Ben yıldızları hiçbir zaman saymadım
Başbakan Erdoğan seçim sonuçları için oranlı tahmin yapmadığını söyledi ve ekledi: "Kılıçdaroğlu ve ekibi benim oran verdiğimden bahsediyor. Ben oran vermeyi sevmem. Ben yıldızları hiçbir zaman saymadım. Seçim günü ortaya çıkar"
Başbakan Erdoğan'la bir "Dönüş klasiği" daha. İzlediğimiz her yurtdışı gezi sonrasında olduğu gibi, Londra ziyaretinden dönüşte de Erdoğan kendisine eşlik eden gazetecilerle uçağın önündeki bölümde bir araya geldi.
Bu kez daha çok gazeteden temsilci vardı: SABAH, Hürriyet, Zaman, Habertürk, Akşam, Star, Yeni Şafak, Bugün, Türkiye, Yeni Akit...
Erdoğan bir ricayla söze başladı: "Başkanlık sistemi konusuna girmeyelim.
Seçim öncesi tekrar gündeme gelmesini istemiyorum. Seçim sonrası halkın arasında tartışılır. Halk bir sonuca ulaşır."
Biz de sorulara rekor büyüme hızıyla başladık, Londra temaslarıyla devam ettik. İşte sorular ve Başbakan'ın yanıtları:
2010 büyüme hızı en iyimser tahminlerin bile üstünde çıktı. Nasıl değerlendiriyorsunuz?
Erdoğan: Yüzde 8 civarında bekleniyordu, 8.9 çıktı. Avrupa'da birinciyiz, OECD ülkeleri arasında birinciyiz. Dünya'da da 9-10'uncu gibiyiz. Önümüzdekilerin çoğu Afrikalı. Ama onları saymayın, çünkü farklı bir hesaplaması var.
(Not: Aslında büyüme hızı çok daha yüksek çıkabilirdi; dış ticaret açığı aşağıya çekti. Bilgi olarak aktaralım: Bir ülkenin büyüme hızı hesabına şunlar giriyor: Kamu ve özel tüketim, kamu ve özel yatırım, ihracat-ithalat. Eğer ihracat ithalatın üstündeyse, yani dış ticaret fazla veriyorsa, büyüme hızı olumlu etkileniyor, tersi durumda olumsuz yansıyor. Maliye kaynakları dış ticaret açığı bir yana bırakılırsa, sadece tüketim ve yatırım kalemleri dikkate alınırsa, 2010'daki büyüme hızının yüzde 13.3'ü bulduğunu belirtiyorlar.)
SARAYDA KABUL
Kraliçe 2'nci Elizabeth ile görüşmeniz nasıl geçti?
Erdoğan: Olayları yakından takip ediyor.
Kuzey Afrika ve Orta Doğu'daki durumla ilgili olarak konuştuk. Kendisine bilgilendirme yaptık. Türkiye ile ilişkilerden memnun. Son yaptığı Türkiye ziyaretinden de çok etkilenmiş.
İngiltere ile aramızdaki ticaret hacmini mevcut 12 milyar doların iki katına rahatlıkla çıkarabiliriz.
İşadamlarıyla yaptığımız oturumda da bunu konuştuk.
İngiltere Başbakanı David Cameron parlamento konuşmasında Libya'daki muhalifleri silahlandırmaktan söz etti, siz ise karşı çıktınız. İkili görüşmenizde bu konu tekrar açıldı mı?
Erdoğan: O da aslında olumlu bakmıyor.
Bize de böyle bir talebi olmadı. Bu konuyu ilk Başkan Obama söyledi. Biz de "Türkiye olarak böyle bir konu gündemimizde yok" dedik.
Suriye lideri Beşşar Esad koltuğunu koruyabilecek mi?
Erdoğan: Kendisini 1-2 gün içinde tekrar aramak istiyorum. Yaptığı açıklamalar Suriye'de ne tür yankı uyandırdı; bunu bir görmek istiyorum.
Halkın beklentileri neydi ne oldu; onu öğrenmek istiyorum. Hükümet değişikliğinden öte, olağanüstü hal uygulamasının kaldırılması, siyasi tutukluların serbest bırakılması, siyasi partiler ve seçim kanunları gibi bir dizi beklenti vardı.
Eğer bu beklentiler olmazsa kendisine söyleriz.
Suriye'nin Libya'ya benzemesi gibi bir kaygınız var mı?
Erdoğan: Kaygıyla izliyoruz tabii.
Kaygılı olmak istemem ancak en uzun sınıra sahip komşumuz Suriye. Ayrıca aile ilişkileriyle de özel bir durum arzediyor. Hatay, Halep, Kamışlı'da iki taraf arasında ciddi evlilikler var. Lazkiye civarından bile bizden yardım isteniyor.
Bir göç dalgası olur mu?
Erdoğan: Temennim olmaması. Olursa bizi sıkıntıya sokar.
Suriye'de askeri müdahale bekliyor musunuz?
Erdoğan: Öyle bir sürece girerse, o zaman farklı olur. Bakın, Tunus'ta 50 parti kuruldu, daha da artacak. Mısır'da da yeni kurulan parti sayısı artıyor. Sayın Cumhurbaşkanımız Abdullah Gül'e, Mısır gezisi sırasında yönetime el koyan Yüksek Askeri Konsey Başkanı Mareşal Tantavi, "Seçimlerden sonra kim kazanırsa teslim edeceğim" diyor. Asker sözü. Askerin daha sonra görev alması yok. 6 ay, bir yıl sonra yol haritası belirlenir. Sonra askerin uzaklaşması orasını rahatlatacak.
Devrimlerin darbeye dönüşmesinden söz ediliyor. Tunus'ta "Bin Ali gitti ama bütün adamları yönetimde duruyor" eleştirileri var.
Erdoğan: Bürokrat görevden alınmaz.
Mesele seçimin sağlıklı yapılabilmesi. Ama burada anayasa ve yasaların süratle hazırlanması gerekir. O gelişme memurlara, bürokratlara da yansıyacaktır.
KHK ÇIKARMA YETKİSİ
Kanun hükmünde kararname çıkarma yetkisi istemenize muhalefet karşı çıkıyor...
Erdoğan: Bizim kanun hükmünde kararname çıkarmamız, devlet bakanlıklarını kaldırmak için. Çünkü devlet bakanlıklarının kadrosu, bütçesi yok. O zaman sürekli bir bütçe, kadro arayışı içine giriyor. Kendisine bağlı genel müdürlüklerden, örtülü ödenekten kaynak bulmaya çalışıyor. Bu düzenleme seçimden sonra yürürlüğe girecek. Devlet bakanlıklarının kurulması bir zamanlar birilerinin gönlünü almak içindi. O amaçla kurulurdu. Biz göreve geldiğimizde bakanlık sayısı 37 kadardı.
Şimdi 20 artı bir gibi bir kabine düşünüyorum.
Gönlüm daha da aşağı indirmekten yana.
Irak'ta mesela 45 bakanlık var. Bir yerde bakanlık çoksa, buralarda kadrolaşma var demektir.
SEÇİM ANKETLERİ
Seçime yönelik anketlerde yüzde 45-50 aralığındaki bir oranda gözüküyorsunuz. Sizin araştırmalarınız da aynı sonucu veriyor mu? Seçimde beklentiniz nedir?
Erdoğan: Biz ısrarla bir şeyi vurguladık.
2002 seçimleri çıraklık, 2007 kalfalık, şimdi de ustalık dönemi diyoruz. İcraatlarımız halkın gözü önünde. Medya ne kadar kaçırırsa kaçırsın ortada. Kamuoyu yoklamalarını da intizamlı olarak yaptıran tek biziz. Üç ay kadar önce 106 bin denek ile 81 vilayette araştırma yaptırdım.
Partiyi kurarken de benzer bir araştırma yaptırmıştım.
O zaman 42 bin denek ile yapmıştık.
106 bin deneğe ilindeki milletvekillerinden memnun olup olmadıklarını sorduk. O zaman AK Parti milletvekillerinin durumu da ortaya çıkıyor. İlin diğer partilerden milletvekillerinin durumunu da gösteriyor. Kılıçdaroğlu ve ekibi benim oran verdiğimden bahsediyor. Ben oran vermeyi sevmem. Ben yıldızları hiçbir zaman saymadım. Seçim günü ortaya çıkar. Ne kadar oy alırız, Allah kerim. Bu sebepler aleminde sebebe tevessüldür. Halkın beklentisini karşılamaktır. Kadın, gençlik kollarımız iyi çalışıyor. 6 bin civarındaki aday adayı için temayül yoklaması yaptık. Şimdi partide bu kişilerle ilgili ilk aşama çalışma bitti. İkincisi, mülakat bölümü başladı. Daha sonra benim de arasında bulunduğum bir heyet daha inceleyecek.
Gerekirse bazı seçim bölgeleri için anında kamuoyu yoklaması yaptırılacak.
Seçim sloganınız ne olacak?
Erdoğan: Seçimde yeni bir Anayasa önem arz ediyor. Bunun yanında ikinci derece ama en önemlisi 2023 hedefleri olacak. 15 Nisan'da seçim beyannamesini açıklayacağız. 11 Nisan'a kadar arkadaşlar çalışacak. Bu arada benim de yapacağım çalışmalar var. Sonra arkadaşlar beni bilgilendirecek. 2023'te 500 milyar dolar ihracat, 2 trilyon dolar milli gelir, 25 bin dolar kişi başına milli gelir, ve 2023'e kadar 500 bin konut daha, bir bu kadar duble yol daha... Hedefler bunlar.
Ustalık dönemi dediniz. Bu üçüncü döneminiz, daha sonra ne yapacaksınız?
Erdoğan: Tüzüğümüz gereği bir dönem mola vereceğiz. Sonrasında devam edeceğiz.
Ama bakarsınız mola hoşumuza gider, tamamen bırakırız. Çekilip "Biz bundan böyle sadece danışmanlık verelim" diyebiliriz.
KUZEY IRAK ZİYARETİ
Kuzey Irak gezinize tepkiler nasıl?
Erdoğan: Kürt sorununu ilk ben söyledim.
2005'te Diyarbakır'da, "Kürt sorunu" diye. Parti programımızda Kürt sorunu diyen biziz. Sayın Ahmet Necdet Sezer'in de bulunduğu bir toplantıda "Benim bu ifadeyi kullanmamdan niye rahatsız oluyorsunuz" diye sordum, "Sonuçta parti programımız halkın oyuna sunuldu ve kabul gördü. Ben programı konuşuyorum..."
Erbil sürecini gördünüz. Ben gittim.
Kim rahatsız oldu? BDP... Niye? Kendileri sürekli Barzani ile, Talabani ile mekik dokur gibi görüştüler, işin göbeğini orada (Not: Kuzey Irak'ı, özellikle Kandil'i kastediyor) kestiler.
Şimdi "Kürt sorununu burada konuş" diyorlar.
Kandil ne işe yarar orada? Barış içinde işaret fişeklerini atalım. Bundan rahatsız olmaması gerekenler rahatsız oluyor. Hakkâri'de, Diyarbakır'da yatırımdan rahatsız oluyorlar.
Neden? Eskiden yapılmıyordu, "Devlet buraya yatırım yapmıyor" diyorlardı. Şimdi bunlar ellerinden alındı. Okul, yol, hastane, enerji, su, konut, ne ihtiyaç varsa yapılıyor. Bizim çok ciddi desteğe ihtiyacımız var. Medyanın bölgede yapılanları vermesi lazım. Bu veriler ortaya konulunca bunların iddiaları eriyip gidecek. O zaman Kürt vatandaşlarımız nelerin olduğunu anlayacak, kimin ne yaptığını görecek. Güneydoğu'ya yapılanları görünce ben de duygulanıyorum.
Muş'tan Bitlis'e geçerken dağı delip tünel yapmışız. Bir yanından girip diğer yanından çıkıyor. Devletin elinin uzanmasıdır bu...
SAVCI ÖZ'ÜN TERFİSİ
Savcı Zekeriya Öz'ün görev alanının değiştirilmesi eleştirildi...
Erdoğan: Ben yorumlardan üzüntü duyuyorum.
Gazetelere atılan başlıklar hoş değil.
Zekeriya Bey bir görev ifa etti. HSYK 200'ü aşkın hâkim ve savcının atamasını yaptı, yerini değiştirdi. Zekeriya Bey de başsavcı vekilliğine getirildi. Yerine de Fikret Seçen Bey geldi.
Ercan Şafak Bey de öyle. Turan Çolakkadı bey de başsavcı oldu.
Görev dağılımına bakıyorum, Ergenekon davası Fikret Bey'e bağlı. Farklı şey aramak yanlış. Süreç bitecek demek yanlış. Bunu söyleyenler yargı sürecine yanlış yapıyorlar. Her gelen bırakılan noktadan devam eder. Biz yürütmeyiz, yargının işine karışmayız. Yargıya müdahalemiz söz konusu değil. Türkiye bir hukuk devleti olmadan, olmaz.
TBMM DAĞILIMI
Siz yüzde 45-50 arası bir oy öngörüyorsunuz.
2007'de yüzde 47 ile 340 milletvekili çıkardınız.
106 bin kişi ile yaptırdığınız ankette bir projeksiyona gittiniz mi, kaç milletvekili çıkarıyorsunuz?
Erdoğan: Bu, Meclis'e girecek grup sayısına bağlı. Üç mü, dört mü olacak, ona göre değişir.
Sayı da buna göre 315 de olabilir, 335 de...
Bu durumda milletvekili sayınız Anayasa'yı referanduma götürecek 330 kritik eşiğine takılmayacak mı?
Erdoğan: Anayasa konusu sadece bizim değil. Herkesin ilgilenmesi gereken bir konu olmalı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.