Elimde olmayarak iktidar-muhalefet, medya ve sermaye çevrelerini tenzih ederek başlıyorum..
Neden tenzih ettiğimi ben de bilmiyorum..
Her meselenin aslını-faslını mutlak surette kademe kademe Washington, Avrupa ve gündoğusuna gittikçe karşımıza çıkacak zevat bilir.. Hatta bu güzergahtaki zerzevat da bilebilir..
“Belasını buldu” demişler.. Belasını bulan Usame Bin Laden.. Buldu fetvası verenler ise Hürriyet gazetesinin manşetinde kıpır kıpır ışılıyor..
İşte fet eminleri:
HSBC Genel Merkezi..
İngiltere Konsolosluğu..
Neve Şalom Sinagogu..
BETH İsrail Sinagogu..
Ayrıca, Aydın Doğan medyasının çocukları, cücükleri, idraki gücükleri..
Günümüz öyle bir menfaat günü ki hiçbir fetva karşılıksız verilmiyor.
Ne iktidarı, ne muhalefeti, ne düşünürü, ne kaşınırı, ABD’den alacağı mesajın mahiyetini tahmin etmedikçe adım atmıyor..
Kendi hergeleliğini öz iradesiyle tescillemiş fitne/fesat ustası zat, yandaş yalakalara talimat veriyor.. Aynen güvenlik güçlerine taş atan çocuklara kimler emrediyorsa öyle bir emir yağdırıyor..
“İlk taşı atacak” hikayesinde olduğu gibi amma, ilk taşı atış alanına taşıyanlar sebepsiz külfete girmiyorlar..
Erdoğan’ın Çiçek Cemil’i çocukları dahi iknadan uzak gerekçelerle, yiğitçe Laden taşladı.. C.Başkanı’da yarım ağız ABD’yi memnun etmenin yollarını aradı..
Ana Muhalefet topçusu, namı diğer Çarkçı Kemal dahi kulp takmadık bulut, katletmedik umut bırakmadığı halde ebkemliği tercih eyledi.. Amerika’yı, Obama’yı eleştirsin de oklova yutmuş oğlan çocuğu gibi sipsivri kalsın mı?
Hele şu kasetçi esnafın haline bakınız..
Devlet Bahçeli sesli/görüntülü, üstelik ikrarlı hadiseyi perva etmeden “Amerika Organizasyonu” sapanıyla atıverdi.. Bahçeli öyle bir sütre gerisine kaçar da Baykal durur mu? O dahi, eski gözden nihan olmak vaziyetindeki uçkurlu kaset olayını Amerika heybesine boca etmiş..
Hani, “herkesin bir derdi var, değirmencinin su derdi” derler ya.. İşte öyle vaziyetler.. Fethullah Gülen Hocaefendi/Bin Laden’den nefret ediyorum/bombasını atıvermiş meydana..
“Müslümana adam öldürmek yakışmaz” diyorlar, amenna çekiyoruz.. Müslüman kin tutmaz diyorlar, eyvallah çekiyoruz.. Peki Müslümana nefret nasıl yakışır? Yakışmaz.. Çünkü nefret geldiğinde sevgi üçten dokuza boş olur..
Ne buyurdunuz?
Gidecek yeri yok onun için istemiyerek yanlış mı düşüyor?
Bari Vatikan örneği “Bir insanın ölümünden mutlu olmayız” deseniz çok mu zor gelirdi?
İlla ki “derin devlet” toprağı ile çimento mu karacaksınız? Tutmaz emin olunuz ki.. Az bir süre sonra harcanan emeğe yanarsınız..
İsrail, El Kaide’nin binlerce misli, hem de daha haksız şekilde hem toprak işgal ediyor, hem çocuk/kadın demeden katlediyor, her ülkenin çok derin zerzevatı heykel oluyor taştan, tunçtan, çamurdan..
Şayet yaptıklarından dolayı bir İsrail domuzu katledilse Amerika ve Avrupa hergeleleri kaç yüz ton üzülürlerdi.. Üzülmeyeni, iyi oldu diyeni hangi çeşit işkenceyle öldürürlerdi?
Görülmüştür..
Tekrarı heyecan dahi doğurmaz..
Evet ben dindaşım olmasına rağmen Muammer Kaddafi’yi asla mazur görmedim.. Baas rejimi mazur görülemez...
Fanatiklik insan haysiyetine zarardır..
Haddinden fazla korkaklık ve tabasbus da tehlikeli bence..
Amerika, ödleklerin korktuğu kadar sonsuz güç sahibi değildir.. Olsa şahsiyet kaybederek ölüm ertelenemez.. Ve seviyesiz, seciyesiz millet idarecileri doğacak bebeklerin inancına, şerefine kelepçe vuruyorlar..
Yazık değil mi?
Yiğitler öldü de korkaklar ebedi kaldı mı?
Eee, ne bu rezillikler?
Maksadımızı açıklarsak yeni doğan bebekler yüzümüze tükürmez mi?
Çıkarın şu İsrail domuzunu gönül bahçenizden..





Zaman allamesinin güdümlü kaleminden
Patron fikrine uygun silik/düz fetva çıkar
Çağdaşlık cahilinin kirli/pisli cebinden
Her gün üçyüz kulluk ve her an yüz fetva çıkar.