Bu hafta sonundan sonra dört hafta sonu kalıyor. 5’incisinde seçim..

Çoğu gitti, azı kaldı..

19 Mayıs Perşembe günü, 27 Mayıs Cuma, 29 Mayıs Pazar’a denk geliyor.

Ülke genelinde havalar bulutlu.

27 Mayıs’ın yıldönümünde 12 Eylül ve 28 Şubat’ı konuşacağız.. Sadece konuşmakla kalmayacağız. Savcılar 12 Eylül soruşturmasını başlattılar..

27 Mayıs darbesinin yıldönümünde yine darbe anayasasını konuşuyor olacağız.

27 Mayıs bir zamanlar “bayram”dı. Zalimler, çocuklarımıza cellatlarını alkışlatırlardı.. Darbeci paşalar meydan okurcasına askeri gösteri yaparlardı meydanlarda.. Askerler yürüyüş yapardı..

Hâlâ milli bayramlarda askeri resmi geçişler vardır.. Halkın bayramını kutlarken Vali, Belediye Başkanı ve Garnizon Komutanı birlikte halkı selamlar..

Şimdi artık 27 Mayıslarda darbeleri ve darbecileri lanetliyoruz. Resmi bayram filan da değil.

Aslında arada bir de 12 Mart var, ama o darbecilerin kendi aralarında bir iç hesaplaşma olduğu için arada kaynar gider.

28 Şubat, 12 Mart, 27 Mayıs, 12 Eylül yılda dört defa darbeyi hatırlıyoruz.. Şimdi buna bir de Ergenekon ve Balyoz darbe planları eklendi.. Artık her gün darbeyi konuşuyoruz.. Öyle anlaşılıyor ki, darbe tehditlerinden kurtulana kadar da konuşmaya devam edeceğiz.

Darbeciler bölgelerde yaşananları gördükten sonra, herhalde darbe yapmadan önce bu davaların açılmasından dolayı ne kadar şükretseler az.. Çünki aksi halde başlarına gelecek olanlar ortada. Mübarek, Zeynelabidin bin Ali ya da Kaddafi’nin düştüğü duruma düşeceklerdi.

Bana kalırsa mayıs ayı bu seçimlerin sonucunu ciddi bir şekilde etkileme gücüne sahip. 23 Nisan’ın ardından 1 Mayıs’ı kutladık. 19 Mayıs’dan hemen sonra 27 Mayıs ve onun da ardından 29 Mayıs geliyor.

29 Mayıs, toplumda tarihle barışma anlamına geliyor sanki.

“Çoğu gitti, azı kaldı” diyebiliriz.

Seçime doğru en rahat parti AK Parti gibi.. En şanslı parti ise BBP..

CHP ve MHP Ergenekon kamburu ile koşmaya çalışıyorlar. Bir yandan da MHP’nin kasetlerle başı dertte. BBP de ise farklı bir heyecan var. Muhsin Yazıcıoğlu’nun helikopterinin düşmesi ile ilgili ortaya çıkan yeni bilgiler, bu partiyi sürekli gündemde tutuyor.. Muhsin Yazıcıoğlu sanki hâlâ partisinin başında gibi.

MHP ile BBP “U Borusu”na benziyor. Biri düşerken biri çıkıyor.

Kuşkusuz Ülkücülerin parlamentoda temsili önemli. Burada önemli olan Ülkücülerin parlamentoda kim tarafından temsil edileceği. MHP, CHP gibi, hatta CHP ile birlikte, darbecilerin, derin devletin avukatlığını üslenmiş durumda. Yine aynı şekilde darbe anayasasının değişmesine karşı CHP ile aynı çizgide duruyor..

Bana göre, parlamentoda anayasa değişikliğine evet diyeceklerin temsil oranı, MHP’nin parlamentoda temsilinden daha acil ve önemli bir konu.

Bakalım önümüzdeki günler neler getirecek.. Ama önce şu seçimleri salimen bir tamamlamamız gerekiyor.

Bana göre bu parlamentonun en önemli görevi Anayasa değişikliği olacak.. Bundan sonra bu ülkede hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.. Partilerin de yapısı değişecek, seçimler de bundan böyle daha farklı olacak. E-Demokrasiye geçiyor dünya. Bundan sonraki milletvekilleri seçimleri de seçim kampanyaları da çok farklı olacak..

Eğer Anayasa değişikliği önümüzdeki bir yıl içinde gerçekleşecek olursa, Cumhurbaşkanlığı seçimi de belediye seçimleri de çok farklı olacak. İster misiniz, il genel meclisi ve belediye meclisi birleşsin, yerel parlamentolar oluşsun. Trafik polisi, asayiş, okullar, hastaneler yerel yönetimlere bağlansın..

Anlayacağınız değişim için bir milad olacak bu seçimler.. Onun için parlamento aritmetiği son derece önemli..

İktidar olmak için salt çoğunluk yeterli. Ama bugün olması gereken anayasal çoğunluğa ulaşmak bu anlamda büyük önem taşıyor.. Bu konuda MHP’nin barajı aşıp aşmaması önemli. Bu da ancak AK Parti’nin alacağı oy kadar BBP’nin alacağı oy ile ilgili. Bu seçimin anahtar partisi sanki BBP gibi.

Bakalım bundan sonra gelişmeler ne yönde olacak. Görelim mevlam neyler..

Selâm ve dua ile.