AK Parti, anayasa, Salim Uslu!..
YSK’nın Türkiye’yi sallayan veto kararının ardından PKK, pardon BDP kanadından gelen tepkiler, sokak eylemleri, tehditler bir kez daha gösterdi ki, “derin devlet provokasyonu” sürecek.
Şiddetini artırarak sürecek...
Çok daha kritik günlere doğru yol alıyoruz.
Türkiye ya “özgürleşecek” ya da “Ergenekon”un kıskacına girecek...
Kimse; “ikinci ihtimalin” artık yok edildiğini düşünmesin.
“Darbeci” zihniyet zinde.
Oralar fokur fokur.
Ergenekon ve Balyoz davalarının kritik aşamalarındaki “strateji hataları” antidemokratik zihniyete propaganda imkânı sundu.
Ve bu hatalar, “karşı tarafta” bilenmeye yol açtı.
Türkiye’nin “yepyeni bir anayasa”ya kavuşması, darbecilerin ve onlara eklemlenmiş çıkar odaklarının “bitişi” anlamına gelir.
Kolay bitmeyeceklerdir.
Bitmemek için ellerinden geleni yapacaklardır.
Kimse, “O tarafta kaç adam kaldı ki!..” diye düşünmesin.
Kış kışlığını yapmaya devam edecektir.
“Özgürlükçü” kesimlere düşen bu süreçte “strateji hataları” yapmamaktır.
En büyük strateji hatası; gerginliğin tırmanmasına farkında olmaksızın katkıda bulunmaktır.
Seçim sürecinde ve bilhassa da sonrasında, “endişeli” kesimleri mümkün olduğunca “bu tarafa” çekmek; bu olmuyorsa on puanlık zararlarını dokuza, sekize indirmek hayati önem taşıyacaktır.
Ve bu iş için, evet, “Salim Uslu” gibi isimlere ihtiyaç vardır.
Başbakan Erdoğan’ın en akılcı, en realist hamlesi Salim Uslu gibi, “özgürlük karşıtları”yla bile bir araya gelebilen, onlarla “enaniyet” taraflarını kışkırtmadan müzakere edebilen bir ismi liste başına çekmek olmuştur.
Hak İş eski Genel Başkanı Salim Uslu’yu uzun yıllardır tanırım.
Temel değerlerinden taviz verdiğine hiç şahit olmadım.
Kendisine emanet edilen “Alın terine” yan gözle baktığının emaresine rastlamadım.
Ankara’nın ciğerlerine nüfuz etmeye çalışan bir gazeteci olarak, böyle bir vaziyet olsaydı, duymamam pek mümkün değildi.
Dürüst adam Salim Uslu.
Bu, olması gereken... Dolayısı ile kayda değer bir marifet değil.
Benim nazarımda, Sayın Uslu’nun en önemli meziyeti, en çetrefilli meseleleri bile germeden ve gerilmeden halletmesidir.
Aynı gemideki kesimlerden herhangi birini yok sayarak yol alamazsınız.
Antidemokratik eğilimler içindeki kesimlere teslim de olamazsınız.
Yapılması gereken; dinlemek, anlamak ve özgürlük taraftarlarının sayısını her geçen gün artırmaktır.
Meclis’te son derece gerilimli “anayasa” görüşmelerine şahitlik edeceğiz Allah ömür verirse.
Bu süreçte, gerilimi düşürecek, tıkanıklıkları açacak, vizyonu geniş isimlere ihtiyaç var.
Salim Uslu gibi, her masada içecek çayı, kahvesi olan isimler bu sürece büyük katkıda bulunacaktır.
AK Parti bu süreçte, her daim “dönme potansiyeli” olan isimleri dışlamakla önemli bir hamle gerçekleştirdi.
Önümüzdeki dönemde, “kökten ulusalcılarla”, “milliyetçi görünümlü ulusalcılar”ın yoğun provokasyonlarına şahit olmamız kaçınılmaz gibi görünüyor.
Sayın Erdoğan’ın “sert” çıkışları AK Parti’nin oy oranını artırır...
Salim Uslu gibi, “arka kapı diplomasisi”nde mahir isimler de tıkanıklıkların aşılmasına önemli katkılarda bulunur...
Önümüzdeki süreci başarıyla atlatabilirsek; evlatlarımıza çok daha özgür bir Türkiye bırakmış olacağız.
İnşallah hiçbir siyasi “şiir okuduğu” için hapse atılmayacak artık.
Biraz sabır, biraz itidal...
Ben çok ümitliyim.