Değişen Doğu
Doğu'nun "Makus talihi"ni değiştirmek... Yani, "Kötü kaderi"ni, "Kara yazısı"nı yenmek...
Cumhuriyet tarihi boyunca bu konuda -son araştırmalara göre- en az 70 rapor hazırlandı.
Kiminde, "Doğu'ya okul, yol, medeniyet götürmek bunları (Not: Kürtler'i) uyandırır, bağımsızlık falan istemeye kalkarlar" uyarısı yapıldı. (Mareşal Fevzi Çakmak'ın raporu)
Kiminde, Doğu sorunu sadece güvenlik açısından ele alındı, bölgeyi karıştırma potansiyeline sahip ağaların, eşrafın Batı illerine sürgün edilmesi önerildi ve de bu öneriler uygulandı.
Kiminde "Asimilasyon" politikalarının önemi ve herkesin "Türkleştirilmesi" zorunluluğu anlatıldı uzun uzun.
Kiminde Kürtler'in başka bölgelere göç ettirilmesi, yerlerine Lazlar'ın yerleştirilmesi" gibi ırkçılığın daniskası projeler geliştirildi. (Korgeneral Faruk Güventürk'ün 7'nci Kolordu Komutanlığı döneminde, 1966'da hazırlayıp dönemin Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay'a sunduğu rapor)
Yani, Türkiye Cumhuriyeti en az 40-50 yıl boyunca Doğu ve Güneydoğu'yu kaybetme korkusuyla yaşadı. O korku yüzünden de bölgeye hep "Yabancı" gözüyle baktı.
Gerçeklerle yüzleşmek, "Kürt realitesi"ni tanımak süreci ancak 1990'larda filizlenebildi. O da utangaç ifadelerle, ihtiyatlı mı ihtiyatlı adımlarla. (Not: Aradaki "Vatandaş Türkçe konuş" kampanyalarını hiç anlatmayalım.)
Bölgeye devletin müşfik elinin uzanması ise 1960'ların ortasında Keban Barajı'nın temelinin atılmasıyla başlayabildi. GAP'ın ilk kazmasını görmek için ise Keban'dan sonra en az 15 yıl daha beklemek gerekecekti.
Doğu'nun ve Güneydoğu'nun Türkiye'nin diğer bölgeleriyle entegrasyonu için en ciddi, kararlı ve somut adımlar ancak 2000'lerde atılabildi.
Ne var ki, kamuoyu Doğu ve Güneydoğu'yu hep terör odaklı algılamaya şartlandığı için, bölgedeki değişime genelde "Fransız kalındı".
Oysa son 8-10 yılda, 80 yılın ihmalini, açığını kapatmak için öylesine zamana karşı bir yarış veriliyor ki, başınız döner.
Türk halkına Doğu ve Güneydoğu'daki bu müthiş değişimi, bu büyüleyici dönüşümü anlatmayı misyon edindik. Haber Merkezimiz'in en acar muhabirlerini seferber ettik. Bölgedeki temsilcilerimizin ve muhabirlerimizin de son derece değerli katkılarıyla, "Dönüşüm"ün somut örneklerinin öykülerini hazırladık.
İşte bu öyküleri bugünden itibaren ilginize ve bilginize sunmaya başlıyoruz.
Sağlıklı ve mutlu bir hafta dileğimle.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.