Fatma Tuncer

Fatma Tuncer

Neden ben diyorum

Neden ben diyorum

* 25 yaşında bir bayanım. İçine kapanık sessiz biriyim. Yalnızlığı çok seviyorum. Eşim ve eşimin ailesi bunu sorun haline getiriyor. Ama onlar benim iç dünyamda olup bitenleri bilmiyorlar bilmek de istemiyorlar.

Beni hayata bağlayacak iki varlığımı kaybettim ben. On yaşındayken annem, ağır bir hastalıktan öldü. Annemin ölümünden sonra babam bize kol kanat germeye çalıştı. Benden iki yaş büyük bir ağabeyim vardı. Ağabeyim okumadı, amcam onu dükkanda çalışması için yanına aldı. Ben babamla yaşıyordum. Babam benim üzerime titrerdi.

Liseye başlamıştım ama hâlâ toparlanamamıştım, hayata küsmüş gibiydim. İçimde fırtınalar esiyordu. Lise son sınıftayken, babamı da kaybettim. Babam annemin ölümünden sonra kalp hastası olmuştu daha fazla dayanamadı ve kalp krizi geçirdi. Bu benim için hayatımın ikinci büyük yıkımı oldu. Babamın ölümünden sonra uzun süre toparlanamadım. Artık evde kalamazdım, erkek kardeşim amcamlarda kalıyordu beni de büyük halam yanına aldı. Halam bana ailemin yokluğunu hissettirmemek için elinden geleni yaptı. Ama benim iç dünyamda fırtınalar esiyordu. Annemin ölümünden sonra babamla yeterince ilgilenemediğimi ve benim yüzümden hasta olduğunu düşünüyor ve kendimi suçluyordum. Annemle neden daha fazla vakit geçiremediğimi, o yaşlarda ona neden sarılmadığımı düşünüyor yine kendimi suçluyordum. Hayatımın en önemli iki insanı hayatta değillerdi ve artık onları bu dünyada bir daha görme şansım yoktu. Halamların yanında kalırken üniversite sınavlarına girdim ama kazanamadım. Bu dönem biriyle tanıştım ve bu kişiyle evlenmek istediğimi halama söyledim. Halam bana destek verdi, aileler tanıştılar evlendim. Evlenirsem hayata tutunurum sanmıştım ama değişen bir şey olmadı. Hâlâ geçmişte yaşıyorum. Şu an yirmi beş yaşındayım. Ama geçmişin içinden çıkamıyorum, annemin hayali, babamın bakışları gözümün önünden hiç gitmiyor. Neden böyle oldu diye soruyorum ama bir cevap bulamıyorum. Bilmiyorum hayata yeniden tutunabilir miyim?

Merve C.

Yardım alabilirsiniz

Anneye en fazla ihtiyaç duyacağın bir dönemde onu kaybetmişsin. Annenin ölümünden sonra babaya tutunmuşsun ama o da hayattan ayrılmış. Bu gerçekten çocuklar için büyük bir yıkımdır. Yakınlarının kayıbı neticesinde çocuklar kendilerini suçlayabilirler ve bundan kendilerini sorumlu tutabilirler. Burada aile bireyleri, çocuğa destek vermeli, ölen yakınlarını çocuğun anlayacağı bir şekilde ona anlatmalı ve çocuğun duygularını aktarmasına fırsat tanımalıdırlar. Çocuk, büyüklerin desteğiyle bu olaydan kendisinin sorumlu olmadığını bilmeli ve ölen yakınıyla ilgili yasını paylaşmalıdır. Bu konuda aile bireyleri çocuğa destek verecek durumda değillerse onu bir uzmana götürerek yardım almasını sağlayabilirler.

Yaşamınızın en önemli döneminde anne ve babayı kaybetmiş olmanız sizin hayata, kendinize ve çevrenize olan güveninizi kaybetmenize neden olmuş. Bu durumda kırılan güveninizi yeniden kazanmaya ve hayata tutunmaya ihtiyacınız var. Olay iç dünyanızda olup bittiğinden, dışarıda bir şeyler yapmanın ve bu şekilde telafi etmeye çalışmanın faydası yok. Bu nedenle en kısa zamanda bir psikiyatriste gidebilir ve iç dünyanızda yeniden bir yapılandırmaya giderek sorununuzu ortadan kaldırabilirsiniz.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Fatma Tuncer Arşivi