İslam yaşanırsa
“İslâm yaşanır hale gelirse ne olur?” sorusunu yazan, çizen, düşünen insanlarımızın, içinden geçirdiği, dışında seslendirdiği bir sorudur.
İslâm, bir köyün, şehrin, devletin veya dünyanın bütün insanları tarafından yaşanırsa iyi sonuç alınır.
Bir toplumun çoğunluğu İslâm dışı yaşarken, bir avuç insan İslâm’ı yaşıyorsa kış günü serada yetiştirilen çiçek gibi olur ve toplumun pis havasının içinde çiçeklerin mis havası yok olur gider.
Bugünlerde İslâm’ın bir vacip/sünnet olan bayram emri, çobanından cumhurbaşkanına kadar, erinden generaline kadar, öğrencisinden rektörüne kadar, işçisinden patronuna kadar herkes tarafından yerine getirilince üç günlüğüne toplumun çehresi iyi yönde değişiyor.
360 gündür kapıdan girecek müşteriyi bekleyen soluk benizli, malı hacizli esnafın kasasına para, yüzüne kan geldi. Milyonlarca yiyecek maddesinin nakliyesi için kamyoncular, mazotçular, bıçakçılar, bıçak bileyicileri, samancılar, arpacılar, brandacılar, kebapçılar, şekerciler....vs. arasında trilyonluk para hareketlenmesi meydana geldi.
Bu orandaki para her ay birkaç tuzu kurunun kasasına akarken, bayram nedeniyle milyonlarca insanımız arasında dolaştı.
Evlerinin camı sahiplerinin gönlü gibi pırıl pırıl oldu. Elbiseleri bayram şekerleri gibi rengarenk oldu. Sokaklar tertemiz meydanlar cıvıl cıvıl.
Teröristler, çeteler, katiller, hırsızlar, yankesiciler, gaspçılar üç günlüğüne işe ara veriyor.
Küsler barışır, Yadlar tanışır. Dostlar birbirine karışır. Gül gibi yüzlerle, bal gibi sözlerle “Hayırlı bayramlar, bayramınız mübarek olsun, tekrarlarına kavuştursun, her günün bayram olsun” temennileri ve duaları edilir.
Dedeler günüdür. Nineler günüdür. Babalar, anneler, çocuklar, damatlar, gelinler günüdür bu bayram günleri.
Ayıran değil kavuştura gündür. İzinli askerlerin, memurların, işçilerin, gurbette garip olanların sevdiklerine kavuştuğu gündür.
Zenginle fakirin tenceresinde etin kaynadığı gündür. Yokluğun üç günlüğüne yok olduğu gündür bu bayram günleri.
Köpeklere bile kemik yağdığı gündür. Kedilerin de doyduğu gündür. Kuşların bile nasibini aldığı gündür bayram günleri.
İşte İslâm’ın bir tek vacip/sünnet emrinin toplum tarafından yaşanması üç günlüğüne böyle tatlı bir değişim meydana getiriyor.
Bayramı istemeyen bir tek kişi yok, bayram İslâm’ın emri. Öyle ise İslâm’ı istemeyen yok.
Bir emrin yaşanmasıyla üç günümüz, bayram havası estiriyor. Ya İslâm’ın bütün emirlerine ve yasaklarına uyulursa neler olur onu siz hayal edin.
Büyüklerinize saygılarınızı, küçüklerinize sevgilerinizi sunun. Gelmeyene gidin. Gülmeyene gülün. Konuşmayanla konuşun. Parti, vakıf, dernek, görüş farklılığı olan insanların bayramlarını tebrik edin.
Mahalleniz, köyünüz veya şehrinizdeki ilim adamlarını ziyaret ediniz. Hastaların duasını alın. Öğretmenlerinizi unutmayın. Kimsesizlerin kimsesi olun.