Osman Tanburacı

Osman Tanburacı

Aysal ve ötekiler

Aysal ve ötekiler

Galatasaray hızla ayrışıma gidiyor.

Bizden olanlar-bizden olmayanlar arasında derin bir uçurum oluşacak.

Adnan Polat'ın gidişinden sonra gelecek olanlar da en ufak bir falso yaparlarsa -ki mümkündür- tribünlerde ve genel kurullarda epey hırpalanacak!

Bu yol açıldı.

Onun için de artık yönetimlere uygun adam bulmak zorlaşacak.

Gelenler hep tahkirle yollandığı için bundan sonra Galatasaray uğruna meccanen yürütülen görevler için talip de pek fazla olmayacak.

Galatasaray'ın 14 Mayıs'taki seçimi bu açıdan çok önemlidir.

Bu aşamada;

Ünal Aysal ilk adımı attı ve başkanlığa adayım dedi.

Mehmet Helvacı da 1100 imza ile başkanlığa aday.

Cemal Özgörkey de var.

Bunlar hep okullu.

Okul dışından çıkacak bir aday daha olabilir. Kuvvetli kadro kurulursa bölünmüş oyların cezasını okullu çeker.

Dört adaylı seçimden çekilen de olur.

Derelerin altından daha çok sular geçer.

İkinci başkanlık sorun yaratırsa Ünal Aysal bırakır.

Hayrettin Kozak, Ali Dürüst, Adnan Öztürk arasındaki ikinci başkanlıkta avantajlı olan Kozak'tır, koltuğu hak etmesi tartışılır.

Hayrettin Kozak camiayı en iyi tanıyan ve en büyük ağabey oluşla avantajlıdır ama onun da yönetsel deneyimi yoktur.

Ali Dürüst, ikinci başkanlık yapmış bir sıfattır ve bundan sonra o payeden geri düşmez. Ancak önünde ağabeyi Kozak vardır.

Adnan Öztürk içlerinde en genci ama geçen dönem Polat'a karşı başkan olarak yarışa girmiş ve çok oy alarak yenilmiş bir eski başkan adayıdır. O da ikinci başkanlıktan geri düşmez!

Diyelim ki anlaştılar yönetim kuruldu. Kesin söylüyorum uzun ömürlü olmaz!

Kopmalar olursa da Aysal zorlanır.

Dikkat!

Bu grupların karşısına tutarlı bir aday iyi bir ekiple çıkarsa işler çok değişir.


Duruş dediğin nedir ki!


Son yılların moda deyimi; duruş!

Galatasaraylı duruşu...

Fenerli duruşu...

Beşiktaşlı duruşu...

Nerden çıktı bilmiyorum ama bu duruş lafını da hiç beğenmiyorum.

Erkek gibi duruş nasıldır?

Mert, dik, efendi.

Kırık duruş nasıldır?

Hafif öne eğik, popsu çıkık, bir bacağı dizden kırık, gözünün teki kırpık!...

Çakal duruş nasıldır?

Kısa kapanık, gözler sonuna kadar açık, burun kokuyu alır vaziyette, vücut kıpraşık...

Delikanlı duruş nasıldır?

Göğüs ileri, burun havada, pazuda dövme, bilekte kuvvet, dudak üstü bıyıklar, sözde garanti!

Kahpe duruş nasıldır?

Mona Lisa gibi bir yüz, yalak bir ağız, 'emrin olur'la karışık sinsi bakış, överim söverim tabana kuvvet kaçarım gibi tetikte bekleyiş!...

Asil duruş nasıldır?

Bacaklar birbirine makul yakınlıkta, gözler sevecen, sakal sinekkaydı, omuzlar vatkalı, yakada kravat, üstünde setre...

Kahraman duruş nasıldır?

Beden özgür ve heybetli, gözler şahin, faça bozuk ama mağrur, yüzü halka dönük, adımlar yer titreten cinsten!...

Halk tipi duruş nasıldır?

Dalgın bakışlar, ileriyi göremeyen gözler, yorgun fizik, vatanına sadık, dinine düşkün, her köşe başında soluklanan bir tip!...

Fakir duruş nasıldır?

Sümsük ama dizindeki yamayı saklamayan bir oturuş, vaatlere kapalı bir bakış, ekmeğe doymuşluk, elde tespih!...

Zengin duruş nasıldır?

Euronun pembesi Pancaldi gömleğinde, doların yeşili Vakko kravatında, parmak arasında puro, göbek ilerde, adımlar ufak, koltukta kaykılık oturuş, ayakta bir el cepte duruş, vaatte parasız hikayeler!...

Şimdi etrafınıza bir bakın 'duruşuna göre' kimin ne olduğunu bilin bakalım.


Dalaşmayın artık yaaa!...


Spordaki ekran kavgaları kabak tadı verdi. Kanaltürk'te gün geçmiyor ki bir olay çıkmasın!

Erman Toroğlu ile Ahmet Çakar'ın menzil-i idrarına bu kez Muhtar da girdi!

Bu ikili zaten rezaletti Muhtar da katılınca oldu sana üçlü hakaret! Hakaret aslında Kanaltürk aracılığı ile izleyene yapılıyor.

Düşünün adam 'Son Kale'ye meraklı... Eşi gezmek istiyor adam Son Kale diye tutturuyor!

Gezmek iptal çöküyorlar ekran başına... Son Kale de programın yarısında kepenkleri indiriyor. Kavgada kim haklı kim haksız beni ilgilendirmiyor.

Ertesi gün Erman'ın Hürriyet'te günah çıkartan yazısı da beni ilgilendirmiyor.

Ben halkım...

Ben aile babasıyım...

Ben namuslu vatandaşım!

Böyle programlar is-te-mi-yo-rum.

Bunun neresi spor programı?

Bunun neresi centilmenlik?

Bunun neresi parlatılmak istene markaya fayda?

Duydun mu Kanaltürk!


Arda yanılma!


Madrid'in atletik olanı Arda Turan'ı istiyor.

Arda'ya biçilen bedel de az değil... Bakın bedel diyorum 'değer' değil!

Tam 12.5 milyon euro!...

İlk bakışta çok para gibi duruyor ama, kime sorsanız Arda'nın değeri bundan çok daha fazladır diyor...

Neyse;

Yeni başkan adayı Ünal Aysal da;

Arda için kararın yeni yönetime bırakılmasını istiyor.

Adnan Polat ise ithamlardan kurtulmak için Arda'ya gitmek istediğini 'çık kendin söyle' diyor.

Arda da; 'Büyük bir baskı altındayım. Özel hayatım her an gündeme getiriliyor. Artık dayanacak gücüm kalmadı' diyor.

Ben de şöyle diyorum;

Bak Arda; İspanya'da senin sevgilinle uğraşmazlar. Özel hayatını çok kurcalamazlar. Üzerinde baskı olmaz ama onlar da oynadığın futbola bakarlar!

Burada baskı altındasın ama oynadığın çeyrek futbolla hala gönüllerdesin.

Bir düşün bakalım.

Sen iyi misin yoksa seni yamulttular mı?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Osman Tanburacı Arşivi