2 komik adam: Irak’ın Sahaf’ı... CHP’nin Gürsel Tekin&
Özellikle “kartel gazeteleri”nde sürdürülen “şartlandırma operasyonu”nu ibretle izliyor olmalısınız... İstiyorlar ki, biz de “ABD penceresi”nden bakalım, biz de “ABD gibi düşünelim!”... İstiyorlar ki; ABD’nin savurduğu her “palavra”ya, gözlerimizi kapayıp inanalım!..
Zorla değil ya, arkadaş;
Ben “ABD gibi düşünmek”, onun her “palavra”sına kanmak, attığı her “zoka”yı yutmak zorunda değilim!..
Dün de yazdığım gibi;
“11 Eylül saldırısını El Kaide’nin yaptığına” inanmadığım gibi, “Usame bin Laden’in öldürüldüğüne” de inanmıyorum...
İnanmak ne kelime, gülüyorum!..
ABD tarafından yapılan resmî açıklamalar, bana son derece “komik” geldiği gibi, ABD Başkanı Barack Obama’nın da; “ABD Derin Devleti” tarafından bir “soytarı”, bir “sığıntı”, bir “şaklaban” durumuna düşürüldüğünü düşünüyorum.
“Operasyonu izleme fotoğrafı”nı gördünüz... Başkan Obama, İletişim Subayı Tuğgeneral Brad Webb’in yanında, bir köşeye sıkışmış, adeta “sığıntı” gibi oturuyor!..
Ötekiler hâlâ “beyaz!”
Obama hâlâ “zenci!”
Acı acı güldüm!..
ABD’de, değişen bir şey yok!..
“Görüntü”lere güldüğüm kadar, yapılan “resmî açıklama”lara ve onları “deşifre” etmeye çalışan “kartel gazeteleri”ne de güldüm!..
Bazıları diyor ki;
“Beyaz Saray’dan dağıtılan fotoğrafta, Hillary Clinton’un önünde duran fotoğraf, hassas istihbarat belgesi olduğu için mozaiklendi!”
Bir başkası da diyor ki;
“Masanın üzerinde kristalize edilmiş fotoğraf, Laden’in parçalanmış cesedi olabilir!”
Gelin de, gülmeyin!..
“Hassas belge” ise, o fotoğraf çekilirken niye kaldırmadılar?.. “Laden’in parçalanmış cesedi” ise; masanın etrafındakiler niye hâlâ ekrana bakıyorlar?..
Demek ki, ABD istihbaratı, işin içine “gizem” katmış ki; herkes o fotoğrafı konuşsun istiyorlar!..
Kim, ne derse desin;
Bunun adı, bir “propaganda savaşı”dır!.. ABD, “düzmece bir operasyon” ile “Laden’den kurtulduklarını” dünyaya kabul ettirmek istemektedir!..
Maalesef, başarılı da olmuşlardır!.. Çünkü bizde; “Hıyarım var” diyen birinin peşinden “tuzluğu” kapıp da koşacak çok adam var!..
SAHAF’I HATIRLAR MISINIZ?
Şimdi, “bugünü” burada bırakıp, “düne” bir yolculuk yapalım... Hatırlarsınız; yine ABD’nin, Irak’a “saldırı” düzenlediği günlerde; Muhammed es Sahaf adlı biri vardı... Kendisi, Irak’ın Enformasyon Bakanı’ydı...
Tarih, “2003 yılının Nisan ayı”ydı!..
ABD askerleri Bağdat’a “bomba” ve “füze” yağdırdıkça, Sahaf, hemen “kamera”ların karşısına geçiyor; “Acımadı ki!” türünden açıklamalar yapıp, diyordu ki;
“Son 24 saat içinde en az 60 Amerikan ve İngiliz askerini öldürdük!.. 5 savaş uçağını da düşürdük!.. Amerikan ve İngiliz işgal birliklerine ait 4 Apaçi helikopteri, 2 pilotsuz Predator uçağı, 13 tank, 8 nakliye aracı ve 6 zırhlı araç, Irak kuvvetlerince tahrip edilmiştir.”
Amerikan askerleri “Bağdat kapıları”na dayandığında, Muhammed es Sahaf, yine kameralar önündeydi:
“Saddam Hüseyin Havaalanı’ndaki ABD askerlerini tamamen çıkardık, denetimi ele geçirdik!.. Kaçan askerleri kuşatma altına aldık... Sürekli füze ve topçu ateşine tutuyoruz!.. Kuşatma altında tuttuğumuz bu askerleri de öldüreceğiz... Savaş lehimize dönmüştür. Cumhuriyet muhafızlarına ateş açıyorlar. Çok sayıda ABD zırhlısını imha ettik...”
Bağdat, her an güm güm gümleyen “bomba sesleri”yle sarsılıyor ama Sahaf, “kulakları sağır eden” bu seslere rağmen, yine kameraların karşısına geçip, bağırıyordu:
“ABD askerleri çoğunlukla, ses bombası kullanıyorlar!.. Çok talihsiz ve saf insanlar!.. Ses bombaları kullanmalarının amacı halkta panik yaratmak. Ellerindeki mühimmatın üçte ikisini harcadılar. Uzun boylu bir çatışma meydana geldi. Ciddi çatışmalar her yerde yaşanıyor. Şimdi ABD’liler şaşkın. Onlar hiçbir zaman Bağdat’a girmedi. Bağdat’ı onlara mezar edeceğiz!!!”
Ve sonrası...
“Bağdat’ın 21 günde düştüğü” ve ABD tanklarının Filistin Oteli’nin önünde görüldüğü anda Muhammed es Sahaf, ortalarda yoktu!..
Bir daha da hiç görünmedi!..
Ama o, “medyatik bir kişilik” olarak hafızalara kazındı... Kimi, bir “kahraman” olarak gördü onu, kimi de bir “soytarı” ve “şaklaban” olarak!..
Ama, “sevimli”ydi!..
Bütün “soytarı”lar, bütün “şaklaban”lar gibi, o da “komik” ve “sevimli”ydi!..
“Sempatik” bir adamdı!..
Ki, bu yüzden;
“Arananlar” ve “idam edilecekler” listesine alınmadı!.. Çünkü o, “savaşın en büyük yıldızı”ydı!..
Yaptığı “komik” açıklamalarla bütün dünyayı güldürmeyi başarmıştı!..
Herkesin gönlünde taht kurmuştu!..
BİZİM DE GÜRSEL TEKİN’İMİZ VAR!
Sanıyorum, hâlâ yaşıyor!..
Öldüyse, Allah rahmet eylesin!..
Ama, “Sahaf’ın boşluğu”nu dolduran biri var ki, aramızda yaşıyor!..
Hem de Türkiye’de!..
Hem de İstanbul’da!..
Diyebilirim ki;
O, “Sahaf’tan da komik!..”
Ama, Sahaf’tan “sempatik”, Sahaf’tan “sevimli” değil!.. Tam aksine, “itici” biri!..
Kimden mi bahsediyorum?..
Elbette Gürsel Tekin’den!..
Kalıbımı basarım ki; CHP Genel Başkan Yardımcısı Gürsel Tekin’in açıklamaları, Irak Enformasyon Bakanı Muhammed es Sahaf’tan çok daha güldürücü, çok daha komik!..
Sahaf’ın açıklamalarında, “abartı” vardı ama hiç olmazsa “gerçeklik payı” da vardı!..
Yani, hepsi “atmasyon” değildi!..
Ama CHP’li Gürsel Tekin’in açıklamaları safi atmasyon, safi palavra!..
Artık, bir “panik hali” mi yaşıyorlar, bir “paranoya” mı yaşıyorlar, bir “serap” veya “halüsinasyon” mu görüyorlar, orasını bilmiyorum ama; “CHP’nin es Sahaf’ı Gürsel Tekin” demiş ki;
“37 ilde, 67 bin kişiyle anket yaptırdık!.. Yaptırdığımız anket; öyle asparagas bir anket de değil!.. Ankete göre CHP yüzde 38, AKP yüzde 37!.. Yani, AKP’yi 1 puan geçtik!..”
BU ANKET, HANGİ GALAKSİDE?
Gürsel Tekin; ABD’nin “masa üzerindeki fotoğrafı sır gibi saklaması” gibi; anket yaptırdıkları “şirket”in adını “sır” gibi saklamış!.. Herhalde “uzay”ın derinliklerinde, henüz keşfedilmemiş bir “galaksi”de olduğu anlaşılmasın diye!..
Öyle ya;
“AK Parti’nin yüzde 37, CHP’nin yüzde 38 olduğunu” gösteren bir anket, yapılsa yapılsa “uzaydaki bir galakside” yapılır!..
Çünkü “Türkiye’de” yapılan bir anketten, asla böyle bir sonuç çıkmaz!..
Merak ediyorum;
O anket sonuçları “ufo”larla mı getirildi Gürsel Tekin’e!.. Yoksa; “Türkiye halkıyla iletişim kuramayan” Gürsel Tekin, artık “uzaylılarla” mı konuşmaya başladı!..
Durun, galiba çaktım manzarayı!..
Gürsel Tekin, hani geçenlerde CHP Ümraniye İlçe Teşkilâtı’na gitmişti de; CHP’liler, onu “Kahrolsun Tekin faşizmi” diyerek teşkilâttan kovmuştu ya...
Hâtta, kovmakla da kalmamış “otomobil”ini yumruklayıp, tekmelemişlerdi ya, sakın o “yumruk”lardan bir veya birkaçı Gürsel Tekin’in kafasına isabet etmesin!?!..
Tekin, orada bir “yumruk darbesi” aldıysa, sadece “kimyası” değil, “dengesi” de bozulmuştur!..
Eee, “bozuk bir denge”den de, işte böyle “dengesiz açıklamalar” yapılır elbet!..
CHP, AK PARTİ’NİN 3’TE 1’İ!
Baksanıza, adamcağız durduk yerde sayıklıyor, durduk yerde “serap” görüyor... Güya “uyanık” ama “rüya” görüyor:
“AK Parti yüzde 37,
CHP yüzde 38!..
AKP’yi 1 puan geçtik!”
Bütün anket şirketleri; “AK Parti oylarının, CHP oylarının yaklaşık 3 katı” olduğunu açıklarken, Gürsel Tekin, “1 puan ilerdeyiz” diyor!..
“3 kat” nerede,
“1 puan” nerede?..
Vah, zavallı Gürsel Tekin;
CHP oylarının, “3’ün 1’i” mesabesinde olduğunun bile farkında değil!..
Demek ki; o “yumruk” ve “tekme”ler, sadece “otomobil”inde değil, beyninde ve hatta “göz”ünde de hasara yol açmış!..
Öyle olmasa;
“3’ün 1’i”ni bile bile, kalkıp da “1 puan öndeyiz” demezdi!..
Haa, az kalsın unutuyordum...
Gürsel Tekin, bu açıklamayı Erzurum’da yapmış ve demiş ki;
“Erzurum, AK Parti’nin kalesi olarak bilinirdi... Ama, artık değil!.. Bu çok net olarak görülüyor!”
Biz de göreceğiz!.. 13 Haziran sabahı biz de göreceğiz, Gürsel Tekin de!..
Dedim ya;
Iraklı Muhammed es Sahaf’ın bıraktığı boşluğu CHP’li Gürsel Tekin doldurdu!..
Sahaf da “palavra” sıkıyordu,
Gürsel Tekin de!..
Sahaf da “desteksiz atıyor”du, Gürsel Tekin de!.. Sahaf da “medyatik”ti, Gürsel Tekin de!..
“Irak’ın es Sahaf’ı vardı,
CHP’nin Gürsel Tekin’i!”
Sahaf da “Irak’ın hezimet”li günlerinde çıkmıştı ortaya, Gürsel Tekin de “CHP’nin hezimeti”ne 1 ay kala çıktı ortaya!.. Sahaf “dünyayı kandırmaya” çalışıyordu; Tekin, hem CHP’yi, hem kendini!..
Ama, hakkını yemeyelim;
Muhammed es Sahaf; son derece “komik”ti, “şaklaban”dı, “soytarı”ydı filan ama aynı zamanda “sempatik”ti, “sevimli”ydi!..
Gürsel Tekin de “komik”.
Ama, maalesef “sevimli” değil!..
Tam aksine, yüzünden “sirke” saçılıyor, yani son derece “itici”!..
Ben, hiç sevemedim bu adamı!..
Son derece “sinsi” geliyor bana!..
Hani, “Kemal Kılıçdaroğlu seçimde başarılı olamasın da, yerine ben geçeyim” der gibi bir hâli var!..
Neyse;
Orası “Benim Adım Kemal”in sorunu!
===============
Kandil’in ova şubesi: BDP
Bir yandan “eylemsizlik” kararı alacak ve “diyalog” isteyeceksin, bir yandan da “terör”e başvuracaksın!.. Bunun adı “sahtekârlık”tır, bunun adı; “Tavşana kaç, tazıya tut politikası” gütmektir!..
Hem “Barış ve Demokrasi” diyeceksin, hem de “savaş”ı sürdürecek ve bunu da “Apo’nun elini güçlendirmek” için yapacaksın!..
BDP’li milletvekili adayları; ya bu “çelişki”yi izah etmeli, ya da “PKK sözcülüğü” yapmaktan vazgeçmelidir!.. Biliyorum, bu “beyhude bir çağrı”dır!.. Çünkü onlar; “kan, gözyaşı ve silah”tan besleniyorlar!.. “Demokrasi”yi ise sadece “maske” olarak kullanıyorlar!..
İşte dün, BDP’li adaylardan Aysel Tuğluk konuşmuş Diyarbakır’da... Kastamonu’da, “Başbakan’ın konvoyu”na düzenlenen ve “1 polisin şehit olduğu” saldırının “PKK’lı teröristler” tarafından düzenlendiği “telsiz konuşmaları” ile tescillenirken, Aysel Tuğluk’un gündeminde “PKK saldırısı” yok!.. Ama, “askerin saldırısı”(!) var... Çatışmada “7 PKK’lı terörist” öldürülmüş ya, Aysel Tuğluk; askerin “oluk oluk kan akıttığını” iddia ediyor!.. Peki, Kastamonu’da “zırh delici kurşun”lar yağdıran, polislerin kanını akıtan kim?.. Bayan Tuğluk, niye “PKK” diyemiyor?..
Böyle “barış” olmaz, böyle “demokrasi” istenmez!.. Eğer “çatışma” istemiyorsan; hem “taşeron”larını Kastamonu’ya gönderip “gövde gösterisi”ne girişmeyeceksin, hem de “mağdur pozları”na bürünmeyeceksin!.. Kendine güveniyorsan, “sandığa” gideceksin!.. Aksi halde, “Kandil’in ova şubesi” olmaktan kurtulamazsın!..