Hacivat'ın kim olduğunu Müjdat Gezen biliyor mu?
Bir zamanlar komikti ama artık gülünçleşti Müjdat Gezen. Delidir, ne yapsa yeridir, kıvamına geldi.
Benim uydurmam değil bu delilik konusu. Müjdat Gezen, "Galiba Ben Sanatçıyım" adlı anı kitabında anlatıyor. (Can Yayınları)
Gezen'in çok saydığı, sevdiği, fırsat buldukça sözlerinden alıntılar yaptığı Aziz Nesin, bakın onun hakkında neler yazmış:
"(...) üstüne üstlük Müjdat hastadır. Hastalık da meslek mi, meslekten mi sayılıyor, demeyin. Çünkü hastalık, Müjdat'ta meslek olmuştur ve Müjdat profesyonel hastadır. (...)
"Müjdat'ın hastalık hastası olduğunu herkes bilir. Zaten o da herkes bilsin diye, bile isteye, yani gönüllü olarak hastalık hastası olmuştur. Bu yüzden kendisini, 'Benim Delilerim' adlı kitabıma almadım diye bana gücenmiştir. 'Müjdatçığım, seni sıradan deliler arasına sokmak istemedim. Seni ayrı, büyük bir kitapta anlatabilirim ancak...' diye zorla avuttum. (...)
"Ne demişler: İnsana kırk kez deli dersen, delirirmiş. Bu söz doğru da, deliye kırk kez akıllı desen akıllanmıyor. Ben Müjdat'a kırk kez değil, dört yüz kez akıllısın, dedim, ama o 'Hayır, ben hastayım' diyor da başka bir şey demiyor." (s. 127)
***
Gezen, Aziz Nesin'in en çok, "Türk milletinin yüzde 60'ı aptaldır" lafını sever.
Örneğin geçen 12 Eylül'deki referandumda "Evet" oyları yüzde 58, "Hayır" oyları ise yüzde 42 çıktı ya... Gezen hemen o lafı hatırlattı.
Yalnız değerli sanatçı bir noktayı atlıyor. Her alanda olduğu gibi zekâ konusunda da ilerliyor millet. Ee, haliyle istatistikler, oranlar, veriler de değişiyor.
Referandum sonuçlarının da gösterdiği gibi, milletin bir zamanlar yüzde 40 olan akıllılık oranı, yüzde 58'e çıkmış durumda.
***
Gezen bu kez yumurtayı Bursa'da çatlatmış:
"Türk halkına sorun: Karagöz'ü mü, yoksa Hacivat'ı mı daha çok seversin? Kesin Karagöz çıkar. Karagöz kırodur, kabadır. Halkımız çok okuyan insanları sevmez. Bense Hacivatçıyım."
Bazı yayınlar bu sözleri, "Gezen yine millete hakaret etti" diye sunmuş.
Bence abartmışlar. Sanatçının dediği doğru: Gölge oyununda komik olan, seyirciyi güldüren Karagöz'dür. Hacivat ise ancak gülünçtür.
Halk niye gülünç olanı sevsin ki? Elbette kendisini mutlu eden Karagöz'ü sevecek.
Her ne kadar ikili olsalar da, esas oğlan Karagöz'dür. "Karagöz Oyunu" deriz mesela, "Hacivat Oyunu" demeyiz. İnternetteki sitenin adı da "karagoz.net" zaten...
***
Yalnız bir noktada yanılıyor sanatçı: Bu halk eğitimin önemini gayet iyi anlamıştır.
Çünkü cumhuriyetin kuruluşundan beri okumuş-yazmış, eğitimli, aydın zümre tarafından itilip kakılmıştır.
Bu sebeple dişinden tırnağından artırarak çocuğunu okutmaya çalışmış; "Ben okumadım ezildim, bari sen ezilme..." demiştir.
Kabalığına gelince... Doğrudur: Karagöz kabadır. Öyle de olmak zorundadır.
Çünkü Hacivat takımı gibi arkasında ordu gücü yoktur. Mecburen bazen hakkını pazısını kullanarak aramak zorunda kalır. "Sen seni bil sen seni... Sen seni bilmezsen patlatırlar enseni."
Bu da onu zor duruma sokar çünkü kanunlar, "Hacivat ve şürekâsı" tarafından yazılmaktadır.
***
Not: Müjdat Gezen'in öykündüğü, "çok okuyan" diyerek övdüğü Hacivat acaba nasıl bir kişilik? Türk Dil Kurumu Sözlüğü onu şöyle betimliyor:
"Herkesin huyuna suyuna giderek işini yürüten, içten pazarlıklı, ölçülü, her kalıba girebilen, çıkarı için olan biteni görmezlikten gelebilen tip. Biraz 'mürekkep yaladığı' için yarım yamalak da olsa biraz şundan biraz bundan haberi olan bir yarı aydın tipi. Görgü kurallarına uyar ama içten değildir. Kurulu düzenin temsilcisi, çıkarı olanın borusunu öttüren, tam anlamıyla 'oportünist' olan bir kişiliği vardır."
Ben demiyorum, kitap diyor!