‘İmamın Ordusu’
AHMET Şık’ın İmamın Ordusu adlı kitabına ‘suç unsuru’ işlemi yapılmasının hukuken yanlış olduğunu defalarca yazdım.
Peki ne var bu kitapta? Kitabın metnini okuyan Ertuğrul Mavioğlu Radikal’de, Aydın Engin de t27.com tr’de yazdılar.
Engin’e göre, titiz bir çalışma ama öyle gizli sırları ifşa eden bir kitap değil.
Mavioğlu’nun yazısına göre, Şık’ın kitabının ana çatısı şöyle:
* Hareketin temelinde Amerika’nın ‘Yeşil Kuşak’ stratejisi var. 12 Eylül’de solun tasfiye edilmesinin karşılığında İslami hareket palazlandırıldı.
* Gülen hareketi devlete bağlıdır. Gülen, devlet zarar görmesin diye Susurluk’un soruşturulmasına karşı çıkmıştı...
* Devlete bağlı bir hareket olduğu için, 28 Şubat sonrasında Erbakan’a karşı alternatif yapılmaya çalışıldı...
* Işık Evleri’nde yetiştirilenler polis okullarına yerleştirildiler. Özellikle AKP döneminde polis teşkilatında kilit görevleri ele geçirdiler, Gülenci olmayanlar tasfiye edildiler; Hanefi Avcı, Celalettin Cerrah, Sabri Uzun, Emin Aslan gibi...
Peki, kitapta çizilen bu ‘resim’ doğru mu? İsterseniz ‘resim çizme’ konusuna önce Ergenekon soruşturması açısından bakalım.
‘Ergenekon’ komplosu
Baştan beri, Ergenekon soruşturmasının haklı sebeplere dayandığını ama fazla yayılarak ölçünün kaçırıldığını yazıyorum.
Ahmet İnsel de, Ergenekon davasının haklı sebeplerle açıldığını belirtiyor. Fakat “çemberin hızla genişlemesi” sonucunda Ergenekon’un “bütün toplumu sardığına inanılan binlerce kolu olan bir canavar” gibi görülmeye başlandığını belirtiyor. Bu yüzden, “yasalara göre suç olanla, soruşturmayı yürütenlere göre suç olanın birbirine karıştığına” dikkat çekiyor. (Radikal, 29 Mart)
Evet, kendisinden kuşkulanılan bir siyasi veya sosyal oluşum, “bütün toplumu” veya emniyet teşkilatını “sardığına inanılan binlerce kolu olan bir canavar” gibi tasavvur ederseniz, soruşturmayı buna göre yapar, kitabı buna göre yazarsınız...
Mozaik metodu!
Değişik renklerdeki çakıl taşlarını toplayıp istediğiniz mozaik resmini yapmak gibi bir şey: Her bir taş gerçek ama ortaya çıkardığınız resim, sizin zihninizdeki kurgudur!
Bunu önlemek için hukukta ve bilimde “irtibat, bağlam, ilişki, nedensellik” gibi hususlar araştırılır. Bunlara dikkat etmezseniz, komplo teorisi kurmaktan kolay bir şey yoktur.
Hitler’in söylediği gibi Berlin barosunda veya sanayiciler derneğinde birçok Yahudi vardı ama Hitler’in “Yahudi Komplosu” teorisi külliyen yanlıştı.
‘Cemaat’ komplosu
Şık’ın kitabına dönersek...
* ‘Yeşil Kuşak’ eski bir sakızdır, Soğuk Harp dönemine aittir. Hele de İslamcılık İsrail karşıtı hale dönüştükçe ABD tarafından terk edilmiştir. Bu konuda Ahmet Şık bir tek akademik kaynak göstermiş mi, kitap yayımlanınca göreceğiz.
* 1980’lerden itibaren İslami hareketlerin “palazlanmasının” sebebi, 12 Eylül değil, Soğuk Harp sonrasında bütün dünyada görülen kimlik ve aidiyet duygularıdır. Bunu kavramak için sosyal bilimlere aşinalık gerekir. 12 Eylül, Gülen’e terörist işlemi yapmıştı üstelik.
* Gülen hareketinin “devlete sadakat” anlamında devlete bağlı olduğu doğrudur ama derin devletin organizasyonu olduğu iddiası ‘komplo teorisi’nden öteye geçmez. 28 Şubat ve sonrasında en çok takibata uğrayan, sıkıştırılan, hakkında “çete” işlemi yapılan, Gülen hareketiydi.
* Polis teşkilatının “imamın ordusu” haline geldiğini ileri sürmek için tekil olayları toplayıp “şablon”a yapıştırmak yetmez, kanıtların somut olması gerekir. Bu metot meselesine ne kadar özen gösterildiğini kitap yayımlandığında göreceğiz.
Netice: Karşıt “binlerce kolu olan canavar” paranoyaları ve komplo teorileri hukuku gölgeliyor, yaşamakta olduğumuz kutuplaşmayı keskinleştiriyor, korkuları kışkırtıp tarafları militanlaştırıyor maalesef. Kimse için iyi değil bu gidiş.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.