Şaşırtıcı bir mahkeme hikayesi
Sene 2005..
Yani bundan 6 sene önce..
Bir yazı yazmışım ve çalıştığım gazetede yayınlanmış.
Tıpkı şimdi olduğu gibi o zamanda da İsrail, silahsız mazlum ve mağdur Filistin halkını ot misali doğruyor..
Yazımın konusu: Hitler ve Ariel Şaron mukayesesi..
Her ikisinin de diktatör olduğunu, insafsızca insanlara kıydıklarını emsaller göstererek gazetemde yazdım.
Yazım yayınlandıktan 5 gün sonra Bolu Aladağ’a arkadaşlarla tatile gitmiştim..
Telefonlar gelmeye başladı.. Konu: Kartel gazetelerinde, bilhassa Aydın Doğan medyasında eli kalem tutan yazarlar beni hedef almışlar.. Sebep: Hitler keferesini methetmişim..
Benim aleyhimde çıkan yazıları toplamalarını söyledim arkadaşlara..
Tatili kısa keserek döndüm..
Bir baktım herkes.. Neredeyse beni Hitler ile, Ariel Şaron ile eş değerde görmek ne ki? Daha zalim, daha insafsız olarak tanıtıyorlar..
Kimi hakkımda ağırlaştırılmış ceza istiyor, kimi de hemen susturulsun diye cıyak cıyak ötüyor..
Meseleye vakıf olmayan o yazıları okusa esas diktatörün, yüzlerce insan canına kıyanın ve demokrasiden, hukuktan nasiplenmemiş olanın ben olduğuma hükmeder..
Cevaplarını tek tek verdim..
Mart ayının 28’inde mahkemeden bir davetiye geldi.. Sincan Asliye Ceza mahkemesine gittiğimde gördüm ki çok değerli bir savcımız sözkonusu yazımdan dolayı beni mahkemeye vermiş.. Garibime giden ne oldu biliyor musunuz?
/Halkı kin ve nefrete sevk etmek../
Pes vallahi.. Demek Şaron ve Hitler bizim halkımız imiş, ben onlara iftira ederek /bölücülüğe/ sebebiyet vermişim..
Aradan 6 yıl geçti amma hiç kimse Hitler ve Şaron için bölünmedi..
Zaten sözkonusu yazımda garabetin sayısı çoktur.. Hakkımda şiddet derecesi yüksek yazı yazanlar bir düzineyi geçmişti.. İçlerinden HAKKI DEVRİM isimli Radikal yazarı “Biz bu yazıyı okumamıştık.. Yahudi Hahambaşı İzak Haleva bize tek tek mektup yazdı, sözkonusu makaleyi de ekleyerek, ne duruyorsunuz şuna bir cevap yazsanıza diye teklifte bulundu ve biz de o mektup üzerine yazdık” diye baştan itirafta bulunmuştu..
Anlayacağınız, şu günlerde basın severlik moda oldu.. Yazara dokunulmaz havası, çobanların kepeneğine kadar sızdı..
Peki Abdurrahim Karakoç, Ariel Şaron’u eleştirdi diye ne kadar Yahudi sever varsa benim mahkemeye verilmem için hayli ter dökmüşlerdi..
Samimiyetlerini ölçesiniz diye yazıyorum..
Ben mahkemeye verilmeye alıştım artık.. Aklına esen şiirlerimden ve yazılarımdan dolayı veriyor mahkemeye. Mart’ın 25’inde de Mehmet Haberal şikayet ettiği için hakim karşısına çıkmıştım..
Oradan beraat ettim..
Buna da Allah Kerim!..
Herkese bir nasihat olması için Türk vatandaşı olmayanlara şayet Yahudi iseler temkinli olasınız..
NOT:
BBP (Büyük Birlik Partisi)’nin başlatmış olduğu /Anayasa ile idam cezası yeniden sağlansın/ teklifine canü gönülden destek veriyorum..
Yalçın Topçu’nun ifade ettiği gibi, her türlü cinayeti işleyip daha sonra üç-beş sene yattıktan sonra serbest bırakılanlar görülmüştür..
Türkiye’de Rahşat Ecevit’ler tükenmez..
Seri katiller, cinayet heveslileri ancak ve ancak o da kısmen idam cezası tekrar gelirse engellenebilir.. Engellenmese dahi insanlıktan nasib almamış canavarlar azalır ülkemizde..
Demorasiye aykırı imiş..
Olsun!..
Demokrasiyi tecavüz, öldürme, mutaharrık etme şeklinde algılayan it eniklerine hayat hakkı tanımak, başkalarının hayat hakkına saldırı sayılmalı derim..
Yine problemli kafalar saldıracaklar, saldırsınlar bakalım gerçeği yok edebilecekler mi?
Siz şık namussuzluğu mübah mı sayıyorsunuz?
Şeklinize bakarak kim sizi adam sandı
Eminim ki bir değil yetmiş defa aldandı
Odun ağaçtır amma kereste değil dostlar
Hatalı hükmedenler günahlarında yandı..
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.