Nusret Çiçek

Nusret Çiçek

Bahçeli’nin güğümleri

Bahçeli’nin güğümleri

Art arda vizyona konulan kasetlerle MHP’nin başı dertte. Kasetlerin piyasaya sunuş şeklinden anlaşılacağı üzere bir kısım ülkücüler camiada kan kaybına neden olan sayın Bahçeli’nin uzaklaşmasını istiyor.
Gerçek bu mudur, yoksa bir başka skandal mıdır bilemeyiz de asıl olan kasetleri kimin çektiği ile bu kasetlere muhatap olan muhteremlerdir.
Çekenler yanlış, yapanlar daha yanlış...
Nasıl oluyor?
Hem şehit diyeceksin, hem İslamiyet diyeceksin, hem de kameralara konu olabilecek cinsinden yüz kızartıcı bir hayatın as elamanı kesileceksin...
Dışı yeşil, içerisi siyah!..
Bu kesim laikçi ve de çağdaş olduğunu söylese laf yok, ama yıllarca “kanımız aksa da zafer İslam’ındır” sloganları ile halkın belleğine kazıdıkları imaj şu andaki MHP’nin duruşu ile çelişiyor. MHP misyon mu kaybetti?..
Laikçilik ile çağdaşçılığa mı kaydı?..
Paçalarına Ergenekonculuk mu bulaştı?
Bu aşamada Bahçeli’nın sayın Başbakan’a yüklenmesi ne derece doğru olduğunu oturup düşünmek lazım. Bahçeli başbakana soruyor:
“(...)Başbakan bunları açıkla. Şerefiniz ve siyasî namusunuz biraz varsa bunlara karşılık ver. Bize yönelik oyunları tezgahlayanları ortaya çıkar. Aksi takdirde gökkubbeyi başına yıkmaya kararlıyız.”
Olayın asıl sosyolojik perde arkası bana göre sorulan sorularda yatıyor.
Her suçlu psikolojisi gereği gökkubbeyi sonuçta birilerinin başına yıkacağı tehdidinde bulur, ama olayların zihniyet kaymasından kaynaklandığını söylemeye yüreği yetmez.
Sayın Bahçeli, bulunduğun örgütün önde gelenleri ortalığa dökülen çirkin hayatı yaşıyor mu, yaşamıyor mu?
Yaşıyorsa bir Genel Başkan olarak öylesi bir yapılanmanın başında oturup da ona buna tehditler savurmak nasıl bir duygu?.. Doğrusu ben değil, tüm camia merak ediyor.
Soruyorlar, Bahçeli’nin MHP’sinde neler oluyor? İmam nikahlı hanımlarmış...
İyi de bu nikahtan kimlerin haberi var?
Eşinin, çocuklarının, toplumun haberi var mı?
Eskiden oruç tutmayanlara fiziksel tepki gösterenler şimdilerde skandal kasetlerin konusu. Korkarım arkası daha da gelecek...
Kılıçdaroğlu da statükocunun Allah’ını (haşa) Ankara’da arıyor...
Şöyle diyelim: Onların tanrıları ya yukarılarda olur, ya da Ankara’da... Hem de o tanrı laik olduğundan zavallı kudretsiz, dünyaya karışmaz.
Müslümanın inandığı Allah(c.c) her zerrede hazır ve nazırdır...
İşin içerinde Allah korkusu olmadıktan sonra kimin eli kimin cebinde olmuş ne fark eder? Etmiyor zaten. Lise çağına kadar inen fuhuş ve de uyuşturucu bataklığı yıllardır milli eğitimde uygulanan Tanzimat patentli materyalizmin zaferidir.
Eğitim artık eğitmiyor, aksine yozlaştırıp atıyor. Çocuklarımız, haram ve de günah tanımayan anlayışın baskısı altındadır. Maalesef bir kesim Müslüman aileler bu konularda gayet demokrat!
Salıyorlar sokağın insafına merhametine...
Toplum açısından kaset olayını bir iki kişiye yükleyip gidişatı görmezlikten gelmek yanlış. Allah’ın(c.c) kameraları her an faaliyette, zerresine kadar kaydediyor.
Müslüman günah işlemez demek istemiyorum, işlese de hatasını anladığında hemen tövbe ederek eski haline döner.
Ama laik çağdaşçılık güğüm meselesi...
Delinince akmaya başlar ve de etrafı kokutur.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Nusret Çiçek Arşivi