Derin TÜSİAD, TÜSİAD’a karşı

Derin TÜSİAD, TÜSİAD’a karşı

Cumhuriyet Savcısı Zekeriya Öz, Ergenekon soruşturmasını başlattığında SABAH’ta ‘Devlet, Derin Devlete karşı’ manşetini atmıştık.

Anayasa taslağı çalışması nedeniyle TÜSİAD’da başlayan tartışma bana bu başlığı anımsattı.

TÜSİAD’da olan tam da bu, derin dernek, derneğe karşı.

TÜSİAD’da bütün patronlar eşit ama bazıları daha eşit.

Rahmetli Bülent Tanör’ün raporundan sonra anayasa çalışmasının başına gelenler bunu açık göstergesi.

TÜSİAD’ın ‘çekirdek’ bir yapısı vardır, 5-6 aile temsil eder bu yapıyı.

Başkanın kim olacağına, yönetim kurulunda kimlerin yeralacağına bu çekirdek karar verir.

Bu çekirdek kadro, statükocu, laikçi, askerci bir kadrodur.

Kopkoyu kırmızı çizgileri vardır ve seçilmesine karar verdikleri yönetim bu çizginin dışına çıkması halinde devreye girer.

Seçilmiş hükümetlerle eski Milli Güvenlik Kurulu ve Genelkurmay ilişkisi benzeri bir yapıdır bu. Kıbrıs’tan Avrupa Birliği’ne uzanan bir yelpazede seçilmişler askerin çizgisi dışına çıkınca bu kurullar devreye girer, gazete manşetlerinden hükümete ayar verirdi. TÜSİAD’da bu devam ediyor.

Askerle yakın temas içinde olan, geçmişte onlarla hükümet devirip hükümet kurma çalışmaları yapan ‘Derin TÜSİAD’ anayasa taslağından rahatsız oldu ve TÜSİAD’a geri adım attırdı.

TÜSİAD bir kez daha kendi hazırladığı bir çalışmayı reddetmek durumunda kaldı.

Bundan sonraki rapor ve çalışmalarında, ‘Bu rapor, kitap veya çalışma TÜSİAD’ın görüşünü temsil etmez, TÜSİAD’ı bağlamaz, aslında TÜSİAD’ın görüşü yoktur’ notunu baştan düşerse, hiç sıkıntı yaşamaz.

Sonuç TÜSİAD’ın saygınlık ve güven kaybı oldu açıkçası.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi