Bu haftaki kitabımız, İslâm Şairi ve İstiklal Şairi Mehmet âkif’e ait. Yazarı ise Mehmet âkif üzerine ülkemizde en objektif tespitler yapan ve Mehmet âkif’i en doğru şekilde anlatan ve yazan D. Mehmet Doğan.
Türkiye gibi üçüncü dünya ülkelerinin aşağılık kompleksinden kaynaklanan en bariz özelliği, kendi kıymet ve değerlerini bilmeyerek, daha çok da batılı bilim ve ilim adamlarını tanıması ve bilmesidir. Yıllardır bu psikolojiyi anlamam gider. Halbuki pek çok insanın öve öve bitiremediği ve her fırsatta isimlerini ve eserlerinin adını zikrederek örnek verdikleri insanların beslendiği kaynakların hemen hepsi, doğu kültürlerine dair kaynaklardır.
Mesela dünyada hiçbir toplum “uzay” kelimesini bile ağzına almaz ve hatta gökyüzünü bile tanımazken, Selçuklu İmparatorluğu Kırşehir’de “Uzay Bilimleri Fakültesi” kurmuştur ve binası hâlâ Kırşehir’in ortasında durmaktadır. Batılılar o dönemin kaynaklarını inceleyerek uzayla ilgili çalışmalar yapmıştır.
özellikle çok uç bir örnek vermek istedim. Neyse geçelim. Daha önce Camideki Şair Mehmed âkif isimli bir kitabı yayınlanan D.Mehmet Doğan, Mehmed âkif üzerine yaptığı çalışmaları yeni bir Mehmed âkif kitabı ile okuyucuya sunuyor.
Doğan, yeni kitabı “İslâm Şairi İstiklâl Şairi Mehmed âkif” kitabının sunuşunda: “Mehmed âkif 21. yüzyılda da eseriyle, hayatıyla ve mücadelesiyle güçlü bir örnek olarak önümüzde duruyor. Onun aynı zamanda millî aidiyet sembollerimizden birinin yapıcısı olması, her dönemde ilgi odağı olmasına yol açıyor. Son yıllarda Mehmed âkif’le ilgili çok sayıda yayın ortaya çıktı. Bunların bir kısmı, basit birbirinin tekrarı denilebilecek bilgiler ihtiva eden kitaplar. Mevcut yayınlara bakarak Mehmed âkif’le ilgili hâlâ yapılacak çok şey olduğunu söyleyebiliriz” diyor.
Bu kitapta, döneminde “İslâm Şairi” olarak bilinen ve bu sıfatla Ankara’ya davet edilen Mehmed âkif’in Millî Mücadele sırasında mücadelenin manevî cephesini güçlendiren bir şahsiyet olarak “İstiklâl Şairi” kimliği ile “İstiklâl Marşı’nı” istek üzerine yazması konusu üzerinde ağırlıklı olarak duruluyor. Dönemin metinlerine dayanılarak hazırlanan bu bölüm, Millî Mücadele’nin gerçek fikir zeminini ve Mehmed âkif’in rolünü anlama yönünden bilhassa önemli.
Kitapta yer alan ilk metin, bir Mehmed âkif portresi: “Mehmed âkif: Hayatı eseri, eseri hayatı”. Diğer bir yazıda, Mehmed âkif’in gençlik modeli âsım ve Tevfik Fikret’in iflas etmiş olan kendi çocuğu Halûk nezdinde oluşturduğu model ele alınıyor. Dönemin önemli şahsiyetlerinden Süleyman Nazif’le Mehmed âkif’in ilişkileri başka bir yazıda değerlendiriliyor ve Süleyman Nazif, günümüzde pek fazla bilinmeyen yönleriyle okuyucuya tanıtılıyor.
Kitapta yer alan son yazıda ise, Mehmed âkif’in fikir yönünü, felsefesini ele alan eseriyle çok önemli bir Mehmed âkif kitabına vücut veren Nureddin Topçu’nun Mehmed âkif konusundaki çalışmaları ve 20. yüzyılın iki büyük şahsiyetinin karakter benzerlikleri üzerinde duruluyor.
Yazar Mehmed âkif’i, “Gizlisi saklısı olmayan, eserleri ve hayatıyla gözler önünde bulunan, fikirlerini ürkmeden, korkmadan, yılmadan açıkça ifade eden bir şahsiyet... Kelimenin tam mânasıyla gerçek bir aydın” olarak niteliyor. Onunla ilgili bilinmeyenlerin onun gizlisi saklısı olmasından değil, bizim onu bilmek konusunda yetersiz kalmamızdan kaynaklandığını belirtiyor.
Mehmed âkif’i Türkiye gerçeğini kavramamıza kılavuzluk eden bir şahsiyet olarak tanımlayan yazar “İslâm şairi/İstiklâl şairi Mehmed âkif”in, büyük şahsiyetimizin doğru anlaşılmasına katkıda bulunacağını belirtiyor.
İslâm şairi/İstiklâl şairi Mehmed âkif. Yazar Yayınları, 6 YTL. (0312 417 45 70, Müdafaa cad. 10/13 Kızılay-Ankara)