AB ve demokrasi
Başbakan Tayyip Erdoğan, Fransa’nın Strasburg kentinde bulunan Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nde konuştu. Ayrıca Strasburg’da toplanan pek büyük bir Türk kitlesine de aynı konuda hitap etti. (Avrupa Birliği ve Biz), (Fransa Türkiye) konularında...
Daha açık ifadeyle: One Minute dedikten birkaç yıl sonra Avrupa Birliğine de bunu dedi. Etkisi aynı olmaz: İsrail’e hitap, İslâm, ağırlıklı olarak Arap âleminde Erdoğan’a önemli prestij sağladı. Avrupa tam demokrasi dünyasıdır. Her türlü söyleme açıktır. Ancak derin politikacıları vardır, bu gibi sözleri derinlemesine incelerler.
Erdoğan, Fransa cumhurbaşkanı Sarkozy’yi Libya’yı yağmalamak hevesiyle suçladı. Sarkozy, peşine Merkel’i katarak, Avusturya’ya yanaşarak, Türkiye’yi AB dışında bırakmak kalın kafalı politikasına sarıldı. Ahde vefâ temel ilkesini çiğneyerek ülkesini lekeledi. Fransa-Türkiye ve Almanya-Türkiye, Avusturya-Türkiye tarihî ilişkileri ile günümüzdeki muazzam çapta ekonomik, turistik ilişkiler, üstelik NATO’da müttefik bulunmamız, Avrupa’nın pek çok organında üyeliğimiz, kaale alınmadı. (Türkiye’yi alın!) diyen ABD, İngiltere, İtalya, İspanya, Polonya gibi en muteber devletler pas geçildi. Avrupa Birliği’nin gerçek kurucuları olan Fransa ile Almanya, birliği dağıtmak, güçten düşürmek vahîm hatasını irtikâb etti. İnsanlık tarihinin en büyük refah projesini saptırmaktan çekinmediler.
Üye yapılmadan Gümrük Birliği’ne katılan ilk devlet Türkiye bugün, vize maskaralığına muhâtabdır. Ancak: Baraj, uzun yargı, bilhassa hapiste gazeteci konularında Batı âlemini ikna etmenin mümkün olmadığını ne kadar önce teşhis edersek, o derecede kârlı çıkarız.
Basın demokrasilerde kesinlikle 4. kuvvettir. Tarihçi olarak bunu biliyorum. Büyük İstanbul basınının Sol’u ve Atatürkçülük yaftası altında komünizm gibi basının tek taraflı bir âlet derekesine indirildiği rejimi savunduğunu, Sağ’dan zaten bize zarar gelmez süper felsefesi ile büyük sermayenin de destek verdiği unutulamaz.
Buna rağmen basın, 4. kuvvet’tir. 4 kuvvet’in birincisi, mutlak şekilde en ağırlıklısı ve son sözün ancak kendisinde bulunduğu güç ise, yasama’dır. Hem kendi içinden yürütme’yi çıkarır. Hem de yargının hangi yasalarla adalet dağıtacağına karar verir. Demokrasi budur. Şuraya buraya çekilerek başka tanımlara girişmek sağlıklı sonuçlara ulaşmıyor. Cumhuriyet=demokrasi ile uyutulan milletiz. Ancak Batı standartlarında cumhuriyetin egemen olduğu cumhuriyete tâlibiz.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.