KOBİ’ler bankalara teslim, aman dikkat…
Küçük ve Orta Büyüklükteki İşletmeler olarak kısaca KOBİ olarak adlandırdığımız işletmelerin bankalardan kullandıkları kredi tutarı Şubat sonu itibarıyla 150 milyar TL’ye dayandı. Bu meblağ geçen yılın aynı dönemine göre % 50’nin üzerinde bir artışa tekabül ediyor. Bu artış ve oranlar bir yandan ekonomik ataletten çıkışımızın göstergesi olarak yorumlanırken diğer yandan da artan hacim korkutucu.
Çok hızlı bir şekilde artan bu hacim korkutucu çünkü KOBİ’ler alanında bizde maalesef her şey Allah’a emanet. Henüz ülkemizde KOBİ ne demektir, hangi işletmeler bu tanıma girer, hangi işletme KOBİ’dir, hangisi değildir sorusuna dahi net bir cevap verebilmek mümkün değil. Avrupa Birliği tanımını baz almaya çalıştığımızda ülkemizdeki hemen hemen tüm işletmeler KOBİ tanımına girdiği için kendi KOBİ tanımımızı kendimiz yapmamız gerekiyor. Bankalar açısından durum o kadar karmaşık değil. Çoğu banka yıllık “resmi cirosu” 5-7 milyon TL’ye kadar olan işletmeleri KOBİ segmentinde değerlendiriyor.
KOBİ’ler ülkemiz için çok önemli. Selçuk Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Rifat İraz hocamızın bir makalesinde özetlediği ifadeyle, “Günümüzde KOBİ’ler, küreselleşmenin yarattığı şiddetli rekabet ortamında ulusal ekonomilerin gelişmesi ve korunması bakımından önemli bir işlev üstlenmektedirler. Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde KOBİ’ler, özellikle yarattıkları istihdam olanakları ve sahip oldukları esnek yapılarıyla çevresel değişmelere hızlı tepki vermeleri dolayısıyla ulusal ekonomilerin gelişmesinde ve küresel rekabetin olumsuz etkilerinden korunmasında oldukça etkili bir rol oynamaktadırlar. Bunun yanı sıra, taşıdıkları yerel olma özellikleri itibariyle yabancılaşmayı önlemesi ve orta sınıfı güçlendirmesi gibi rolleri, KOBİ’leri sosyal açıdan da önemli kılmaktadır.”
KOBİ’lerin bankalarla ilişkilerinin artması, buna bağlı olarak kredi hacimlerinin hızlı bir şekilde önemli boyutlara ulaşması noktasında KOBİ’lerin üzülmemeleri için çok dikkatli olmaları gerekiyor. Bu dikkat elbette banka seçiminde gerekiyor en çok. Kullandıkları krediler ticari kredi kapsamında olduğu için tüketici kredilerden farklı olarak büyük bir tehlike içeriyor. Tüketici kredilerinde (bireylerin kullandığı araç, konut vs) vade boyunca banka kredi oranını yasal olarak değiştiremezken ticari kredilerde banka ekonomik koşullara göre kredinin oranını değiştirebilmektedir. Özellikle çalkantılı dönemlerde bankalar patronları çağırarak kredileri revize etmekte, işletmelerin zor duruma düşmelerine neden olabilmekteler. Bundan daha da tehlikelisi ticari kredileri banka istediği zaman geri çağırabilmektedir. Yani kullanılan kredinin taksitleri bitmemişken banka dilediği zaman işletmeden kredi borcunun hepsini hemen kapatmasını yasal olarak isteyebilmektedir. Tüketici kredilerinde yasal olarak imkânsız bir durum iken kriz zamanlarında ticari kredilerde bu sıklıkla karşılaştığımız bir durumdur. Banka ismi vermek yasal olarak maalesef bizi zor durumda bırakacağından hangi bankaların bu tür kötü davranışları alışkanlık edindiğini açıklayamıyoruz. Ancak, daha önce de sözünü ettiğimiz 2008’de patlak veren ekonomik krizde Kayseri’nin göz bebeklerinden 75 yıllık tekstil imalatçısı ve ihracatçısı Karartaş Grubu’nun kredilerini 6 ay erken çağırarak fabrikalarda üretimin durmasına, binlerce insanın işsiz kalmasına ve grubun bir şirketinin haraç mezat icradan satılığa çıkarılmasına neden olan iki özel banka örneği unutulacak gibi değil. İnternetten kısa bir araştırma yaparak sicili temiz olmayan bu bankalardan özellikle uzak durmakta fayda var. Bankaların müşterilerle kredi ilişkisi meşhur tabirle açık havada şemsiye verip yağmur başlar başlamaz şemsiyeyi geri almaktan ibaret.
Bu noktada katılım bankalarının diğer mevduat bankalarına göre büyük bir avantajı öne çıkıyor. Katılım bankaları çalkantılı bir ortamda dahi ticari kredilerin oranlarını yukarı yönlü revize etmiyorlar ve yine son krizde de teyit edildiği üzere katılım bankacılığı prensipleri gereği ticari kredileri erken çağırmıyorlar. Ticari kredilerin hızla arttığı bir zamanda işletmeler çalışacakları bankaları titizlikle seçmeliler.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.