Gündemi belirlenen değil, gündemi belirleyen gazete!
Hani, Başbakan Tayyip Erdoğan, sık sık; “Türkiye gündemi belirlenen değil, artık gündem belirleyen ülke oldu” der ya, bu söz, “Akit” için de geçerlidir... Akit de; “bazı gazeteler” gibi “gündemi belirlenen” değil, artık “gündem belirleyen” bir gazete olmuştur.
“Gazetecilik” mesleğini bir “tren”e benzetirsek, Akit’in yaptığı, “vagon”ların önünde “lokomotiflik” yapmaktır... Çünkü Akit, hep “önde” gitmekte, bir çok gazete Akit’i takip etmektedir!..
Bunun “sayısız örnek”leri var.
Ama, sadece “geçen hafta”ya bakacak olursak, “en az 3 haber”in, sadece Akit’te yer aldığını, diğer gazetelerin Akit’in peşinden geldiğini görürsünüz.
Açık ve net söylüyoruz:
Bunu “gururlanmak” ve “kibirlenmek” için söylemiyoruz... Amacımız, “övünmek” de değil... Sadece ve sadece Akit’in; “bağımsız, bağlantısız ve güdümsüz” olduğunun, yani “gündem belirleyen bir gazete” olduğunun bilinmesi için söylüyoruz.
Bir çok gazetenin “oyun”da, “oynaş”ta ve “Londra’daki düğün”de olduğu bir haftada, Akit, Türkiye’de olup bitenleri gözler önüne sermekle meşguldü!..
Kendi ülkelerinde “Halifeliğin kaldırılması”na alkış tutup; “Kulluktan vatandaşlığa geçtik” diye sevinenler ve hatta “Osmanlı sultanları”nı her gün aşağılayıp küfredenlerin; bugün kalkıp da “Britanya Krallığı”ndaki bir düğüne sayfalar dolusu yer ayırması, “Batı hayranlığı”ndan başka bir şey değildir!..
Ama, dedik ya;
Onlar, tüm dikkatlerini “Britanya Krallığı’ndaki düğün”e vermişken, Akit, Türkiye’de olup bitenlere dikkat çekiyordu!..
2 MHP’LİNİN KASET OLAYI
Diğer gazeteler; “Prens ve Prenses’in balkon öpüşmesi”ni haber yaparken, Akit, MHP Genel Başkan Yardımcılığı koltuğunda oturan Recai Yıldırım ile Metin Çobanoğlu’nun; herhalde “garsoniyer” olarak kullandıkları bir evde, “yabancı kadınlarla öpüşmeleri”ni haberleştiriyordu.
“Nuh Tufanı bile gelse MHP’yi yıkamaz” diyen Recai Yıldırım, hem de “evli” bir adam olmasına rağmen; “nataşa”larla, “emekli albay eşleri”yle âlem yapıyor ve bu arada “küstahlığa varan” sözler sarfediyordu!..
Akit; internet sitelerine düşen ama herkesin görmezden geldiği bu haberi geçtiğimiz Çarşamba günü verdi... Aynı gün; MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, hem Recai Yıldırım’ı, hem de Metin Çobanoğlu’nu partiden kovdu... Yıldırım ve Çobanoğlu; “MHP’den istifa” etmekle kalmadı, “milletvekili adaylığı”ndan da çekildi.
Akit, internete düşen görüntü ve ses kayıtlarını yayınlamasaydı, Recai Yıldırım ve Metin Çobanoğlu, partide hâlâ “muteber adam” muamelesi görmeye devam edecekti!..
İyi ki Akit var...
İyi ki, “maske”leri düşürdü!..
APO’YU PEYGAMBER(!) YAPTILAR!
Akit, sadece “2 MHP’li”nin maskesini düşürmekle kalmadı... Geçen hafta peş peşe yayınladığı 2 haberle; hem terör örgütü PKK’nın, hem de teröristbaşı Apo’nun da maskesini düşürdü.
PKK; hemen herkesin bildiği, kendilerinin de ifade ettiği gibi; “Marksist ve Leninist” bir örgüttür...
“Din”le, “iman”la, “namaz”la, “niyaz”la hiçbir ilgileri yoktur... Oysa, Kürt halkı, öteden beri “Müslüman”dır.
“Kürtlerin temsilcisi” olduğunu iddia eden “Marksist-Leninist” ve hatta “Ateist” bir örgüt, nasıl olur da “Müslüman Kürtleri” temsil eder?..
Bu tenakuz, yıllardan beri gündeme getirilir... Yine bu tartışmalar gündeme gelmişken, örgüt, Apo’ya “dinî bir maske” geçirmeye karar vermiş ve “PKK kampları”nda militanlara verilen derslerde, Apo’nun “Kürtlerin peygamberi”(!) olduğunu söyleme cüreti gösterilmiştir!..
ERDOĞAN’IN DA GÜNDEMİNDE
22 Nisan Cuma günü “sürmanşet”ten verdiğimiz “Apo’yu peygamber ilân ettiler” başlıklı haber, hâlâ gündemde, hâlâ konuşuluyor.
PKK kamplarında, Apoculuğun “yeni bir din”, Apo’nun da hâşâ “Çağdaş İbrahim” olarak gösterildiğini ortaya koyan haberimiz, geçen hafta Başbakan Tayyip Erdoğan’ın da gündemindeydi.
Cumartesi günü “Muş mitingi”nde, çoğunluğu “Kürt” olan vatandaşlara seslenen Erdoğan; “Apo’yu peygamber ilân edenlerle bizim işimiz olmaz” diyor ve ekliyordu:
“Birliğimizi zedelemeye gayret edenler var. Cuma, cuma namazı, bizim birlik sembollerimizdir.
Biz köy camileri, köy mescitlerinde bile cuma kılmayız. İlçelere veya il merkezlerine gideriz. Niye? Çünkü birlik ve beraberlik orada oluşur.
Şimdi terör örgütü ne diyor:
‘Devletin imamlarının arkasında namaz kılmayın.’
Allah Allah... Ya zaten sizin namazla falan ne alakanız var?
Terör örgütünün böyle bir derdi var mı?
Açık konuşuyorum bakın;
Apo’yu peygamber ilan edenlerle bizim işimiz olamaz.
Onun için bizi aldatanlara, benim Kürt kardeşlerimi aldatanlara karşı hep beraber olacağız.”
“Seçim sath-ı maili”ne girdiğimiz günlerde Apo’yu, hâşâ “peygamber” ilân edip; PKK’nın “Marksist-Leninist-Ateist” bir örgüt olduğu gerçeğini örtbas etmek ve tabiî bu arada “BDP’ye oy devşirmek” isteyenler, acaba “Apo’nun İslâm düşmanlığı”na ne derler?..
Çünkü Akit, Apoculardan sonra, 23 Nisan Cumartesi günü de, “Apo’nun maskesi”ni düşürdü.
Apo, kendisini ziyarete gelen avukatlarına, 13 Mayıs’ta diyordu ki;
“İslâm, bizim için de birinci tehdittir!.. İslâm, Kürtlerin direnme ruhunu öldüren en büyük ideolojik araçtır!”
Biz, her iki haberimizi de “Müslüman Kürtler”in dikkatine sunduk... Öyle umuyoruz ki; meydanlarda “şov” yapan BDP’lilere, 12 Haziran’da gereken dersi vereceklerdir!..
“Müslüman”ların “oruçlu” oldukları Ramazan ayında, milyonlarca “oruçlu”nun gözleri önünde, güpegündüz “lıkır lıkır su içen BDP’liler”in, bugün meydanlarda “Cuma namazı” kılmaları, ne kadar “samimi”dir, ne kadar “şov amaçlı”dır, bunun takdirini “Müslüman Kürt halkı”na bırakıyoruz!..
Biz, “maskeleri”ni indirdik,
Gerisi, “Kürtler”in bileceği iş!..
KILIÇDAROĞLU’NUN YALANI
Akit, geçen hafta, sadece “Apo, PKK ve BDP’liler”in maskesini indirmekle kalmadı, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun maskesini de indirdi.
27 Nisan Çarşamba günü; “Hem küfürbaz, hem yalancı” başlıklı manşet haberimizde, Başbakan Tayyip Erdoğan’a hitaben “Ananı!..” diyecek kadar ağzını bozan Kılıçdaroğlu’nun; aynı konuşmasındaki “Yakınlarıma toplu iğne ucu kadar çıkar sağladığımı ispat edin!.. Ben yakınlarıma çıkar sağlamadım!” sözünün de “yalan” olduğunu, Kılıçdaroğlu’nun 9 yıl başında bulunduğu SSK’yı; bırakın “aile çiftliği” yapmayı, adeta “sülâle çiftliği”ne çevirdiğini belgeleriyle ortaya koyduk!..
Ve dedik ki;
¥ “Kılıçdaroğlu, SSK’ya; eski soyadı olan Karabulut ailesinden onlarca kişiyi yerleştirdi... Cemal Karabulut, Düzgün Karabulut, Ramazan Karabulut ve diğer 31 Karabulut!.. Kılıçdaroğlu, annesinin kızlık soyadı olan Gündüz’lerden de 26’sını SSK’ya yerleştirmiş. Bir de Düzgün’ler var... Eşinin kızlık soyadı olan Düzgün’lerden de 13 kişiyi SSK’nın çeşitli kadrolarına almış...”
¥ “Karabulut, Gündüz ve Düzgün soyadlı 100’den fazla akrabasını SSK’ya yerleştiren Kılıçdaroğlu; henüz ilköğretimde okuyan 13-14 yaşındaki oğlu Kerem’i sigortalı yaptırmış, kızı Zeynep de Vakıfbank’ta sınavsız işe başlamıştı... Aynı Kılıçdaroğlu’nun 2 aylık torunu da “1 günlük çalışma” ile sigortalı yapılmıştı.”
Hemen söyleyelim; Gerek “İki MHP’li yönetici”nin, gerek “Apo ve PKK”nın, gerekse “Kılıçdaroğlu’nun, SSK’yı sülale çiftliği haline getirdiği”nin haberleri, sadece Akit’te vardı... Daha doğrusu, bu olayları “ilk gündeme getiren Akit” oldu... Sonra, diğer gazeteler Akit’in peşinden geldi...
KIŞLADA SİYASET DERSİ
Meselâ; “Kışlada siyaset!.. Subay eşlerine muhalefet dersi” haberi de, sadece Akit’te vardı.
30 Nisan 2011 tarihli sürmanşetimizde, yıllardır; “Okula, camiye, kışlaya siyaset girmez” diyenlerin, şimdi kışlada, “subay eşleri”ne, “Hükümet’e karşı muhalefet dersleri” vermeye başladıklarını gözler önüne serdik.
“TSK’nın seçime yönelik kurum içi eğitim seminerleri-1” adıyla internette yer alan bir kayıtta, Kırıkkale Garnizon Komutanı Albay Engin Kabadaş’ın; Cumhurbaşkanı Gül ve Başbakan Erdoğan’ın eşlerinin başörtülü olmasını ağır sözlerle eleştirdiğini belgeleriyle ortaya koyduk...
Albay Kabadaş diyordu ki;
¥ “Atatürk’ün sofrasından şarap kaldırıldı...”
¥ “Okullarda başörtülü kızlar ve bıyıklı erkekler hayli çoğaldı...”
¥ “YAŞ’a ilk defa bunlar şerh koydu!..”
“Cumhurbaşkanlığı” ve “Hükümet’e” karşı, resmen ve alenen “CHP muhalefeti” gibi bir muhalefet yapan Albay Engin Kabadaş’ın bu sözlerinin Akit’te yer aldığı gün, memnuniyetle ifade edelim ki; Genelkurmay, hemen devreye girdi ve olayla ilgili “soruşturma” başlattı...
HALKIN, HAYKIRAN SESİ!
Bunlar gibi, daha nice “haberimiz” vardı ki, geçen haftaya “damga” vurdu... Diğer “gazete”ler ile “internet siteleri”nin en çok “alıntı” yaptığı “haber” ve “yazı”lar Akit’ten oldu...
Hiç şüpheniz olmasın ki;
Akit, bugüne kadar olduğu gibi, bundan sonra da “gazetecilik” yapmaya, “vagon” değil, “lokomotif” olmaya devam edecektir... Çünkü Akit, “İngiliz Krallığı”nın değil, bu halkın “gören gözü, işiten kulağı ve haykıran sesi”dir... Böyle olmaya da inşallah devam edecektir.
Gönül dolusu selâm ve saygılarımızla...