrusu İsrail’e yapılan yardım 6. Filo’yu beslemekten daha ucuz ve kârlı. (...) İsrail’in elinde nükleer silah var. Kullanma iznini Amerika verir.” (Süleyman Özmen. İsrail adlı eser).
Emekli İstihbarat Subayı Obed Yinan, “İsrail ve Komşuları” adlı stratejik değerlendirmesinde; “İsrail her yıl Filistinlilere 500 milyon Amerikan Doları yardım yapıyor. Amaç İsrail’e tamamen bağımlı bir devlet kurarak, topraklar üzerinde İsrail etkinliğini kaybetmemek” diyor. (Aynı eserden).
Libya’nın NATO çıkarcı kuvvetleri tarafından neden kırılıp döküldüğünü anlayabildiniz mi?
Bir yandan İsrail gibi terörist bir devleti rakipsiz bırakmak, diğer yandan İslam ülkelerini emperyalistlere bağımlı kılmak. Ve de petrolü yutmak...
Bu açıdan bakıldığında Ortadoğu’da neler oluyor sorusu...
Neler olmuyor ki. Bu Arap halkı bir sefer Osmanlı gibi bir devletten ayrılmakla en büyük tarihi hatayı yaptı, şimdi de NATO’ya inanarak ülkelerini topa tutuyorlar.
Bu kadar harabeden sonra ne Yemen, ne Libya, ne de diğerleri kolay kolay iflah olmaz.
Bir Kaddafi’ye bunca şehirlerle petrol kuyularını bombalamak değer miydi?
NATO işgalinde iş yerleri bombalanınca, binlerce insan işsiz kaldı.
Hele de bu olayda en zararlı iki ülke Libya ile Türkiye, diğerleri bir koyup on alacaklar.
Türkiye’nin bu kadar yatırımı, bu kadar iş sahası, alacakları güme gitti.
Öyle ya, ipler puştun elinde.
Durduk yerde halk ayaklandırılması sonucu Mübarek tasını tarağını alarak, verilen teminat çerçevesinde kenara çekildi. Mısır bu hali ile kolayına kalkınamayacağı gibi rejime zamansız müdahale sonucu İslamî düzen de en az 50 yıl ertelenmiş oldu.
Bu bir tarihi proje.
İslam ülkelerinin başına geçirilen yeni bir kılıf.
Müslüman Arap halkı zannediyor ki NATO bizim demokrasiye geçmemiz için destek veriyor. Veya NATO Müslüman halkları çok seviyor, bayılıyor, ayılıyor...
Aynı NATO, Irak halkını da çok sever!
Hatta altın rezervleri açısından dünyanın en zengin yataklarına sahip olan Afganistan’ı da...
Sevecendir NATO!
Önce Afganistan, arkasından Ortadoğu ülkeleri.
Bir işgal projesi... Hem de ustaca, kandırmaca, aldatmaca...
NATO çıkarmasına bu açıdan baktığımızda, Türkiye’nin dış politikadaki yüksek karizmasının çizildiğini görürüz. Ne olursa olsun gemilerimiz o halde yollara düşmemeliydi.
Çekimser kalmalıydık.
Müslüman camiasındaki itibarımızı bu olay zedeler.
Tarihe kin bırakır...
Bir gün olur aynı olay bizim de başımıza gelirse bu coğrafyada yalnız kalırız.
Kaddafi’nin diktatörlüğü yeni değil. Onun ve diğerlerinin diktatör oluşunda emperyalistlerin yine kalın parmağı var. Kaddafi kırk yıldır o koltukta.
Şimdiye kadar sesini çıkarmayanlar Ortadoğu Projesi çerçevesinde Müslüman coğrafyasını havadan kırıp dökercesine işgal etmeye kalkıştılar. Hem işgal, hem de bağımlı kılmak.
Bu durumda tek kârlı çıkan terörist İsrail olacaktır, bunu unutmayın.
Hem o, hem de Avrupa ülkeleri bu son kriz döneminde ekonomik yönden oldukça sarsıntılar geçirince gözlerini Ortadoğu’nun zenginliklerine diktiler. O yüzden, bu coğrafyada adı şeriat olan bir düzen kursanız da umurlarında değil, yeter ki rejimler çıkarları ile ters düşmesin.
Bir de şu var.
Kıbrıs harbinde, Avrupa (başta ABD) ülkemize ambargo koyarken yardımımıza diktatör Kaddafi yetişmişti. Uçaklarımıza benzin verdi, yedek parça verdi.
Şu anda Kuzey Kıbrıs varsa onda Kaddafi’nin da payı var.
Sade o değil, müteahhitlerimize küçümsenmeyecek miktarda iş verdi...
Şimdi o darda... Biz de onun düşmanlarının yanında yer alıyoruz.
Hadi diktatörler yıkılsın da, bu vefasızlığı tarihe nasıl izah edeceğiz, asıl burası önemli.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.