12 Haziranda Genel Seçime girecek adayların seçimi için son viraja girildi.
Öyle gözüküyor ki, partiler bu dönemde çok radikal kararlar alacaklar.
Bunların başında Ak Parti, CHP ve MHP geliyor.
Ama bu kararlar, kendi tabanları ve oy bekledikleri seçmenler üzerinde ne kadar etkili olacak, o belli değil!
***
CHP, lider değişikliğiyle beraber oluşturduğu yeni havayla acaba bir seçim rüzgarı yakalayabilir miyim telaşında.
Ardı ardına yaptığı vaatler bunun göstergesi.
Ancak, bu vaatlerin gerçekleştirilebilme ihtimali, kendi tabanında bile pek gerçekçi bulunmuyor.
Kılıçdaroğlu’nun Parti’ye kendi inancı ve dünya görüşüne yakın isimleri alarak kadro oluşturması da tartışılır durumda.
Parti Lideri’nin bunları Meclis’e taşıma ısrarı, iç muhalefeti kızdırıp isyan ettirecek raddeye geldi.
CHP Manisa Milletvekili Şahin Mengü’nün şu sözleri, bu konudaki rahatsızlığı ortaya koyuyor:
"Parti mezhep partisi haline getirildi. Manisa'da birinci sıradaki aday dışında 9 tane Alevi aday var. Manisa'da 60-70 bin Alevi seçmen var, 850-900 bin Sünni seçmen var. CHP mezhep partisi değil!" diyor.
Bir yanda alevi kesimin oylarını toplama gayreti, diğer yanda buna karşı olanları kaybetme riski var.
Ergenekon sanıklarını aday göstermek, CHP’nin seçimlerde oy umudu olarak aldığı bir başka radikal karar.
Ancak, bu karar CHP’ye oy mu kazandırır yoksa oy mu kaybettirir, bu da kesin değil!
***
Benzer bir durum MHP’de de mevcut.
Ergenekon yanlısı gözükmek, bu konuda CHP ile aynı safta mücadele vermek, aslında MHP’nin geleneksel çizgisine aykırı.
Bundan rahatsız olan parti içindeki ülkücü kadrolar, Ergenekoncuların aday gösterilmesinden oldukça rahatsızlar.
Aslında, Bahçeli liderliğindeki MHP’nin zaten yanında yer aldığını söylediği Ergenekoncuları aday göstermesi, pek de sürpriz değil!
Sürpriz olan, hayatı bunlarla mücadele içinde geçmiş ülkücülerin Bahçeli ve ekibine tahammül edip hala partide görevlerini sürdürmeleri.
MHP, adaylarını kesinleştirdiğinde göreceğiz:
Acaba, yeni dönemde CHP çizgisinde ve Ergenekon destekli politikalarına devam mı edecek?
Yoksa; milliyetçi, muhafazakâr, ülkücü kimliğine geri mi dönecek?
***
AK Parti’ye gelince;
En radikal kararı Başbakan Erdoğan’ın alacağını söylemek, yanlış olmaz.
Yol arkadaşlığı yaptığı milletvekillerinden belki de üçte ikisini aday listelerinde görmeyebiliriz.
Başbakan; daha dinamik, cesur, üretken, çalışkan, halkıyla bütünleşmiş ve en önemlisi sadakatli yeni bir kadroyla çok önemli bir döneme hazırlanmak istiyor.
Bu dönem, pek çok şeyin önünü açacak olan yeni Anayasa’dan tutun da, muhtemelen Başkanlık Sistemi’nin hayata geçirilmesine varıncaya kadar çok önemli radikal kararların alınacağı bir dönem olacak kuşkusuz.
Başbakan, artık kendi arkadaşlarının siyaseten açıklarını kapatmak, hatalarını göğüslemek ve gaflarına tahammül etmek durumuyla bir daha karşılaşmak istemiyor.
Yan gelip yatan Milletvekili hiç istemiyor.
Parlamento’da ve Hükumette, Ahmet Davutoğlu gibi Başbakan’ın ağır yükünü hafifletecek ve başarısını katlayacak yeni davutoğullarına şiddetle ihtiyaç var.
***
Yeni oluşturulacak adaylar içinde bunları görebilecek miyiz?
Bunu için birkaç gün daha beklememiz gerekiyor.
Tüm partilerin alacağı radikal kararlar ve seçtikleri adaylar, inşallah ülkemiz ve milletimiz için hayırlı olur.