Tanımı kendileri yapınca...
Ortadoğu coğrafyasında Müslüman kanı akıyor.
Dünya kamuoyu Usame Bin Laden’in şahadetine kilitlenmiş durumda.
Özellikle işgalci emperyalistlerin korkulu rüyası haline gelen Usame’nin cesedi ortalıklarda bile yok. Kinlerinden gözlerini oymuşlar, kollarını kesmişler, ağırlığa bağlayıp okyanusun derinliklerine atmışlar. Tıpkı henüz Müslüman olmayan Vahşi’nin azat edilme karşılığında Hz. Hamza’yı oklarla delik deşik ettikten sonra ciğerlerini çıkarıp Hind’e götürmesi gibi...
Şu anda Vahşi’nin görevini Pakistan Özel Harekâtı üstlendi.
Bu ayıp Pakistan’a kıyamete kadar yeter de artar...
Öte yandan gazeteci Şamil Tayyar’ın adaylık arifesindeki açıklamaları ilginç değil mi?
Tayyar, MHP Milletvekili Kürşat Atılgan’ı işaret ediyor.
Askeri Ataşe Atılgan, Şam’da Öcalan ile aynı binayı paylaşır ve de görüşürmüş...
Hatırlayın, o dönemlerde Güneydoğu kaynıyordu. PKK yolları kesiyor, köyleri basarak öğretmenleri ve de üzerine çizik attığı Kürt aileleri katlediyordu...
Şam’da el altından görüşme, Güneydoğuda katliam!..
Bu haberden çok şey çıkar...
“Ergenekon nerede gidip kaydolacağım” diyen Kılıçdaroğlu’na duyurulur.
Askeri Ataşe ile terörist başı aynı binada altlı üstlü oturabiliyorsa adres sormaya gerek kalıyor mu? Demektir ki Ergenekon ile terör el ele, sen de git hemen kaydol...
El Kaide olayına bu açıdan bakarsak, ABD’nin yıllar öncesi Irak ile İran’ı neden on yıl savaşa sürüklediğinin altyapısını anlamış oluruz.
Savaş sonrası hem ağır kayıplar, hem de Irak petrolü paylaşıldı...
Hem şu anda Irak yönetimi kimin elinde?
Afganistan kuşatmasında karşılarında en büyük direnişçi gördükleri Usame Bin Laden gibi bir savaşçıyı ortadan kaldırmayı demokrasinin zaferi(!) olarak hanelerine yazdılar...
Terör bahane, petrol şahane!
İşlemiş olduğu cinayet sebebiyle Obama’ya tebrikler yağdı, açıklamalar yapıldı. Hatta Müslüman ülkeleri diktatörlerden kurtarmak adına NATO işgal güçlerine davetiyeler çıkarıldı.
Sözde ABD Müslüman halkları diktatörlerden kurtaracakmış öyle mi?
Öyle ise, İran halkı diktatör Şah’ı devirdiğinde ABD neden halkın yanında değil de Şah’ın yanında yer aldı? ABD neden mazlum Filistin halkının yanında değil?
CHP’nin kamera skandalı ile düşürülen eski Genel Başkanı Deniz Baykal zaman zaman rejimin rengini ifşa etmek için söyleniyordu:
“Bu koltuklar bize Mustafa Kemal’den emanettir. Hükümet kim olursa olsun iktidar biziz.” Evet, yıllarca hükümetle iktidar farkı yaşadı bu ülke...
Türkan Saylan denilen hanımın da söyledikleri buna paralel değil miydi?
“İsterse %99 ile gelsinler, yine de bizim dediğimiz olur.”
Öyle olmuyor muydu?
Halk sözde sandığa gider ama iktidar hep aynı ekalliyet...
%80’i örtülü olan halkın kızları okullara gidemez, devletin kurumlarında çalışamaz.
Usame katledildi diye terör açıklaması yapanlara tarih sormaz mı?
Sen önce kendi haline baksana, ha Kaddafi, ha emanet koltuklar fark eder mi?..
Müslüman halk arkasına Büyük Şeytan denilen güçleri alarak sözde hürriyet kavgası verme telaşında. Oysa ki Libya’nın millileştirilmiş petrol kuyuları şu anda paylaşılmış bile.
Diğer ayaklanan ülkeler için de vaziyet aynı...
Yarın sular durulmuş olabilir, ama unutmayın ki Müslüman halkların başına getirilecek kuklaların adını sahte demokrasi koyacaklar ve de düştükleri ekonomi dar boğazından kurtulmak adına Müslüman halkın servetlerini daha da sömürecekler...
İşgaller, cinayetler giderek artacak...
Yıllardır hakim karşısına çıkarmadıkları işte Guantanamo esareti...
İşte Ebugarip zindanları...
Zulüm son düğümüne kadar geldi dayandı... Demektir ki bir Usame gitti bin Usame gelecek...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.