Son zamanlarda, cinsel taciz, şiddet ve cinayet olaylarında artış görülmesi, bu toplumda yaşayan bireyler olarak sosyal sorumluluğumuzu artırmıştır.

Kaçırılan çocuklar, başı çekiçle vurulup doğranan gençler, hunharca tecavüze uğrayan kızlar, vahşice çöp bidonuna bırakılan bebekler ve canavarca işlenen nice cinayetler...

İçinde yaşadığımız bu toplumda bir insan nasıl bu kadar vahşileşebilmektedir?

Bu soruyu herkesin kendine sorması gerekiyor.

***

Dün Kayseri’de, Aydın’da, Sultanbeyli’de yaşanan korkunç görüntülerin, bugün bizim şehrimizde yaşanmayacağını, kendi kapımızı çalmayacağını kim garanti edebilir?!...

Vahşete kurban giden Fırat’lar, Ahmet’ler, Dilruba’lar, Türkan’lar, Sema’lar, Gamze’ler gözümüzün önünde vahşice katledilirlerken, bizim sessiz kalmamız elbette düşünülmez.

Bunların yaşanmasını ve sıranın bize gelmesini istemiyorsak, sorumluluğumuzu bilmeli ve mutlaka yerine getirmeliyiz.

Nedir sorumluluğumuz?

Sorumluluğumuz: İnsani değerlerimize dönmemiz ve bunların yaşanması için çevreyi ve toplumu uyarmamızdır.

***

Unutmayalım ki; kana susamışlık, acımasızlık, sadistlik, empatisizlik gibi olguların artmasındaki en temel sebep; insani değerlerin gerilemesidir.

Dini inancı zayıflayan, iç sorumluluğunu kaybeden, ben merkezci düşünen, kendini özel ve layüs’el gören insanlar; ne yazık ki kimseye hesap vermemekte, her şeyi kendi hakkı imiş gibi algılamakta, yakalanmadıkça suç işleme özgürlüğü bulunduğuna inanmakta ve yine yakalanmadıkça hesap vermeyeceğine inanmak gibi bir düşüncenin esiri olmaktadırlar.

Bu zayıf iradeleri, onları; alkol, madde, internet, kumar, seks bağımlılığı gibi alışkanlıklara da sürüklemektedir.

***

Bu olayların son 10 yılda, önceki 10 yıla göre % 57 oranında arttığına dair istatistiklerin rapor edilmesi, manzaranın korkunçluğunu gösteriyor.

Modern yaşam tarzı, hayatımızı kolaylaştırdı ama bazı manevi değerlerimizi de kaybettirdi.

Yaşanan olaylar, kaybettiğimiz değerleri yeniden kazandırmak ve çocuklarımıza öğretmek için ibret olmalıdır.

Çağdaş ülkelerde ve sosyal refahın arttığı bölgelerde bunlar olmuyor, diyenler yanılıyor.

Benzer olaylar oralarda da işlenmektedir.

Maneviyattan, inanç değerlerinden, vicdani sorumluluktan yoksun insanlar, maalesef canavarlaşıyorlar.

İnsanlıktan çıkıp hayvandan da aşağılaşıyorlar.

***

Onun için, her zaman ısrarla vurguladığımız bir gerçeği tekrar hatırlatmış olalım:

Huzurlu bir toplum için, öncelikle ahlaklı bir nesil yetiştirmek gerekir.