Yine o kahrolası sözcük: Kefen!

Yine o kahrolası sözcük: Kefen!

Başbakan Erdoğan'ı koruyan polislere yönelik saldırının ne anlama geldiğini daha iyi anlamak için tek yapmanız gereken haritaya bakmak!
Kastamonu kent merkezinden sadece 20 km. ötede, Çankırı yolunda saldırdılar.
Kastamonu, Ankara'nın kuzeyinde bir il... Karadeniz'e kıyısı var.
Dikkatinizi çekerim: Eldeki bilgilere göre saldırıyı kent kadrosu yapmıyor. Güneydoğu ve Kuzey Irak'ta konuşlanmış gruplara benzeyen bir dağ ekibi saldırıyor. Hem de özel mermilerle...
Yani PKK, "Ben Türkiye'nin her yerinde gerilla faaliyeti yürütürüm... Ölümü göze almış militanlara sahibim... İcabında Başbakan'a bile saldırırım..." mesajını veriyor.
***

Peki, mesaj "sadece" PKK'ya mı ait? Bence değil.
Başbakan Erdoğan'ın, saldırının ardından, "Biz bu yola, merhum Menderes'in ifade ettiği gibi, kefenimizi giyerek çıktık" demesi, olayı "sadece" PKK tarafından yapılmış bir saldırı olarak görmediğinin işareti.
Soru: Bizim siyasetçiler hangi şartlarda kefenden söz açar? Ne zaman Adnan Menderes'i hatırlar?
Lafı eğip bükmeye gerek yok.
Cevap basit ve net: Derin devletin saldırısına uğradıklarında!
Yani Başbakan Erdoğan, "Bize saldıran görünüşte PKK militanları ama onların ardında derin devlet var" diyor satır aralarında.
Ben de tastamam böyle düşünüyorum.
Çünkü örnekler ortada:
1996'da MİT, o sırada Şam'da yaşayan Apo'yu yakalamayı ya da öldürmeyi planlıyor. Genelkurmay semalarında yükselen mesaj bulutları yüzünden operasyon suya düşüyor.
Ya Heron skandalı? "Bizim kontrolümüzdeki militanlara zarar veriyor, Heronları çekin" diyor üniformalı zat.
Velhasıl saldırı, Başbakan Erdoğan'a yönelik bir tehdit: "Ayağını denk al, yoksa seni öldürürüz."
Siz hâlâ vesayet rejiminin bittiğini sanın!

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi