BAZI okurlarım soruyor; YGS meselesini niye yazmıyorsun?.. Peki yazayım. Önce tabii şu “algoritma”nın ne olduğunu anlatmam lazım ama ben bilmiyorum ki...
Türk Dil Kurumu’nun sözlüğü şöyle yazıyor:
“Algoritma: Ortaçağ’da ondalık sayı sistemine göre ve son zamanlarda belirli herhangi bir kurala bağlı bulunan her türlü hesap işlemi. Harizmi yolu.”
Bu tanımdan tek anladığım, 9. yüzyılda yaşamış büyük matematik ve astronomi bilgini Harzem Türklerinden Musa el-Harizmi’nin bulduğudur bunu.
Bilim tarihinden biliyorum, cebir bilimini kuran, sıfırı bulan da oydu. Frenk dillerindeki “algoritma” terimi de “al-Khwarzimi”nin adından gelmektedir.
Ama hepsi o kadar. İşin matematik tarafını bilmem.
Kaldı ki, sınav kitapçıklarında şifre olup olmadığını anlamak için bir de “mod medyan”ı bilmek lazım; “tekrarlanan sayılar”la ilgili bir istatistik kavramı. Ben bilmiyorum.
Kaldı ki tanımları bilmek yetmez, matematik ve istatistik uzmanı olmak lazım.

Uzman görüşleri
Diyeceksiniz ki, uzmanlarla konuşup yazsaydın.
İyi de TV’lerde uzmanları dinliyorsunuz, kimi var diyor, kimi yok diyor.
Kaldı ki ben iki uzmanla görüştüm; matematikçiler Murat Özoğlu ve Bekir Gür...
Matematik diliyle anlattılar...
Matematik dili ne menem bir şeydir bilirsiniz!
1.5 milyon kitapçık, her birinde sorular farklı şekilde düzenlenecek ve siz kayırmak istediğiniz birkaç yüz veya birkaç bin kişinin sorularına basit bir “şifre” koyacaksınız; bunları da onlara bildireceksiniz!..
Zor gözüküyor...
Görüştüğüm uzmanlar da söyledi; bu işi ancak savcılık çözebilir. Teorik matematik hesaplarıyla “şifre yolsuzluğu” yapıldı veya yapılmadı diyemezsiniz...
Savcılık çeşitli kitapçıklar üzerinde uzmanlara “şifre var mı?” araştırması yaptıracak. Ayrıca, ‘sorular nasıl hazırlandı, uygulanan bilgisayar programı nedir, kitapçıklar nasıl basılıp dağıtıldı, bilgi dışarıya sızdı mı?’ falan gibi ‘eylemli’ konularda soruşturma yapacak...

Dâhiyane keşif
Tabii bu teknik ve karmaşık sorular yumağının çok kolay, çok kestirme bir cevabı var; Bekir Coşkun yazdı: “Şifre... Badem Bıyık!”
Dâhiyane bir buluş!..
Ne “algoritma”, ne “mod medyan”, ne adli soruşturma!
Einstein bile akıl edemezdi Bekir Coşkun’un dâhiyane buluşunu...
Ama bilim felsefecisi Karl Popper’in çok önemli bir uyarısı vardır:
“Bütün karmaşık problemlerin basit ve kestirme bir çözümü vardır ve yanlıştır!”
Onun için ben siyasi önyargılara itibar etmeden savcılık soruşturmasının sonucunu bekleyeceğim. Soruşturmada hukuki eksiklik var mı, yok mu diye bakacağım.

Siyasi güven krizi
1 milyon 700 bin ailenin eli yüreğinde.
Görüşler siyasi bakışa göre göre kutuplaştı yine.
“Yüzde 42”lik kesim bu işte “bit yeniği” görüyordur eminim.
Meselenin siyasi boyutunun olduğuna zerrece ihtimal vermiyorum ama bu olay siyasi kültürümüzdeki güvensizlik marazını daha bir derinleştirmiştir.
Yıllardan beri yapılan uluslararası araştırmalar, birbirine ve kurumlara en az güvenen toplumlar arasında olduğumuzu gösteriyor.
Bu olayın aydınlatılması hayati derecede önemlidir; güvensizlik marazının illet haline gelmemesi için.